02 Nisan 2012, Pazartesi
Erdal GÜLMEZ
Erdal GÜLMEZ [email protected]

KOENIGSEGG ve VECİHİ HÜRKUŞ

Merhaba,

Sizleri telafuzu zor bir yazı başlığı ile karşıladığım için kusura bakmayın lütfen...

KOENIGSEGG, önde gelen spor araba üreticileri FERRARİ, PORSHCE, LAMBORGHINI, LOTUS gibi pek çok markayı geride bırakarak dünya rekorlarına imza atmış toplam 50 kişinin çalıştığı bir İsveç araba fabrikasının ve markasının adı.

Adını kurucusu olan Christian von Koenigsegg’den alan marka ilk aracı 1996 yılında bir kaç kişinin el emeği ile tamamen el yapımı olarak üretmiş, başlangıçtaki birkaç kişi bugün 50 kişi olmuş fakat tüm araçlar yine el yapımı olarak üretiliyor.

Bu yazıyı yazma sebebime gelince, aslına bakarsanız motor meslek lisesi mezunu biri olarak araçlara olan ilgim oldukça fazla. Fakat yazının konusu teknik detaylar değil bu yazıda uzun yıllardır konuştuğumuz yerli uçak, yerli araba tartışmalarının sonunda geldiğimiz noktaya bakıp Vecihi HÜRKUŞ ve Nuri DEMİRAĞ gibi sıradışı örnekleri yazayım istedim. Bu insanların neler yaşadığını, havacılığa olan tutkularını ve ne gibi engellerle karşılaştıklarını sizlerle paylaşmak istedim.

Bu konuya paralel olduğu için bir de idealist otomobil üreticisini paylaşayım istedim. İdeali olan ,üreteceği arabaya veya uçağa inanan idealistlerin tartışmak yerine çalışarak neler yapabildiğini görmek hem bana hem de ”kapağı felanca şirkette attık mı iş tamamdır” diyen genç arkadaşlara ; insanlığa,ülkemize, sektörümüze hizmet etmek için ideallerimiz olması gerektiğini hatırlatır belki...

(devrim marka araba serüvenimiz çok yazıldı, çizildi ,konuşuldu bu vesile emeği geçenlere teşekkür borcumuzu hatırlatıp, ilerde demokrasi markalı yeni araba yaparız diyeyim)

Christian von Koenigsegg ile başlayayım. Neredeyse sıfır sermaye ile işe başlayan ,zor zahmet bir noktaya geldikten sonra fabrikası yanan fakat yılmayan birine neler nasip olmuş gördüğünüzde şaşırmamak elde değil.

Üretim felsefeleri, ” herşeyin en iyisini kullan ” olan ve motor dahil tüm parçaları kendileri üreten Koenigsegg ’ de ,herşey el yapımı, asla plastik kullanmıyorlar. Fabrikaları yandıktan sonra İsveç’te kullanılmayan bir askeri hava üssünde fabrika kurmuşlar. Esas büyümeleri de bu yangın ve taşınma sonrası olmuş yani yangın onlar için hayır olmuş.

Bugün bir yol arabasına 440 km hız yaptırabildiklerini, sıfırdan 300 km hıza ulaşmak ve tekrar durmak için (0-300 km/ h -0) sadece 21 saniyeye ihtiyaç duyan araç üretmeleri ve mütevazi imkanları ile araç yapısı, donanımı ve motor teknolojisinde devrim sayılabilecek yenilikler yapabilmek işlerine ne kadar inandıklarını gösteriyor. ( Detaylı bilgi için : http://www.koenigsegg.com )

İdealistler her zaman sonuca ulaşamıyabiliyor. Vecihi HÜRKUŞ ve Nuri DEMİRAĞ gibi...

Yazının hacmi nedeniyle bu yazıda Sadece Vecihi HÜRKUŞ ‘un kısa bilgilerini paylaşıyorum.

Bir başka yazı ile Nuri DEMİRAĞ’ı anarız...


Vecihi HÜRKUŞ'un, pilot olarak ilk uçuşu 21 Mayıs 1916 tarihindedir. Hürkuş,1917 sonbaharında Kafkas Cephesi'ne, 7. Tayyare Bölüğü'ne atandı. Orada bir Rus uçağı düşürerek Kafkas Cephesi'nde uçak düşüren ilk pilot oldu.

Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan, İzmir / Seydiköy Hava Meydanını alan pilot olmuş, TBMM'den üç defa takdirname alarak kırmızı şeritli İstiklal Madalyası kazanmıştır.

İlk uçağı Vecihi K VI'yı imal etmiştir. Uçağı için uçuş müsaadesi istemiş, uçabilirlik sertifikası için bir teknik heyet oluşturulmuş, ancak teknik heyetin içerisinde tayyareyi uçuracak ve kontrol edecek personel bulunmadığından gecikmiştir. Sonunda teknik heyetten birinin "Vecihi, biz sana bu lisansı veremeyiz, uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar" sözü üzerine Hürkuş, 28 Ocak 1925'de uçağı Vecihi K VI ile ilk uçuşunu yapar.

İzin almadan uçtuğu için cezalandırılınca, istifa ederek hava kuvvetlerinden ayrılır.

Milli Savunma Bakanlığı ile Kayseri'de Tayyare Onarım ve Motor Anonim Şirketi (TOMTAŞ) adında bir fabrika kurmak için anlaşır.

Milli havacılığımız için güzel bir başlangıç olan TOMTAŞ ne yazık ki 1928 yılına kadar çalışmalarına devam edebildi. Kötü yönetimi yüzünden 1928'de iflas etmiş, daha doğrusu iflas ettirilmiştir.

Vecihi HÜRKUŞ ,2.uçağı olan XIV uçağını 1930 yılında inşa etmiştir.Uçağı ile birlikte uçarak İstanbul’dan Ankara'ya gitmiştir. Başbakan İsmet İnönü ve bazı komutanlar tarafından uçağı incelenerek tebrik edilmiştir. Uçabilirlik sertifikası verilmesi için İktisat Bakanlığı'na müracaat ederek müsaade istemiştir.

14 Ekim 1930'da, "Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir" cevabını almış ve istenen belgenin alınması amacıyla Çekoslovakya'ya gönderilmesi için müsaade almıştır.

Hürkuş 23 Nisan 1931'de Çekoslovakyalı yetkililer tarafından uçuş müsaadesini almıştır.

Vecihi Hürkuş, 21 Nisan 1932'de İlk Türk Sivil Havacılık Okulu'nu kurar. 27 Eylül 1932'de eğitim ve öğretime başlanır.Sivil Tayyare Okulu parasal sorunlardan ve yetiştirdiği öğrencilerin diplomalarına denklik verdirememiş olmasından kapanmıştır.

Nuri Demirağ Bey, bir tayyare yapımı için 5.000 TL vermiş, böylece 1933'de adı "Nuri Bey" olan “Vecihi XVI” kapalı kabin uçağı yapılmıştır ve aynı yıl tek satıhlı “Vecihi XV” uçağını da inşa etmişlerdir.

Atatürk, gezdiği her yerde kendisini havadan saygıyla izleyen, gazetelerdeki yazılardan izlediği Hürkuş hakkında da THK Başkanı Fuat Bey'den bilgi ister.
Aldığı cevaplar karşısında Büyük Atamız: "Ya, öyle mi? O halde Türk Kuşu namı ile yeni bir çalışma yolu açın ve Vecihi'den faydalanın" emrini verir.

Türk Hava Kurumu, 1937 sonbaharında mühendislik eğitimi için Hürkuş'u Almanya'ya gönderir. Vecihi Hürkuş, Weimar Mühendislik Mektebi’ne ihtisas sınıfından başlatılmış, bir buçuk yıl sonra da mezun olmuştur. 27 Şubat 1939'da Tayyare Makine Mühendisliği diplomasını almıştır. Türkiye'ye döndüğünde Bayındırlık Bakanlığına başvurarak, "Tayyare Mühendisliği Ruhsatnamesini" almak istedi. Ancak yetkililer, "iki yılda mühendis olunmaz" diye bir gerekçe ile kabul etmemişlerdir. (2.5 yılda işletme mühendisliğini bitiren arkadaşıma okulunun ne kadar zorluk çıkardığını hatırlayınca ahh bürokrasi dedim hiç değişmeyeceksin herkesi sıradan olmaya zorlayacak ve üreteni dışlayacaksın ,e.g)

Mühendisliğini Danıştay kararı ile kabul ettirir. Türk Hava Kurumu'nda da yönetim değişmiş, vazifeleri başkalarına verilmiştir. O günkü koşullarda teknik imkânın olmadığı Van'a tayin edilir. Bunun üzerine istifa ederek kurumdan ayrılır.

1951'te 5 arkadaşıyla birlikte havadan zirai ilaçlama yapmak üzere "Türk Kanadı" adı ile bir şirket kurmuş ve ortaklar arasında çıkan anlaşmazlık üzerine Hürkuş, haklarından vazgeçerek şirketten ayrılmıştır.

29 Kasım 1954'de Hürkuş Hava Yolları'nı kurdu. Türk Hava Yolları'nın seferden kaldırdığı uçaklardan sekiz uçak Ziraat Bankası'ndan kredi ile satın alınmıştı. Bir takım güçlüklerle uğraşarak hava yollarının sefer yapmadığı yerlere seferler koyarak, izin vermediklerinde gazete taşıyarak çalışmak istedi, ama kazalar, kaçırılmalar, sabotajlar sonunda Hürkuş Hava Yolları'nın uçakları uçuştan men edildi.

Buna rağmen elinde kalan son uçağını (TC-ERK) da Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün emrinde kullanarak Güney Doğu Anadolu'da toryum, uranyum ve fosfat arayarak zor doğa koşullarında çalıştı. 16 Temmuz 1969’da vefat etmiştir.(Kaynak:www.kimkimdir.gen.tr)

Bir sonra ki yazı da ( Havacılık ve Ölçü Birimleri ) buluşmak üzere...

Saygılarımla.
Erdal GÜLMEZ

KOENIGSEGG ve VECİHİ HÜRKUŞ

Yorumlar

Misafir ~ 13 yıl önce
kıssadan hisse çıkarırsak bu topraklar ve toprakalar üzerinde yaşayanlar sevmezler vecihi gibileri. vecihilerin değeri bilinmez hatta onlar kötüdür, sürünün dışındadırlar, halbuki ne güzel olurdu sürüye dahil olsalar? herkes gibi davransa vecihi ne olurdu sanki? salla başı al maaşı, yan gel yat ohh miss... ama sen kalk kurtuluş savaşında savaş, uçaktan anlayan 2. kişinin olmadığı yerde uçak yap sonra sallabaşlar gelsin sana uçaktan anlamıyoz ama uçamazsın desin, sonra bide bunun üzerine uç ve cazalandırıldır. sonra da tut bu ülkeyi bu milleti sev. peh...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Sağlık. OG

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
bagimli olmamak, bagimsiz dusunmek, idealleri ugruna her zorluga dayanmak, ideallerinden vazgecmemek. Ama ideallerini de gercege donusturmek icin yilmamak tekrar tekrar denemek, gereken izin ise izin almak icin basvurmak. gereken diploma ise diploma icin cabalamak. gereken dikkat cekip yaptiklarini tanitmaksa dikkat cekmek icin calismak. teknik bakimdan gunumuzun son tartismalarina gelirsek, kisacasi Erdal Hocam demis ki sikayet etmeyin, enerjinizi sikayet etmek yerine elinizdekileri ortaya dokmeye, daha da cok cabalamaya gayret edin. sikayetin hicbir faydasi yok, yeter ki siz kendinizi calismalarinizi gosterin, yasaminizda degerinizi bilen, olseniz de sizi hayirla anacak elbet cikacaktir.Tesekkurler Erdal Hocam. CB

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Bir de NURİ DEMİRAĞ gerçeği var. Akibetleri VECİHİ HÜRKUŞ ile maalesef aynı benzerlikte. sen kimsin ki uçak yaparsın.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Vecihi Hurkus'un basina gelenler tam bir Turk usulu olan hareketlerdir. Sen kim oluyorsunda ucak yapiyorsun, nasil olurda sirket kurarsin, memleketi gelistirmeye kalkarsin. Al o zaman sana, hadi bakalim.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000