Airporthaber yazılarında sektör yöneticilerinden de bahseden bir konu işlendiği haftalarda gelen yorumları hatırlayın. İçlerinde küfür yok ama bu çalışanların içinden kötü söz söylemek gelmediği için değil, salt site yönetimi bu tür yorumları yayınlamadığı için.
Sizce neden çalışanlar yöneticilerine bu denli karşı ki? İnanabilirsiniz ki, çalışanlarına kendilerini kötü hissettirecek birçok şey yapmışlardır veya yapılmasına alet edilmişlerdir de ondan. Tabii ki onları bu davranışlara zorlayan birileri, bir üstleri varsa yöneticilerin icraatlarını “ Çalışanlara kendilerini kötü hissettirmek veya davranış bozukluğu” deyimi ile ifade edebilmek pek mümkün değil
Hani bir takım iş görenler vardır. Gün boyu çalışırlar. Baygın düşmeye beş kala yatıp, o gün yaşam yükünün ve iş yerindeki yöneticilerin kendilerini nasıl ezdiğini düşünürler. Bu düşünce ile uyumak mümkün değildir. Sabah yorgun, argın kalkarlar yataktan. Yeni günün yükünü taşıyamayacak kadar yorgundurlar ve kendilerini kötü hissederler. İşe giderken ayakları geri geri gider sanki. Oysaki asıl işleri dünün yaşanmışları altında ezilmek yok olmak değil, bu günü bugünü yarına taşımaktır. Evde onlardan bunu bekleyenler vardır. Eşler ve çocuklar. İşte bu insanların kendilerini bu denli kötü hissetmelerine sebep olan yöneticileri nasıl anımsayacaklarını düşünebilmek zor mu? İyi hatırlamak ve onların iş yaşamı sonrasındaki hayatları için iyi dilekler beslemeleri sizce mümkün mü? Eğer o durumda değilseniz, kendinizi onların yerine koyun ve öyle düşünün.
İşte size ortamımızda yaşanmışlardan bir kaç örnek. Bu tür yaşanmışları anlatarak sayfalar doldurmak mümkün. Her ne ise bu kadar ile yetinip çalışanlarımızın bir bölümünün durumlarını düşünün. Belki de siz de aşağıdakilerden daha ağır örnekler de vardır. Bunlar benim bildiklerimin bir bölümü ve de sık yaşananlar.
BİZDEN VE SİZDEN AYIRIMI: İş yerinde çalışanları “ bizden ve sizden ” şeklinde kategorize ederek değerlendirmek nasıl bir yönetin tarzı dersiniz? Bizden olan gruptaki çalışanlara yönelik tayin terfi vb konulardaki uygulamaları ile bölünmüşlüğü beyinlere kazıyan, yılların emeğini, çalışmayı ve kuruma candan bağlılığı hiç önemsemezken, insanların hak ve hukukuna saygı göstermeyen bir tepe yönetici ile ilgili ne düşünür ve onunla ilgili nasıl bir duygu beslersiniz içinizde. Tabii bu tepe adamın uygulamalarına çanak tutan yöneticiler ver. Bu zorunlu işbirliğinin çalışanlara kendilerini nasıl kötü hissettirmişlerdir kim bilir? Bunu zihninizde canlandırabiliyor musunuz?
TERFİ TEKLİFİ VE BİR AY SONRA İŞTEN ÇIKARTILMA: Düşünün ki, çalıştığı ünite yöneticileri tarafından çok kısa bir süre önce müdürlüğe terfii önerilen bir çalışanın, merkez yönetim tarafından iş akdi feshedilsin. Ve de bu işlem ünitenin tüm çalışanları tarafından bilinen ve şahsı ve şirketi küçük düşüren ana nedenden hiç bahsedilmeden bunu dışında yapay bir sebep zikredilerek yapılmış olsun. Bir de bakın ve görün ki, bu işlem şirket dışı bir şahıs ile ve çalışanın bağlı olduğu üstler arasındaki ahbap çavuş ilişkisi sonucunda gerçekleşmiş. Biri diğerinin eski arkadaşıymış, o diğeri de karar mercii olan yöneticinin üstüymüş. . Kim bilir bu çalışan kararı öğrenince kendini nasıl kötü hissetmiştir. Söz konusu çalışan ve ana konuyu detayları ile bilen / yaşamış olan diğer personel tarafından bu vicdansız uygulamayı yapan merkez yönetim mensubu idareciler nasıl hatırlanacak ve nasıl anılacaklardır dersiniz? Ama şimdi bu sözde yöneticilerle iş ilişkisi olan çalışanların tümü onların değerini ( ? ) biliyor ve konuşuyor. Çalışma yaşamında üstlere nefret ifade etmek / edebilmek o kadar zor ki?
İŞ AKDİNİN FESHİNİN GENEL NEDENİ; VERİM DÜŞÜKLÜĞÜ: Dikkat ederseniz, iş akitleri sonlandırılan çalışanların yüzde doksanı için ileri sürülen ve fesih nedeni, iş gücünden istifade edilememesi ve çalışmalarından yeterli verimin alınamaması olarak görülür..” Belirli bir süre önce verilen dönemsel bir raporda üst derecede puanlanan bir çalışanın fazla uzun sayılmayacak bir süre sonra, mevzuat gereği kendisine yapılmış olan hiçbir sözlü ve yazılı ikaz bulunmadan “veriminden istifade edilemiyor” şeklinde değerlendirilmesi nasıl mümkün olabiliyor ki? Bu tür uygulamaları tasarlayan ve bu çirkinliklerde rol alan yöneticilerin vefa duygusu ve saygı ile anımsanmaları sizce mümkün mü? İş akdinin feshedildiğini öğrenen çalışanın kendinin ne denli kötü duruma düşürüldüğünü nasıl unutabilir ki?
YETERSİZ YÖNETİCİ İSTİHDAMI: Bir şirket düşünün, yeni bir üst yöneticiyi işe başlatmış olsun ve bu üst yöneticinin işbaşı yapmasının üzerinden birlikte çalıştığı insanları tanıyabilecek kadar bir süre bile geçmeden konusu ile ilgili yeterince donanımlı olmadığı çalışanlarca da bu kısa bir sürede anlaşılmış olsun. Şirket ise, bu yöneticinin kişisel yetersizliğini ancak ve ancak astı olan tek yöneticinin kurumdan uzaklaştırılması ile gizleyebileceği varsayımını bile değerlendirmekten yoksun bir kuruluş olsun. Ve de bu saygın kuruluş yetersiz yöneticisinin kurgularını dikkate alarak bir sene öncesine kadar kendileri tarafından üstün performans ile değerlendirerek başarısını prim ödemesi ile taçlandırmış olmalarına rağmen bu yöneticisini kırıp, dökerek iş akdini fazla düşünmeden feshedebilsin. Şimdi bu çalışana kendisini kötü hissettiren bu yetersiz yönetici mi? Yoksa bu oyuna alet olan şirket mi? Çalışan hangisinden nefret etsin.
MOBİNG’E SESSİZ KALAN ÜST YÖNETİM: Düşünün ki bir üst yönetici astının aleyhinde kullanmak üzere sistemin en üst makamından bilgi talep etsin ve de refüze edilsin. Bu yetmezmiş gibi şirketin tüm yöneticilerinin şirket çalışanları gözünde ne denli küçük düşeceğini dikkate almadan bağlı hizmet noktalarında görev yapanlardan astı olan yönetici ile ilgili gizli raporlar talep etsin. Ve de görüştüğü her kademeye yanında çalışan yönetici ile ilgili kurgularını dedikodu formatında paylaşsın. Ve birlikte çalışmak istemediği yöneticiye “ pes artık “ dedirtmek için değişik ve insafsız, IK mensuplarına da ışık tutacak mobing sistemleri uygulasın. Her şeye rağmen bu şirket adı İnsan Kaynakları olan sistemin hâkimi ünite bu üst yöneticisini “neler oluyor “ diye sorgulamasın ve de ona itibar etsin ve hatta mobing uygulamalarına göz yumsun. Acaba bu şirkette performans değerlendirmesi adı verilen göstermelik puanlama ve de bunu uygulayanlar ne işe yarıyor dersiniz? Evet, böyle bir şirketin ve böylesine bir zayıf karakterin insanın kendisini ne denli kötü hissetmesine sebebiyet verebileceğini düşünebiliyor musunuz? Bunları unutmak mümkün mü? Peki; mobbing’ e üst yönetim neden kayıtsız kalıyor dersiniz? Tepedekiler de bir benzerini uyguluyor da ondan desem?
ÜST YÖNETİCİNİN BİTMEYEN KİNİ: Bir yönetici getirin gözünüzün önüne. Ve de bu yöneticiye destek olan üst yönetim ve İnsan Kaynakları Ünitesi düşünün. Bu yönetici astını işten çıkartmakla kalmayıp, bu nasıl bir kin ise daha sonraki iş hayatını da menfi olarak etkilemeye çalışsın. İşten ayrılan yöneticisi ile ilgili olarak ona iş teklifinde bulunanlara bir sene önceki kurgularını anlatsın dursun. Ve de bu anlatımlar söz konusu personele de ulaşsın. Bu nasıl insanlık dışı bir davranıştır. Bunun karşılığını nefret vb.. duygularla ifade etmek mümkün değil. Şu anda bu çalışan bu çirkinliği ve eski şirketini nasıl ansın istersiniz. Ya siz olsanız
BİZİMKİLERE GÖRE ÇOK MASUM BİR SİVİL HAVACILIK YAŞANMIŞI : Olay Air France’ın kıtalar arası bir uçuş esnasında yaşanmış. Öyle not almışım. Bir hanım yolcu zenci bir adamın yanında oturuyordu. Hanım, sinirliliğini belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine sevimsiz birinin yanında oturmak istemiyordu. Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi. Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece terbiyesizliğine değil, bir de bu nezaketsiz hanım yolcunun seyahatinin kalan kısmını birinci sınıfta sürdüreceğine şahit oluyorlardı. Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda, kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş ve sanki rahatlamıştı. Bir kaç dakika sonra hostes kadına : “Çok özür dilerim gerçekten de uçakta boş yer yok. Birinci sınıfta bir yer bulduğum için mutlu oldum. Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, zira bu değişiklik için pilottan izin almam gerekiyordu. Kaptanım, hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde tutulamaz dedi ve bu izni verdi.” Diğer yolcular kulaklarına inanamıyorlardı, bu esnada kadın da bir zafer kazanmış gibi yerinden kalkmaya hazırlandı. Sonra hostes, oturmakta olan zenciye dönerek “ Beyefendi, sizi uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize götürmem için beni takip eder misiniz lütfen. Havayolumuz adına kaptan pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay yaratan bir kimsenin yanında oturmak mecburiyetinde bırakıldığınız için çok özür diliyor.” Tüm yolcular hep birlikte, yaşanan çirkinliği bu şekilde sonuçlandıran uçak personelini alkışlayarak tebrik ettiler.
O yıl, kaptan pilot ve hostes uçaktaki davranışlarından dolayı havayolu tarafından ödüllendirildiler. Bu olaydan sonra havayolu; personelin yolcu sorunları konulu eğitimlerine yeterince önem vermediklerini düşündü. Ve bu konudaki eğitimi yoğunlaştırdı.
Ve de aşağıdaki mesaj, bu kısa hikâyenin anlatımı ile birlikte tüm ofislere personelin görebileceği yerlere asıldı.
“İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınız da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”
Evet, şimdi o zenci yolcu sessizlikle karşıladığı bu çirkin olaya sebebiyet veren ve kendisini kötü hissettiren hanım yolcuyu ömrü boyunca unutmayacaktır. Tabii ki o yolcunun unutmayacağı başka insanlar daha var. O da o uçakta görevli olup olay sürecinde kendisine muhatap olan hanım kabin memuru ve de uçuş süresince yüzünü dahi görmediği kaptan pilot. Hanım yolcuyu nefretle, diğer iki uçuş görevlisini ise şükran ve sevgi ile anacaktır.
EVET; İNSAN, KENDİSİNİ KÖTÜ VE AŞAĞILANMIŞ HİSSETMESİNE SEBEP OLANLARI ASLA UNUTMAZ. Beddua döner dolaşır kendi başına gelir derler ya. Allah bildiği gibi yapsın deyip geçmek en iyisi. Yine de dilemek gerekir ki bizim her hareketimizi gözetleyen yüce güç bu çirkin insanların yaptıklarını yakınlarına ve çok sevdiklerine ödetmesin. Şayet bu kötü yaratıkların şimdiye kadar yaptıkları ödemeler varsa ve bu sırada olanlar kendilerine büyük bir üzüntü vermişse bile yaşadıklarını daha önce yaptıkları kötülüklerle bağdaştırmazlar. Oysaki en çok bundan korkmalıdırlar.
Yorumlar Tüm Yorumlar (31)