AirportHaber’de geçen haftanın son gününde “THY’nin inanılmaz skandalı” şeklinde bir haber yayınlandı. Haberin özü şuydu. Türk Hava Yolları iki yılda bir yenilenen İşletme Ruhsatı’nı (AOC) çıkartırken inanılmazı gerçekleştiriyor ve bunu yaparken de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nü zor durumda bırakıyordu.
Yazının ilerleyen bölümlerinde neden SHGM’nin zor durumda bırakıldığının analizini yapmaya çalışacağım.
Türk Hava Yolları 3 ay önce Uçuş Emniyet ve Kalite Güvence Başkanı olan Ercihan Bayır’ı emekli olmaya zorluyor. Ercihan Bayır “Benle çalışmak istemeyenle ben çalışmam” duyguları ile emekliliğini isteyerek görevinden ayrılıyor. İşini iyi bilene iş kıtlığı olmayan ülkemizde Ercihan Bayır hemen sektörün diğer oyuncusu Pegasus Havayolları tarafından kapılıyor.
THY Ercihan Bayır’dan boşalan makama asker kökenli Cemal Öksüz’ü atıyor. Atama yapılması o makam için yeterli mi? Elbette yeterli değil. Yeterlilik şartları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yönetmeliklerinde açıkça yazılmış durumda. Cemal Öksüz için göreve elverişli olduğuna dair SHGM’nin Form–4 vermesi gerekiyor. THY Cemal Öksüz’ün Form-4 alabilmesi için SHGM’ye başvuruyor. Anlaşılan o ki, SHGM bu atama için yeterlilik görmüyor ki adı geçen kişiye Form–4 vermiyor.
THY Cemal Öksüz’ün yerine arayış içine girerken Eğitim Başkanı Selman Nas Uçuş Emniyet ve Kalite Güvence Başkanı olarak akla gelen ilk isim oluyor. Peki, Selman Nas bu görev için doğru isim mi? Yönetmeliğe göre hayır… Ne diyor yönetmelik… “Bu göreve gelecek kişilerin en az iki yıllık kalite eğitimi ve uçuş emniyeti eğitimi tecrübesi olması gerekir” diyor.
THY elindeki tecrübeli personelden neden yararlanmıyor da bu kişiler üzerinde ısrarla duruyor? Anlamak mümkün değil. Elbette THY’nin kendine göre bir açıklaması olabilir. Ancak bu açıklamalar ne kadar inandırıcı olacak bunların hepsini yaşayıp göreceğiz. Anlaşılan THY yönetimi kendi dönemlerinde işe aldıkları tüm personele hatırı sayılır makamlar verme ısrarını hep sürdürecek. “Büyürken küçülmek mi” denir bu duruma. Yani filonuz ne kadar büyürse büyüsün, yönetimsel küçük düşünmeler şirketin iç dinamikleri açısından sakıncalı diye düşünüyorum.
Gelelim konumuzun özüne. THY’nin AOC yenilemesi sırasında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nü “Bile bile mi zor durumda bıraktı” diye düşünmeden edemiyorum. Kolay yollar varken THY’nin zor yolu seçmesinin altında çok şeyler olabilir.
THY bu konuya açıklık getirmek zorunda. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nü zor durumda bırakacak, sektör önünde küçük düşürecek uygulamaları bayrak taşıyıcı hüviyeti altına sığınarak metazori olarak kendi işlerini yürütmeye çalışmamalı.
Kanımca THY bu olayda bilerek yada bilmeyerek Ali Arıduru’yu zor durumda bırakmıştır. Bu yanlışlığı düzeltmekte THY’nin sorumluluğu altındadır. Sorumluluğu altındadır derken, bu olayda sorumlu olan yönetim ise yönetim hesap vermelidir. Zira atamalar yönetim kurulu kararı ile gerçekleşiyor. AirportHaber olarak sektörün takipçisi olan bizler bu konunun da sıkı takipçisi olacağız.
Haftaya görüşmek dileğiyle…
NOT: THY'nin Bağdat seferleri başladı. Bağdat seferleri ile ilgili kaygılarım var. Bu endişelerimi zaman içerisinde yaşanan gelişmelere göre sizlerle paylaşacağım. Ancak THY Bağdat'a uçarken özel şirketlerin de Bağdat'a uçmalarını sağlayacak kolaylığın sağlanması gerekir diye düşünüyorum. Örneğin Corendon Havayolları Ürdün üzerinden uçmak istemiş ancak izin verilmemişti.
Yorumlar