Dönemsel olarak işverenler iyi niyetli ,adaletli ve hatta şefkatli olabilir. Bu durum uzun yıllar ortalamasında maalesef mümkün olmayabiliyor. Çalışanları koruyacak olan işverenden ziyade bizatihi işçinin kendisi veya işçilerin temsilcisi olan sendikalardır.
15 mayıs 2013 tarihinde başlayan THY grevinde taraflardan gelen bilgiler arasında çelişkiler olsa da çok net bir durum var ki bu mücadelenin galibi THY ve Hamdi Topçu oldu.
Teniste “ yanlış ayakta yakalanmak “ diye bir tabir vardır rakibiniz hiçbir şey yapamaz.Burada da sendika bariz yanlış ayakta yakalandı ve çok net bir “winner” ile oyun-set ve maçı kaybetti. Bu galibiyet yanlış yorumlanmamalı ve çalışanların yönetime tam güveni ve desteği olarak kabul edilmemeli. İki tercihi olan çalışan kendisi için daha uygun olan şıkkı tercih etti “daha uygun ” göreceli bir kavram ve tercih edilenin mükemmel olduğunu göstermez.
**
Bunca yıllık sendikanın ve başkanın resmi bu kadar yanlış okuması , tabandan bu kadar kopukluk anlaşılır gibi değil.305 olayında yaşananlardan hem THY hem çalışanlar çok iyi sonuçlar çıkarmış fakat maalesef sendika buna denklemde hiç yer vermemiş olduğundan sonuçta nev-i şahsına münhasır bir grev denemesi oldu.
Delegesi ,temsilcisi, yönetim kurulu olmayan sadece nabzı tutarak konuyu değerlendiren insanların öngörüleri kadar bile sendika olayı göremedi.Örnek olarak Sefa İnan’ın yazılarına bakmanız bile yeterli olur. Bazı konularda fikir ayrılığımız olsa da grev konusundaki isabetli yaklaşımları ortada.
305 olayından sonra “ UYGUN “ bir isim ile sendikayı kurtarmak mümkündü. Artık bu imkan kalmadı. Başarısız 305’ler olayı ve literatüre geçecek bu grev denemesi sonrasında sendikayı değil fakat “Sendikacılığı” kurtarmak mümkün olabilir.
**
Küçük bir hikaye ile hem 305 ve grev olayını örneklendirelim hem de yazıyı renklendirelim; Çölde tam donanımlı ve tüm ihtiyaçlarını taşıyan bir deve ile seyahat eden bir avcı çölün ortasında ölmek üzere olan birine rastlıyor. Devesinden inip adam ile ilgileniyor yedirip içiriyor iyileşene kadar adamla birlikte kalıyor. İyileşen adam yerinden kalkıp deveye biniyor ve avcıyı orada bırakıp hızla kaçmaya başlıyor. Avcı arkasından “bir dakika dur bir şey söyleyeceğim “ diye bağırıyor.Adam biraz ilerde durup , “ ne diyeceksin nasıl olsa burada ölüp gideceksin “ diyor.
Avcı , “ tamam ben burada öleceğim fakat, lütfen bu yaptığını kimseye anlatma yoksa bundan sonra hiç kimse çölde durup ihtiyaç sahibi birine yardım etmez “ diyor.
**
Sendikacılık nasıl kurtarılır ? Gökkuşağı hareketi çözüm olur mu ?
Gökkuşağı hareketi tüm renkleri taşısa belki şansı olabilir fakat kırmızı tonu çok ağır bu nedenle başarılı olması zor. Sendikanın ne kırmızı veya başka bir renk değil tamamen şeffaf ve tüm renkleri eşit içeren bir yapıda olması lazım.Özellikle en yanlış renk “sarı” dır aman diyeyim bir STK için en tehlikeli renktir asla başarı şansı yoktur.Tek renkli olursanız Nato veya Suriye ile uğraşır işçiyi unutursunuz. Nato ile Suriye ile sorununuz varsa bununla mücadele platformunun yeri bellidir gider siyasi bir partiye katılırsınız hiç biri size uymuyorsa siz bir parti kurarsınız.
Haklarını korumanız için size aidat ödeyen ve size emanet olan çalışanların mevcut durumu; 305 çalışan işsiz ,16.000 çalışan fiilen sendikasız ve en kötüsü çalışanların sendikal yapıya olan inançlarının gördüğü zarar.
**
305 olayını haksız şekilde başlatanın hükümet olduğunu ve antidemokratik grev yasağı kanunun yanlış olduğunu daha önce yazmıştım. Bu kanunun asla kabul edilemeyeceği konusunda çok güçlü bir kamuoyu desteği vardı ve meclisin gündeminde olan yasal düzenlemeler ile bu kanunun değiştirileceği belli iken kimse işten çıkartılmadan çözüm üretmek mümkün iken grev yasağı kanununda sendika haklı iken haksız duruma düştü ve yanlış hamleler ile bugüne geldi. Futbol için maç 90 dakikadır ve son saniyeye kadar koşturursunuz oysa satrançta büyük ustalar hatalı bir hamle sonrası oyunu bırakır gerisi vakit kaybıdır.
Saygılarımla.
Erdal GÜLMEZ
Yorumlar