Merhaba, sitemizi sürekli takip eden sayın okurların da yakından şahit olduğu üzere aylardır korona salgınının havacılık sektörüne özellikle de personellere etkilerini gündeme getiren haber, yazı ve yorumlara yer veriliyor. Okurlar yazılardan bilgi edindiği gibi biz yazarlar da sizlerin gönderdiği yorum ve mailer ile yeni bilgiler edinmiş oluyoruz.
Sendikalı havacılık sektörü çalışanları ile birebir görüşmelerim, okur yorumları, mailleri vb. kaynaklardan gördüğüm kadarıyla bu çalışanların salgın süreci ile ilgili tespit ve temel beklentilerini özetlemeye çalıştım. Bu kapsamda dile getirilen genel tespit ve beklentiler ;
- Korona salgınının negatif etkilerinin realite olduğu ve bunun havacılık sektörüne ortalamanın üzerinde zararı olduğu / olacağı bu etkilerin en az orta vadeli olacağı genel kabul görmüş durumda. Bu negatif etkilerden çalışanların da etkilenmesinin doğal olduğu söyleniyor. Bu negatif etkinin hakkaniyetli bir dağılım olması halinde kabullenildiğini düşünüyorum. İtiraz edilen konu yükün adil dağıtılmadığı şeklinde.
- Çalışanların gerçekçi ve özverili bu yaklaşımına karşılık beklentileri ise ; korona salgını faturasını tüm paydaşların adil bir şekilde paylaşmasını ve salgının faturasının tamamen personele kesilmemesini istiyorlar. Aynı şekilde personel grupları içinde de yapılan kesinti ve uygulanan çalışma şartlarının adil olmadığı / suyu getiren ile testiyi kıranların hakkaniyetli bir şekilde değerlendirilmediği belirtiliyor.
- En sesli itirazlar ise öncelikle kendilerini temsil eden sendiklara karşı yapılıyor. Sendikaların sürecin başındaki işveren teklifleri ile imzalanan metinler arasında ciddi farklar olmadığı arada ki süreçte pazarlık görüşmelerinin göstermelik olduğunu söyleyenler çoğunlukta. Sendika yöneticilerinin de kendileri ile aynı seviyede maaşları olması gerektiği oysa sendika yöneticilerinin hem astronomik maaşlar aldığı hem de salgın döneminde sendika yöneticilerinin maaşlarında bir kesinti yapılmadığı , aidatların salgın devam ettiği sürece alınmaması gerektiği, lüks ve israf içinde yaşandığı, sendika üyelerinin ekmek parasından kesilen aidatlar ile alınan 2 milyonluk lüks makam arabası gibi örnekler söyleniyor (Bahsedilen araç yerine sendika yöneticisi için konumuna uygun ekonomik bir araç olsa aradaki fark ile işten atılan 6 kişiye 6 sene maaş verilebilirdi gibi çarpıcı tespitleri var )
- İşveren için de sendikalara benzer eleştiriler dile getiriliyor. Maaş indirimlerinin yönetim kurulları başta olmak üzere istisnasız herkes için uygulanması gerektiği, Yağmurun çok yağdığı günlerde suyun israf edildiği şimdi kuraklık olunca da zor durumda kalındığı gibi örnekler söyleniyor. Geçtiğimiz yıllarda basiretli ve tasarruf odaklı bir yönetim olsaydı korona salgınının etkisini daha az hasarla atlatabilirdik görüşü hakim.
Korona salgının ne kadar süreceği ile ilgili tahminleri dünya genelinde toplayıp kaynak sayısına böldüğümüz zaman ortaya çıkan sonucu realite kabul edersek en az bir kaç yıl daha korona salgını ile birlikte yaşamak zorunda kalacağımız anlaşılıyor.
Bu durumda havacılık sektörünün kamu kaynaklarını kullanan yöneticileri ile işçi aidatlarını kullanan sendika yönetimlerine düşen ( özel sektör, kendi parasıdır diyerek bir kenarda tutulabilir fakat onların da vicdani sorumluluğu olduğu açıktır) havacılık sektörü için ülkenin kaynakları kullanılarak uzun yılların birikimleri olarak elde edilmiş olan insan kaynakları ile diğer maddi/fikri kaynakları bu salgın döneminde muhafaza etmektir. Kısa vadeli kişisel kaygılar ülkemizin kamu faydasının önünde tutulmamalıdır. Yazının konusu personel olduğu için diğer kaynakları parantez içine alıp sadece personel tarafından bakarsak; bu kaynaklar haydi diyince hemen temin edilemeyecek ve ülkenin değeri olan insan kaynağıdır. Salgın sonrası da düşünülürek bu değerli insan kaynağı mutlaka muhafaza edilmelidir.
Salgının faturasını sadece çalışanlara kesmek doğru değil haydi adil olanı geçtik bari eşit oranda % 50 ücret kesintisini işveren ve sendika üst yönetimi kendi ücretleri için de uygulamalı. Yemeği yerken personelden daha çok ve en iyi tarafından yiyenler hesabıda en azından “ alman usulü “ paylaşmalı.
Saygılarımla
Erdal Gülmez
Yorumlar