THY: Primler Tamam, Kâr Payı da Açıklandı. Artık “Unutturamaz Seni Hiçbir Şey” Bay Bolat.
Evet daha geçen hafta Ahmet Bolat beyle ilgili yazı yazmayı noktaladığımı söylemiştim. Sözünde bir hafta durabildi diyeceksiniz. Çok önemi durumlar dışında demiştim. İyi veya kötü. Bu hem çok önemli hem de güzel bir konu. Perhize yine devam edeceğim.
Bu prim konundan bahsettikleri ilk gün (Şubat 2022 ayıydı galiba) bu konuda ne yazmıştım? “Evet İnsan yapısı böyle. Ahmet Bolat Bey de ne yaparsa yapsın isterse aşağıda belirtilen (Prim ve Kâr payı) uygulama dışında hiçbir şey yapmasın çalışanların çoğunluğu tarafından şirkete gelen unutulması en zor olan tepe yönetici olarak anılacak. Zira personele hiç hesapta ve düşüncelerde olmayan kâr payı ve prim ödemesi yapabilmek için çalışacağını ifade etti. İçinde bulunulan ekonomik şartlar da bunun çalışanları etkilememesi düşünülemezdi. Ve de sözde kalmadı. Her ne kadar bu bir süre havada kalan bir konu olarak göründü ve tepe yöneticiye BOL-AT lakabı yakıştırıldı ise vadedilen konunun prim kısmı uygulamaya konuldu ve ödeme takvimi ve miktarı çalışanlara geç de olsa duyuruldu.
Bay BOLAT bu konuda yapılan çirkin yakıştırmayı hak etmiş miydi? Bana göre hayır. Beklemeyi bilmeliydik. Her konuda olduğu gibi bilemedik. Tabii ki itirazlar yükseldi. Bu arada bir grup neden bize falanla eşit ödeme yapılıyor, vb. sözlerle insan yapısına yabancı olamayan kıstasları da ortaya koyuyordu. Şimdi de kâr payı kısmı da uygulamaya konuluyor. Televizyonda yapılan söyleşilerde 80 bin çalışandan bahsediliyorsa da “65 bin kişilik şirketin % 90’ ı aşkın, çok büyük bir çoğunluğunun bu uygulamadan ötürü tekrar ediyorum bu uygulamadan ötürü Bay Bolat’a müteşekkir olduğunu düşünüyorum. Bu da çoğunluğun bu konudan ötürü mutlu olduğunu gösterir. Gayri memnunlar olmaz mı? Olur tabii. Çıkacak ve bir kulp bulacaklardır. Haklı veya haksız. Haklılarsa ne âlâ. Ama sonuçta çoğunluk memnun ya. Ne gam.
Hepimiz biliyor ve görüyoruz ki, kötülüklerin çoğunun kökeninde para var. Para insanların birbirini avlamak için kullandıkları bir yeme dönüştü. Genelde böyle. Ancak THY’ nin çalışanlara ödeyeceği kâr payı onların hakkı. İnsan kendi parası ile yemlenemez. Yapılana Seçim Yatırımı diyenler, O gün Bay Bolat veya bir başkası oy verme kabinine sizinle birlikte mi girecek? Lütfen başka ve akıllı bir şeyler bulun ki bizde acaba mı diye düşünelim? Tahsilli, kültürlü bir topluluğuz ya.
Düşünüyorum da bu kâr paylarının söz verildiği şekilde dağıtılmasından sonra Bolat beyi ve icraatlarını zemmeden bir yazı kaleme alırsam 1000 çalışan yorumları ile beni dövecektir.” Söylediklerim buydu. Laf aramızda gençliğimde hayli dayak yemiştim. Beşiktaş Galatasaray’ı 1-0 yenince GS lisesinde yediğim dayak halen aklımda. Şerbetliyim yani. Türkçesi beni etkilemez.
Ama bir şeyi de unutmayalım. Bay Bolat doğruyu yaptı. Çalıştı. Uğraştı. Müteşekkir olmalıyız. Ancak THY’ na büyük karı sizler sağladınız. Size verilen para zaten sizindir Hakkınız teslim edilmiştir. Bay Bolat ortaya çıkmasaydı verilir miydi? Emir yukarıdan ise (?) verilirdi tabii. Takdir edin onu savunun ama, bugüne kadar hakkımızdır deyip cansiperane savunduğunuz haklarınızdan tüm grubun vazgeçtiğini çoğul ifadeler kullanarak söylemeyin. Ferdi kaptan nedir bilmiyorum her ne ise onun gibi de yorumlar yazıp hem kendiniz hem de grubunuz için insanlara bu para nelere kadirmiş dedirtmeyin. Ve de çalışma grubunuzu küçük düşürmeyin. Aslında sizin kaptan olduğunuzu düşünmüyorum, bir adım öte inanamıyorum ama, beyan esastır derler ya. VPN ile başkalarının unvanını kullanmak neyle bağdaşır. Onu da siz bulun bir zahmet. Ne ise yorumunuza karşı olanların sayısı size bir şeyler söyler mi? Bilemem. Yorum işte böyle. Aşağıda. Bana komik geldi. Komik ve belki de acı.” Teşekkür ederiz. Bizler bu şirketin Ferdi kaptanları olarak sizden razıyız. Prim ve pazar mesailerini de istemiyoruz. Şirketimizin kazandığı her para helaldir. Sizinle gurur duyuyoruz. Siz geldiniz bolluk bereket oldu. Bazı arkadaşları anlamakta güçlük çekiyorum. Başkanımız geldi her şey düzeldi. Şişirilen mesailer aldığımız ücretler neydi ne oldu. Aynaya bakıp kendinizi bir sorgulayın. Başkanımız sizin için daha ne yapsın. Bu mütevazi adamı bari yarı yolda bırakmayın. Biz hep seni savunacağız değerli başkanımız Prof. Dr. Ahmet Bolat Bey.”
Evet, “İnsana özgü olan hiçbir şey bana yabancı değil. İnsan yapısını iyi tanıyorum. “Tekrar ediyorum, kâr payı uygulamasının da hayata geçmesini takiben Bay Bolat çalışanlarca Türk Hava Yollarının çalışanlarınca hiç unutulmayacak YK Başkanı oluyor. İkale sözleşmeleri, emeklilere danışmanlık hakkı verilmesi, çalışanları ayrıştırma, astlarına tabi olma, sizden, bizden ayırımı yapma vb. Bunların hiçbiri artık önemli değil. (?) Unutulur gider. Hatta Bay Bolat 209 kişiyi de işten atsa bile eski dönemde olduğu gibi “onlar çalışmıyorlar ve oturdukları yerden maaş alıyorlardı iyi oldu” diyenler bile çıkacaktır. İnsanoğlu böyle işte. Bilmem yanlış mı düşünüyorum?
Evet, her şey, bunların hepsi bir tarafa. Biz şimdilik bugüne bakalım. Şimdi, YK. BŞK. Prof. Dr. Ahmet Bolat’ı alkışlayalım. Mümkünse hep birlikte.
Huzurlu Olmak İstiyorsanız, İş Yaşamınızda Ufak Şeyleri Dert Etmeyin.
Bir okurumdan gelen yorumda “Şirkete gireli 17 sene oldu “Bu süre zarfında ancak şef olabildim” Oda 2009’ da. Oysa arkasında desteği olanlar basamakları ikişer ikişer tırmanıyorlar. Müdür de oldular. Daha yukarılara da çıktılar. Bu beni çok sıkıyor. Bu durumu düşünmekten başka bir iş yapamaz oldum. Sizce ne yapmalıyım diye soruyordu.
Cevap vermedim. Yazı konusu ile ilgisi nedeni ile şimdi cevaplayayım dedim. Belki okurlar.
Evet işe girdiğiniz dönem yaklaşık 2005 senesiydi. Bana kalırsa siz oturup o dönemde Türk Hava Yollarına nasıl girdiğinizi düşünün. Eski çalışanların şirketten sistemli olarak uzaklaştırılmalarının başladığı / devam ettiği bir dönemdi. Bu konuda size iki şıklı bir cevap vermek isterim. Eğer şirkete tavassutla, destekle girdiyseniz o karambolde 3-4 sene sonra nasıl şef olduğunuzu düşünün. Olağan karşılıyorsanız sorun yok. Diğerlerinin bu günkü durumlarını da olağan karşılamalısınız. Bu durumda onları dert etmemeniz gerekmez mi? Alışılagelen olağan şeyler bunlar. Yok eğer mülakatlarda kişisel özelliklerinizden ötürü yöneticilerce tercih edilmiş iseniz o zamanda aşağıdaki yazıyı ve size çalışmalarınızda yol göstereceğini düşünerek önerdiğim kitabı okuyun.
Kitabı size daha iyi tanıtmak için 10-15 satırlık bir alıntı yapabilmek için yayınevinden izin talep ettimse de maalesef müsaade etmediler. Bu nedenle yazarı tanıtmakla yetiniyorum. Kitabın ismi “İş Yaşamınızda ufak şeyleri dert etmeyin” Dr. Richard Carlson sanki bizlere yardımcı olmak amacı le yazmış. Bu kitabı. Demek ki Amerika’ dada benzeri sıkıntılar yaşanıyor ki Bay Carlson bu kitabı yazmaya gerek görmüş. Arka kapakta yazarın küçük bir seslenişi var. Bari onu sizlerle paylaşayım. Herhalde suç teşkil etmeyecektir diye düşündüm.
“Her iş dalının, her kariyer türünün kendine özgü sorunları ve stres kaynakları vardır. Her işin kendine özgü kısıtlamaları ve zaman zaman yüz yüze geleceğiniz kâbusları vardır. Zaman zaman hepimiz pek çok tatsız konuyla karşı karşıya geliriz. Bu kitabı okuduğunuzda daha az rahatsızlık hissedecek, daha az kaygılanacaksınız. Canınız eskisi kadar sıkılmayacak, daha yaratıcı ve daha üretken olmaya zamanınızın yettiğini fark edeceksiniz.Sakinliğinizi yitirmediğiniz sürece sorunlarınıza bulduğunuz çözümlerin bir anda ortaya çıktığını göreceksiniz. (İnternetten alınmıştır)
Yorumlar Tüm Yorumlar (93)