Uçak kazalarına etkileri açısından bakarsak, havacılık personelinin iletişimi mi daha önemlidir yoksa uçak elektrik jeneratörleri mi ?
Ya da başka bir şekilde sorayım. uçak elektrik jeneratörleri nedeniyle düşen uçak sayısı mı daha çoktur yoksa iletişim sorunları nedeniyle düşen uçak sayısı mı ? Belki sizler için inanılmaz gelecek fakat literatürde uçak elektrik jeneratörleri nedeniyle düşen uçak yok. ( en azından ben bulamadım )
(Teknik kökenli olmayanlar için: günümüz yolcu uçakların da ; en az iki adet motor elektrik jeneratörü + 1 adet yardımcı güç ünitesi elektrik jeneratörü + 1 adet hidrolik veya rüzgar gücü ile çalışan jeneratör olmak üzere 4 adet elektrik jeneratörü vardır. Bunlardan 3 tanesi arıza yapsa geriye kalan bir tane jeneratör bile stand by şartlarda uçuş için gerekli elektriği sağlar – bu şartlar altında galley vb off olur-)
Uçak akülerinin inverter ile birlikte sağladığı ve hiç faal jeneratör olmadan bile uçuş için gerekli haberleşme , navigation vb için ac- dc elektrik saglanması ve tip bazında ekstra emniyet tedbirleri olduğunu da belirtmeliyim, gördüğünüz gibi teknik olarak uçağı düşürmek pek kolay değil…
İletişim kaynaklı ( CRM,HF dahil geniş manada ) uçak kazası sayısı ise şaşırtıcı derecede yüksek. Burada uzun uzun örnekleri ve istatistikleri yazmak istemiyorum. Meraklıları için bu tarz çalışmaları derleyen ve iletişim kökenli kazalar ile ilgili özet ( 35 sayfa ) bir yazısı bulunan Paul Krivonos’un çalışmasını okumanızı tavsiye ederim.
"link :http://www.asasi.org/papers/2007/Communication_in_Aviation_Safety_Paul_Krivonos.pdf "
Havacılıkta sorunlara yol açan iletişim problemlerinin daha çok ; hava trafik kontrolörleri, pilotlar ve uçak bakımcılar arasında olduğunu görüyoruz.(kendi aralarında ve birbirleriyle )
Peki nedir bu kadar önemli iletişim konusu…
Bu konuda yazılabilecek o kadar çok alt başlık ve örnek var ki bu yazının hacmi ve platformu bu tarz yazı için uygun değil.
Ana etken olarak söyleyebileceğim konunun öneminin muhatapları tarafından yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. HF ve CRM konuları şekli manada çok sıkı kontrol ediliyor. Bu kontrol güzel fakat hem otoritede hem de şirketler de hem de personelde bu konuların şekli açıdan değerlendirildiğini, işin esasının gözden kaçtığını düşünüyorum.
İletişim konusu derya... Bu yazıda sadece konuyla ilgili ; çalışan,yönetici ve eğitmenlerin sürekliliğinin önemine değinmek istiyorum. Hasta örneği ile açıklamaya çalışayım. Öncelikle iyileşmek için hasta olduğumuzu kabul etmeliyiz. Daha sonra uygun bir doktor bulur ve aynı doktor ile tedavi sürecini devam ettiririz. Doktorumuzu sürekli değiştirirsek tedavimiz aksar , doktorumuzun sürekliliği bizi tanımasını ,hastalıklarımızı takip etmesini sağlar ve sonuç alırız.
Hasta örneğini konumuza uyarlarsak ,teknik konular standart şartlar altında her yerde aynı sonuçları sağlar.Fakat sosyal konular böyle değildir. Her ülke,her şirket ,her ekip farklı özellikler gösterebilir. Bu farklılıklara vakıf ülkeyi, kültürü, şirketi, ekibi tanıyan zaman içinde gelişmeleri gözleyen kişi / kişilerce sürecin takip edilmesi gerekirken maalesef teşhis: Abso , tedavi: Ron, takip : Holse tarafından yapılırsa bu hasta iyileşir mi ? ( artık kurumların, vakıfların temin ettiği kartuşa ihtiyacı kalmadı bazı uygulamaları tekrar değerlendirmekte fayda var)
Kalite ve SMS için şirketlerde sadece şekli denetim değil aynı zamanda bu konuların; özümsenmesi, kabulü, uygulama bütünlüğü ,takip ,iyileştirme vb dikkat edildiği gibi iletişim için de benzeri takip/denetim yapılmalı dostlar alışverişte görsün kabilinden geçiştirmelere müsaade edilmemeli… “Cesur veya yaşlı pilot vardır, yaşlı ve cesur pilot yoktur” discovery alaska uçuşları belgeselinden.
Hazır iletişim demişken biraz da günlük hayattan yazalım…
İnsan sayısı kadar farklı karakter vardır desek yanlış olmaz herhalde, her insan ayrı bir dünyadır derler hatta aynı insan bile hayatının farklı dönemlerinde farklı olur.
Çoğumuz ,ailemizin ,arkadaşlarımızın ,yöneticimizin,çalışanımızın bizi anlamadığını , bize yanlış yaptığını düşünürüz. Lütfen kendi kendinize sorun 10 yıl önceki siz bugün canlı olarak karşınızda olsa onunla tam olarak anlaşabilir misiniz ? 10 yıl önceki siz kırmızı renkli spor araba seviyor olabilir oysa bugün siz beyaz renkli bir sedan seviyor olabilirsiniz ya da 10 yıl evvel milli takımdan başkası yalan diyen biri olarak bugün X takımın fanatiği olabilirsiniz vb.
Ben , 10 yıl önceki Erdal Gülmez gelse onunla tam olarak anlaşamazdım .İnsan kendiyle bile zaman içinde çelişebiliyorsa nasıl olur da tüm dünya benim gibi düşünsün diyebilir ?
Maalesef bugün çoğu anlaşmazlığın ( aile-iş-arkadaşlık ) ben merkezcilik nedeniyle olduğunu görüyoruz.
Herkesi kendi konumunda kabul etmek ve saygı günlük hayatımızda başarılı iletişimin şartı ve sırrı.
Tekrar hatırlatmak isterim ki havacılık iletişimi önemlidir hemde en az uçak jeneratörleri kadar…
Jeneratörlerin; imalat,bakım,denetimlerine gösterilen özen kadar iletişim için özen göstermezsek sonuç elde edemeyiz.
Bir sonra ki yazı da (Havacılık sektörü asgari işçilik uygulaması) görüşmek üzere,
Saygılarımla.
Erdal GÜLMEZ
NOT: Değerli Airporthaber okuyucuları, sektör için yoğun yaz dönemi başladı. Sizin okumaya benim yazmaya çok vaktim olmayacak gibi gözüküyor. Müsaadenizle –çok özel bir gündem olmaz ise – haziran,temmuz ,ağustos döneminde yazmayacağım.
Yorumlar