Sn.Ali Genç Türk Hava Yollarının 2005 – 2015 arası Basın Müşavirliği görevini başarı ile yürüttü. Çeşitli televizyonlarda yöneticilik, yazılı basında Genel Yayın Yönetmenliği yaptı ve çeşitli şirketlere üst seviyede danışmanlık hizmeti verdi. Genç konusunun uzmanı olan bir kişi. Türk Hava Yollarındaki yönetim değişikliğini ve şirkette yaşanan bir takım huzursuzlukları takiben Genel Müdür Kotil’in görevinden uzaklaşacağı konuşulmaya başlandıktan sonra Basın Müşavirliğinden haklı olarak affını istedi ve karşılıklı mutabakatla THY’ na veda ederek ayrıldı. Bunu, ayrılmayı istemekte haklımıydı? Bana göre haklıydı. Kitabında nedenlerini anlatıyor. Yapıtın bir döneme ışık tuttuğu mutlak. Akıcı, güzel bir Türkçe ile kaleme alınmış, sıkılmadan okunabilen güzel bir anlatım. Fazlasını söylemek ve de kitabı bu açıdan kritik etmek beni aşar. Ustalığa saygı göstermek şart. Ancak kitapta konunun ele alınışı ile ilgili bir iki noktaya THY ‘nın hayli eski bir mensubu olmamdan ötürü değinmem mümkün.
Malum eski deyimle müşavir bu günün danışmanıdır. Başka bir deyişle gerektiği durumlarda konusu ile ilgili bilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimseye danışman (Müşavir ) denir. Bildiğim kadarı ile “Genel Danışmanlık” şeklinde bir unvan da yok. Dolayısı ile bir danışmanın her konuya hâkim olması mümkün değil. Görev tarifinin kilidi “Uzman olduğu konuda “ kelimeleridir. Bunun yanında Danışman organizasyonel yapıda genel de en tepe makamlardan birine ( YK Başkanı, Genel Müdür ) bağlıdır. Ve de sistem içerisinde bir yönetici değildir. Türk Hava Yolları değişik bir uygulama yapmış olabilir. Ama sistemin çalışması bu şekildedir.
ALİ BEYİN USTALIĞI İLE NEYİ BAĞDAŞTIRMADIM?
Kitabın yayınlanmasının zamanlamasında bana göre hata var. Malum Türk Hava Yolları bu dönemde küçük sayılamayacak bir sarsıntı içinde. Uçaklarının bir bölümünü parka çekerek motor kapaklarını kapatmış, yaşanmakta olan krize ilaveten kış tarife uygulamasının etkisi uçulan hat ve frekanslarda düşüşler yaşanmış ve taşınan yolcu sayısında azalmaların meydana geldiği bir dönem. 2016 yılının sonuçları ilan edilen 3 aylık dönemlerini küçümsenmeyecek bir zararla kapatan THY, personeline Toplu İş Sözleşmesinde imza altına alınmış olan 2017 yılı zammını ödeyememiş durumda. Kitapta 20 sayfaya yakın bir boyutta işlenen ve tüm dünyanın dikkatini çektiği ifade edilen ikram sunumunun en önemli unsuru olan uçan şefler uygulaması sonlandırılmış ve bu güne kadar THY’ nin büyük reklamlarına konu olan şeflerin tümü çok büyük bir kısmı işten (Turkish Do&Co ) çıkartılmış. Bu durumdaki Türk Hava Yollarının atılımların alt yapısının nasıl hazırlandığını anlatan bu kitabın amacı eğer satış ise yapıtın raflara konulmasına ilişkin zamanlamada stratejik bir hata var gibime geliyor. Eğer amaç satış değilse, tabii ki bu görüşüm ve herhangi bir hata söz konusu olmayacaktır.
THY’NIN SIRTINI EN SAĞLAM YERE DAYAMIŞ ESKİ TEPE YÖNETİCİSİ: TEMEL KOTİL
Tabii ki konu olan seneleri itibarı ile bu hususun kitapta yer almaması doğal. Bilinseydi de yer verilir miydi bilemiyorum tabii ki. Ali Genç Bey daha Türk Hava Yollarında değildi. Belki THY düşüncesinde bile yoktu Sn. Genç’in. 2002 yılı genel seçimleri 09 Mart 2003 tarihinde yenilendi. Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidara geldi. Hükümet kurulur kurulmaz Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü için ilk duyulan isim Temel Kotil’di. Bu güne kadar THY’ da Genel Müdürlük için adı ilk önce duyulmuş olan birinin atamasının gerçekleştiği hiç görülmemişti. Temel beyde Genel Müdür olarak atanmadı ama kısa bir süre sonra Genel Müdür Teknik Yardımcısı olarak Hava Limanı B kapısından içeri girdi. Sonrası malum. Şirket üst yönetiminde yapılan her değişiklikte gidici olarak Sn. Kotil’in adı geçiyordu. O hep kaldı. Diğerleri ise sıra ile gittiler. Temel Beyin nasıl bir yönetici olduğunu tabii ki Ali Bey benden iyi bilecektir. Ancak şunu kabul etmek gerekir ki, bu kadar müşterek taraf mevcutken yaşanan bu tür uyumsuzluklarda sorun genelde tek tarafta değildir. Benim bildiğim kadarı ile Yüksek İrtifada adı geçenlerin içinde sırtını en sağlam yere dayamış olan tepe yönetici Sn. Kotil’di.
THY TEPE YÖNETİCİLERİ ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIKLAR
Yüksek İrtifa THY’ 10 senesini anlatıyor. Anlatıma göre geçmişte bir kez yaşadığımız tepe yönetici anlaşmazlığı konu olan uzun seneler boyunca öyle veya böyle sürelilik arz etmiş. Anlaşamayanların hepsi Türk Hava Yollarına aynı hükümet tarafından atanan tepe yöneticiler. Başka bir deyişle hepsi birbirini daha önceden de tanıyan, aynı siyasi irade tarafından görevlendirilmiş, haliyle aynı siyasi görüşü paylaşan, Ak Partiye ve özellikle liderine bağlı insanlar. Anlaşmazlıkların tarafları hep aynı, hiç değişmemiş. Temel Bey ve Yönetim Kurulu Başkanları. Konu ne olursa olsun, sonuçta daha güçlü olma isteğinden kaynaklanan bu tür anlaşmazlıklarda sorunun bir kişiden kaynaklandığını düşünebilmek mümkün değil. Başka bir deyişle Temel Bey başta kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Geçmişte bizler bunu ne zaman mı yaşadık? Yönetim Kurulu Başkanımızın Adalet Partili, Genel Müdürümüzün de CHP’li olduğu bir dönem vardı. Bu durumda anlaşmazlık kaçınılmazdı. Yine de şanslıymışız. Bu süreç kısa sürmüştü yanılmıyorsam Senelerce birbiri ile anlaşamayan ve birbirinin ayağını kaydırmak için mücadele eden yöneticilerin çalışanların uyumlu olmasını sağlayamayacakları mutlak. Bu gün THY’ nın i durumu da aynen budur ve de son dönemdeki senelerin birikintisidir.
YÖNETİM KURULU BAŞKANLARININ THY’DAKİ YAŞAMLARI PAMUK İPLİĞİNE BAĞLIYMIŞ.
Türk Hava Yollarında cümle âlem yönetimlerin sendikaya bakış açısını bilir. Özellikle o dönemin Sendika Başkanı Atilay Ayçin Bey ile ilgili fikirlerini de. Bu husus hep konuşulmuştur. Özellikle Hamdi Topçu Bey döneminde çalışanların Sendikal konuda nasıl baskı altına alındığı tüm çalışanlar tarafından bilinmektedir. Başka bir deyişle işveren tarafından desteklenen Sendika yönetiminin seçimi kazanması için THY yönetimi büyük gayret sarf etmiştir. Ali Genç Bey gibi tüm işi tepe yönetimle ilgili olan bir zatın kitabında Yönetim Kurulu Başkanı Sn .Karlıtekin’ in görevden ayrılmasının / alınmasının anlatımında bu tür bir konuyu açıklıkla söylediğine / yazdığına ilk kez rastlanmıştır. THY gibi uluslar arası bir Şirketin Yönetim Kurulu Başkanının görevden alınma nedenlerinin arasında Sendika Başkanının ( Atilay Ayçin ) yeniden seçilmesini önleyememiş olmasının nedenlerden biri olarak gösterilmesi THY işvereni ve buna karar verenler açısından hoş bir görünüm arz etmiyor. Hatırlar mısınız bilemiyorum? Bir Seçim öncesi Başbakanımız işçilerin bir değil, arzu etmeleri halinde iki sendikaya üye olmalarının sağlanacağını söylemişlerdi. Türk Hava Yollarının en büyük eksikliklerinden biri ki bu her dönemde az veya çok hissedilmiştir, buda personelin yöneticilerine güvenmemesidir. Çalışanların ülke ve şirketin tepe yöneticilerine bakışlarını iyiden iyiye menfi olarak etkileyecek bu tür söylevlerin hiçbir şeye fayda sağlamayacağı açık. Her ne ise bu konu kitaba bu şekilde girmeseydi sanki daha iyi olurdu gibi. Tabii bu benim görüşüm. Veya benim dikkatimi çeken bir husus.
KİTAP İÇİN YAPILAN FAALİYET RAPORU YAKIŞTIRMASI DOĞRU MU?
İnternette kitap ile ilgili görüşlerini yazan bir takım kişilerin yazılarını okudum. Kitabı genelde beğeniyorlar. Bir tanesi övgülerini sıralarken arada iki kelime kullanmış. “Faaliyet Raporu“ Doğruya yakın bir ifade. Malum faaliyet raporları işveren tarafından hazırlanır. Güzelliklerin ön plana çıkartılması, menfiliklerin gizlenmesi veya en az zararlı olabilecek şekilde anlatılması tamamı ile hazırlayanın kabiliyeti ve konusundaki uzmanlığı ile ilgili.
TÜRK HAVA YOLLARININ SON 10 YILI İÇİN ( YÜKSEK İRTİFA) GÖRÜŞME YAPILAN ŞAHISLAR
400 sayfaya yakın bu anlatımın şekillendirilmesi için görüşme yapılan şahıslar THY’ nin İkram Başkanı, Uçuş Eğitim Başkanı, İnteraktif Pazarlama İletişimi Müdürü, THY Marka Danışmanı, Sivil Havacılık Genel Müdürü, THY’ nın eski Genel Müdürü Temel Kotil ile sınırlı tutulmuş. Türk Hava Yollarının geçen on yılındaki gelişmeleri kitapta adı geçen diğer yetkililerden de dinlenmesi ve görüşlerine kitapta yer verilmesi gerekmez miydi? Bana göre şarttı. Sayın Gündoğdu, Sn. Karlıtekin ve de Sn.Topçu ile de görüşülmesi en azından anlatımın daha tarafsız bir bakışla düzenlendiğinin bir göstergesini oluştururdu. Bu durumda kitaptaki en çok merak edilen hususların anlatımı tek bir tarafın ( Sn. Temel Kotil ) görüşleri üzerine bina edilmiş demek hata olmayacaktır. Buda Türk Hava Yollarında Sn. Genç ile aynı süreçte görevde olan Sn. Kotil’in yönetimsel becerilerini hikâyeleştirme ve de Sn.Kotil’i THY’ nın bu gün yaşadığı zor durumun alt yapısını hazırlayıcı konumdan çıkartma çabası olarak yorumlanması da mümkün. Sn. Yazarın görev yaptığı dönemde 2005-2015 sürecinde THY’ da işveren vekili kim? Sn. Kotil. Kitabın yazılması esnasında o dönemde Türk Hava Yollarının tepelerinde görev yapanlardan kimlerle görüşülmüş? Yalnız Sn. Kotil ile. Bu yaklaşım insanın düşüncelerini karıştırıyor.
UNUTULMAK İSTENEN GEÇMİŞİ HATIRLATAN AMSTERDAM
Evet, bu tür olayları yolcularımız hatırlamasın hatta unutsunlar isteriz. Ancak havayolu şirketinin bu kazaları hiç unutmamasında fayda var. Her bir olaydan çıkartılacak / alınacak dersler var. Yüksek İrtifada uzun ve kapsamlı olmamakla birlikte THY eski dönem de vuku bulan kazaları ile ilgili kısa bilgiler yer alıyor. Neden ki? Sonra da 2005 -2015 döneminin tek kazası olan Amsterdam kazası detaylı bir şekilde anlatılıyor. Biz her zaman olduğu gibi yine Allah Türk Hava Yollarımızı her dönemde kaza ve beladan korusun diyelim.
YÜKSEK İRTİFADA BİR MİSAFİR: SN CEM KOZLU
Evet; Eski Genel Müdürümüz, Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Kozlu’da THY’ den ayrılmasını takiben bir kitap yazmıştı. “Bulutların üstüne tırmanırken “; Yüksek İrtifada Cem Kozlunun kitabından alınmış bölümler var. Neler onlar derseniz, Birincisi Bölgesel Havayolu hayalleri başlığı altında işlenen konu, İkincisi ise “İlk Deneyimin Hayal Kırıklığı“ başlığı altında işlenen Qualiflayer konusu. Bu noktada bir eksikliği de vurgulamak isterim, TGS’ nin temelleri de bir anlamda Sn. Kozlu döneminde atılmış, gerekli ruhsatlar alınarak diğer havayollarına hizmet sunumuna başlanmış ancak daha sonra siyasilerin baskısı ile ruhsatlar DHMI’ ne iade edilerek faaliyete mecburen son verilmişti. 2003’ den önceki yönetimin başarısızlığını bunu ifade eden başlıklar altında vurgulayan Sn. Genç, döneminin ( Sn. Kotil’ in) başarılarını bir önceki dönemde yaşanan bu hayal kırıklıklarının üzerine bina ederek bir taşla iki kuş vurmayı uygun görmüş. Doğrusunu isterseniz yadırgamadım. İnşallah yanılıyorumdur.
Ben, THY’ na her iki gelişinde de Sn. Kozlu’ya ve Genel Müdür Yusuf Bolayırlı’ ya çok yakın çalışan biriydim. Onun kitabından alıntı yapılabilecek çok şey bulunabilirdi. Evet; siyasi yönü vardı Sn. Kozlu’nun. Ama hiç bir zaman ANAP Genel Başkan Yardımcılığına kadar yükselmiş olmasına rağmen siyasilerin bu gün olduğu gibi Kozlunun arkasında durduğunu ve projelerini sorgulamadan onayladıklarını ve desteklediklerini ve de en önemlisi kaynak sağladıklarını görmedim. Her ikisi de ellerindeki imkânları Türk Hava Yolları için nasıl kullanacaklarını düşünürken bu günkü yöneticiler gibi rahat ve fütursuz değildiler. Örneğin o dönemdeki Yöneticilerin ve de özellikle çalışanların şirkete bağlılıklarından da söz edilebilirdi Yüksek İrtifada şirket kötü durumdayken, maaşlara zam yapılmaması teklifinin bu yöneticilerden gelmediği, uygulamanın personelin isteği ile şekillendiğinden oylama falan yapılmadığından de bahsedilebilirdi. PARAYA MÜTEALLİK KONULAR ( UÇAK ALIMINA BAĞLI OLARAK YENİ UÇUŞ NOKTALARININ AÇILMASI, MİLYONLARCA DOLAR TUTARINDAKİ REKLAMLAR VB. ) DIŞINDA BU GÜNKÜ UYGULAMALARA ESKİ YÖNETİCİLERİN VE THY ÇALIŞANLARININ AYAK İZLERİNİN TAKİP EDİLMESİ SONUCUNDA ULAŞILDIĞI DA SÖYLENEBİLİRDİ. KİTAPTA İKİ ÖRNEĞİ KENDİLERİ VERMİŞLER BİRİNİ DE BEN İLAVE ETTİM.
CEM KOZLU TÜRK HAVA YOLLARI MENSUBU OLMAYI BECEREBİLMİŞTİ.
Bu arada adı geçen ikili seneler boyu hiçbir anlaşmazlık yaşamadılar. Hiçbir huzursuzlukları bizlere intikal etmedi ve bizi menfi olarak etkilemedi. Bu yöneticilerin hiçbirinden falan tarihe kadar, Türk Hava Yolarında filan tarihten önce girmiş olan kimse kalmayacak veya benzeri bir söz duymadık. Peki; onlar işten hiç adam çıkartmadılar mı? Tabii ki çıkarttılar. Ancak bundan duydukları mutsuzluğu, üzüntülerini çoğu kez yüzlerinden okurdum. Samimi ve İçtendiler. En azından bize öyle gelirdi. Her ne ise bu dönemin bazı yöneticilerini tanımak eskilerin ne denli saygıdeğer olduklarını bana sık sık hatırlatıyor.
İKİ CİMRİ YÖNETİCİ: KOZLU VE BOLAYIRLI
Hani nasıl RJ tipi uçaklardan kurtulduk diye THY Teknik ünite deve kesti ya. Kitapta bunu mazur göstermek için on beş sayfa ayrılmış. Veya bana öyle geldi. Kozlu ve Bolayırlı ikilisi hiç böyle şeyler yapmadılar. Her vesile ile şirketi her türlü beladan uzak tutmaya çalıştılar. Örnek mi? Beni Türk Hava Yollarından kovdular. Hafiften cimriydiler galiba. Bu adamdan kurtulduk diye horoz bile kesmediler arkamdan. Kendilerini sayarım ama bir horozu bile bana çok görmelerinden ötürü halen kırgınım onlara Keşke THY’ de bu dönemde çalışmış olsaydım. Kıymetim bilinirdi. Önce atıp sonra böyle bir belaya horoz az gelir diyerek koyun bile keserlerdi benim için.
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)