Takiyyeciler ve Taklitçiler

Hayat boyu takiyyecilerden ve taklitçilerden hep nefret ettim. Her devirde bu tip insanlara rastlamak mümkün. İktidar değişir dönemsel insanların hal ve hareketleri değişir. Yaranmak için iktidarın dümen suyuna girmenin en temel tavrı iktidar gibi düşündüğünü göstermek olarak algılanır.

Bu söylediğime en temel örnek olarak ismini asla söylemeyeceğim bir kişiyi gösterebilirim. Ak Parti iktidara geldiğinde yeşil elbise siparişi vererek sanki onların safında olduğunu ima etmeye çalışmıştı. Ama zaman onu haksız çıkardı ve ne yeşil elbise giyenin yeri baki kaldı ne de onlar gibi olmaya çalışanların.

Bu takiyyeci insanların niyetleri hemen belli oluyor.

Son zamanlarda havacılık sektöründe de buna benzer hareketleri görüyorum. Şekilcilik olarak adlandıracağımız bu hareketleri kimin yaptığını da zaten sektörün içindeki insanlar hemen anlıyor. Biliyorum ki bu insanlar zaman içinde iktidar değişikliği yaşandığında yeni iktidarın hoşlandığı gibi davranacaklar.

Dün gazetenin birinde takiyyeci kılığında bir kişinin resmini gördüm. İnanamadım desem yerindedir. Ama artık neye inanacağıma bende şaşırdım. Bir düğün sırasında çekilen resimlere bakınca “Sende mi?” dedim kendi kendime. Ama devir takiyye devri açıkçası çok görmedim sadece acıdım. Ne olduğunu gizlemek kendi kendini inkâr etmekten başka bir şey değildir.

Birde taklitçiler vardır. Bunlar genellikle rüzgâra göre yön değiştirirler. İçinizden birisi güzel bir işe imza attığında ve bu işi başarıya ulaştırdığında hemen yanı başınızda mantarcıklar halinde çoğalırlar. Ama taklitler asıllarını yaşattığından dolayı başarı şansları yok denecek kadar azdır. Örnek vermek gerekirse, havacılık sektöründe 2003 yılından itibaren hızlı bir atılım yaşandı.

Önüne gelen havayolu şirketi kurmaya başladı. Havayolu şirketlerinin artması ile birlikte pilot açığı da ortaya çıktı. Milli havayolumuz THY’nin de hem dış pazarda daha fazla söz sahibi olabilmesi için hem de iç pazardaki ağırlığını koruması için yaptığı ataklar pilot açığını katladı. Hal böyle olunca pilot okullarının sayısı da artmaya başladı. Bunların en kötü örneği Met Air Uçuş Okulu oldu. Şu anda eğitim veremez duruma geldiler. Öğretmen pilotların maaşlarını ödeyemez haldeler. Para alamayan pilotlar da eğitim vermeyince olan pilotluk hayali kuran öğrencilere oldu. Kısa bir süre sonra Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün bu konuya el atacağını düşünüyorum.

Havayolu şirketlerinden kaç tanesinin sektörden hoş olmayan bir sonuçla silindiğini de hepimiz biliyoruz.

Aslında demek istediğim şu. Hayat boyu ne takiyyeci olun nede taklitçi. Başkasının düşündüğünü taklit etmektense kendinize özgü şeyler yapmaya çalışın. Eminim daha başarılı olacaksınız. Takiyyeci asla olmayın. Vicdanına veremeyeceğin hesap için şirin görünmenin anlamı yok.

Hafta sonu Sapanca’da güzel bir organizasyon vardı. Hayatını ne taklit yaparak ne de takiyye yaparak geçirmeyen bir çılgının yaptığı bu organizasyon havacılık adına umut verici. Bütün sportif havacıları bir araya getiren bu organizasyonun sahibi Prima Havacılığın Sahibi Erdal Döker ile Tarkim Havacılığın Sahibi Faruk Bayındır. İşte kimsenin yapmadığını yapan bu iki girişimciye teşekkür etmek gerek. Hem havacılığı sevdirdikleri için hem de taklitçi olmadıkları için.

Sağlıcakla kalın…