Benzine zam, elektriğe zam, doğalgaza zam, kağıda zam, köprüye zam, otoyola zam, MTV’ye zam, pasaporta zam, uçak biletine zam... 2022’nin ilk dakikalarından itibaren resmen şoka girdik. Zam haberi gelmeyen kalem kalmadı. Hayatımız zam ve vergi üzerine. En trajikomik vergilerin başında da hayvan mamalarından alınan geliyor. İnsanın zaruri ihtiyacı olan pedden, tuvalet kağıdından, ilacından da alıyorsunuz da bari hayvanın boğazından geçenden almayın.
KİMİ ÜLKEDE KAŞIKLA KİMİSİNDE KEPÇEYLE…
Yeni asgari ücret de belirlendi. Tam 4.253.40 TL. Say say bitmez. Bizi kıskanan Almanya’da asgari ücret olan 1585 Euro ile yurt içi 14 bilet alınabiliyor (Lufthansa). Hatta vatandaş başka bir ülkeye bile low cost bir şirket ile 36 kez gidebiliyor. (Air Europe) Aktarmalı uçuşlarla sayı 70’lere kadar çıkıyor. Aynı kişi gelip Türkiye’de THY’den 61 yurt içi uçak bileti alabiliyor. Bizde ise şubatta alınacak asgari ücret ile yalnızca 10 bilet, tabi o vakte kadar biletlere zam gelmezse. Almanya’da bilet alınmaya kalkılırsa 2,5 bilet. Şaka gibi ama Almanya bizi kesinlikle kıskanıyordur.
Yurt dışından gelen yolcu sayısı arttı gibi. En azından sirkülasyon var değil mi? Gelenimiz gidenimiz çok. Alışveriş cenneti olduk yabancıların, kendi vatandaşımız kan ağlasa da! Turisti böyle mi çekeceğiz ülkeye? Millette markete gidecek hal kalmadı, siz uzaya gidin, sert iniş yapın.
Sendika, şirket, TİS derken hemen hemen her birimin maaş skalası da belli oldu. Türk Hava Yolları ve bağlı şirketlerde bazı kesimlerin yüzü gülse de çoğunluğun yüzü haklı olarak asık. Pilotlardan kimle konuşsam biz maaş almadık, iadelerimizi aldık diyorlar. Pek tabiki haklılar. Hesaplar ortada ancak algı metodları ile rakamların gerçekliği örtülüyor. Herkesin bir yaşam standardı, her mesleğin bir karşılığı var. Ve çalışanların bu karşılığa göre belirlenmiş bir yaşam çizgisi var. Bu çizgiden ne yazık ki saptırıldılar. Umuyorum milli bayrak taşıyıcı şirketimiz Türk Hava Yolları durumun ehemmiyetini geç olmadan anlar.
Geçtiğimiz haftaki yazıma gelen eleştirilerde Sayın Tatlıbal hakkında yazdıklarım farklı yerlere çekilmiş. Üzgünüm. Benim ne Sayın İlker Aycı’yla, ne Sayın Bilal Ekşi’yle ne de Sayın Ali Kemal Tatlıbal ile kişisel bir meselem olamaz. Kamu görevi icra ettiğimiz bu mecrada yalnızca yapılanları eleştiririz. Kişiler gelip geçer, bunun önünede geçilmez. Örneğin İlker Aycı için bir çok yerden duyumlar alıyorum. Bu konuların da takipçisiyim. Eğer duyduklarım doğruysa bakın kendisiyle uğraşanları nasıl eleştiririm. Çünkü her işin bir yolu yordamı olmalı. Çelmeler takarak, dedikodular çıkartılarak birilerinin koltuğu ele geçirilmez. Çalışkanlığınla, başarınla ve azminle gelirsen ne alaaaa…
Kestane balının diyarı Sinop’ta bu bal için acıbal ifadesi de kullanılır. Çok yararlı olmasının yanında fazla yenmesi de zararlıdır. Baş dönmesi, ani tansiyon değişiklikleri, kusma, halsizlik ve ishal gibi yan etkileri saptanmıştır. Bu bağlamda geçen haftaki yazımda kullandığım “Acıbal” ifadesi yanlış yerlere çekilmemelidir.
* * *
Sağa baksak zam sola baksak zam. Elimize aldığımız her şey zamlı. Ve üzülerek ifade etmeliyim ki henüz yolun başında olduğumuza inanıyorum. Çünkü yem, akaryakıt, enerji, gübre ve ilaç fiyatlarındaki artış sebebiyle çevremde ki faaliyet oranı %70 düştü. Pek tabiki yurdun her köşesi için bu oran değişiklik gösterebilir. Ancak inekler kesime, tarlalar boşta bırakıldığı sürece yiyecek bir şey bulamayacağımız aşikar. O yüzden ilgililerin istikametini biran önce değiştirmesinde yarar var.
Unutmayın her şey üretmekle başlar…
Saygılarımla.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
[email protected]
Yorumlar Tüm Yorumlar (28)