Ahmet Hocam Vicdan mı Yaptın…

Durun size gelişmelerden haber vereyim. THY’nin personele bakış açısını bir başka deyişle Ahmet Hocanın maharetini, ona akıl verenlerin nasıl hata yaptığını anlatayım. Sonra da gelinen noktaya dikkat çekelim. Nihayetinde de vicdan mı devreye girdi, rüyalarda ahiret mi görüldü bilemem ama gelinen noktada çok şeyler oldu.

Biliyorsunuz sayısını bilmediğimiz ama bize söylendiği kadar yüze yakın kişi Mayıs/Haziran ayında işten çıkartılmıştı. Değişik departmanlardan gerçekleşen bu kafa koparma işlemi belki tüm personele gözdağı vermek belki de reise bağlı, THY aidiyeti sonsuz insanları tümden şirketten uzaklaştırmak idi.

Bu operasyonun diğer adı da yine bana gelen bilgilere göre “çok gizli devlet operasyonu” idi. Buna da çok gülmüştüm aslında duyduğumda.

Devletin operasyonları ya asker, ya polis, ya jandarma, ya savcı ya da MİT yapar. Sen kim oluyorsun da operasyon yapıyorsun. Siz yapsanız yapsanız intikam operasyonu yaparsınız.

Her ne halt ettiyseniz ettiniz de sahi geçen haftalarda Cumhurbaşkanımızın filosundan sorumlu yönetim kurulu üyesi Ramazan Sarı, YK’da şunları söyledi mi?

“Kokpit kalitemiz çok düştü, sebepsiz işten attıklarımız dâhil; işten attığımız pilotlarımızla barış yapalım ve şirketimize yeniden kazandıralım” minvalinde sözler söyledi mi?

Bana gelen istihbarat  bilgisini paylaşıyorum. Eğer bunu söylediyse bu özellikle Mayıs ayında sebepsiz işten attığınız insanları bu yüzden mi AJET’te değerlendirelim diye telefon yağmuruna, mail bombardımanına tutuyorsunuz.

Yeri gelmişken Ramazan Sarı bey, zamanında Görkem kaptanı da biliriz o YK’de kuş uçurtmazdı. Olumsuzlukları reise rapor ederdi ve gereğinin yapılmasını sağlardı. Sen ki YK’da yukarıda yazdıklarımı söylediysen ve bunları da reise söylemediysen orada ne işin var ki!

Cumhurbaşkanı seni oraya süslük koymadı diye biliyorum. Orayı gözetle, raporla bana bildir diye seni YK yaptı.

Neyse anladığım kadarıyla layıkıyla yapamıyorsun o görevi.

Ahmet Hoca, bil ki külliye dahil yapılan bütün girişimlerden haberim var. Kimseyi iplemediğini de biliyorum. Umursadığın, korktuğun tek kişi de benim.

Ahmet Hoca, senin yaptığın bu sebepsiz işten atma infazlarını yazan tek kişi benim.  Hatta bu haksız yere işten atılanların bir bahanesi olmayınca bana gönderdiğin “THY’de Rolex çetesi Çökertildi” başlığı altında verdiğimiz haberle beni de tuzağa düşürdün.

Eminim o haberin doğrudan kaynağı sen olabilirsin. Zira bu garibanların, bu şirketin en iyi adamlarını bu çetenin içinde görmelerini sağlamaktı amacın ve böylelikle itibar zedelenmesini de başarmış oldun.

Nasıl bir vicdandır bu!

Ve geçen haftaya gelelim.

Yazdık haberi okumuşsunuzdur mutlaka. THY insan kaynakları arıyor işten çıkartılanları. Kabin personeline “Sizi AJET’te kabin amiri olarak görevlendirmek istiyoruz. Soru yok, mülakat yok, gelin anlaşalım hemen bir hafta içinde uçak eğitimi alarak amir olarak başlayın” deniliyor.

Ahmet Hoca, hangi turşu bu?

Bu adamlar altı ay öncesine kadar suçlu değil miydi? Bu adamlara milyonlarca para verip tazminat, geri dönüş tazminatları verip şirketten uzaklaştırmadınız mı?

Şimdi geri yüzde yüz iştirakiniz olan AJET’te işe başlarlarsa iade-i itibar mı olarak yoksa yarı suçlu yarı suçsuz mu olacaklar?

Ahmet Hoca, iade-i itibar öyle olmaz. Ya yaptığınız hatayı, altı ay sonra geldiğiniz vicdanın gereğini yaparak insanları aynen görevlerine iade edin, emekli olmak isteyenleri haklarıyla emekli edin ya da rüyalarınızda gördüğünüz cehennemi yaşayın.

Bu insanlar sizin stres topunuz olmamalıydı, bu insanların hayallerini yıkıp işsiz bırakmamalıydınız. Sağda, solda “Ali Kıdık” adı yerine benle dürüstçe konuşabilme, medeni iletişim kurma, bir kurum ile basın arasında nasıl diyalog geliştirilir onun eğitimini almış olsaydınız.

Neyse, değerli okurlarım; gelişmeler böyle.

THY işten attı ve günün sonunda “biz haksızız” deyip insanları AJET’te işe davet ettiler. Bence utanıyorlar. Utanmasalar idi THY’de işe başlatacaklardı.

Bu arada Kadaifçiler kaptan bu günahlara ortak olduğunuzu biliyorsunuz değil mi?

Hadi Ahmet Hoca, son görevini şöyle yap. Bu arkadaşların tamamını THY’de yeniden görevlendirin. Ben mi?

Ben de buradan sana teşekkür ederim. Söz esirgemem…