UÇUŞ EMNİYETİ
Merhaba,
Konuya giriş yapmadan önce işin önemini göstermesi adına şu soruyu sorayım;
Uçuş emniyeti için yapılan tüm eğitimler,harcamalar,geliştirmeler sonunda sadece bir kişinin hayatının kurtulacağını bilsek yapılan tüm bu çalışmalara değer mi ?..........
Hayatı kurtarılan kişi sizin yakınınız olsa cevabınız değişirmiydi ?
Bir hayatın ne kadar değerli olduğunu düşünürseniz herşeye değer diyeceksiniz….
Uçuş emniyeti konusunda konuşmak veya yazmak için öncelikle emniyet kavramı üzerinde durmak daha sonra , emniyet kavramının havacılık uçuş emniyeti açısından ne ifade ettiği ile devam etmek gerektiğini düşünüyorum.
Emniyet duygusu ; emin olma , konu hakkında işlerin yolunda gittiğine güven duyma ve buna yakın anlamlar içeriyor.Konuyu bir örnekle belirginleştirelim;
Arabanızda yangın çıkma ihtimaline karşı kendinizi emniyette hissediyormusunuz ?
Yangın çıkmaması için ne gibi tedbirler aldınız?
Yangın çıkması durumunda aracınız üzerinde söndürme sistemi veya taşınabilir söndürücü var mı ?
Yangın çıkarsa en az zararla kurtulmak için eğitim aldınız mı ?
Bu soruları artırmak mümkün ,dikkat edilirse konuyu sadece yangın açısından değerlendiriyoruz, araç ile seyahat sırasında meydana gelebilecek diğer kazalardan hiç bahsetmedik bile.
Bu sorulara vereceğiniz cevaplar uçuş emniyeti açısından da çok önem taşıyor çünki emniyet kavramına nasıl baktığınızı gösteriyor, eğer aracınız için hiçbir tedbir ve eğitiminiz yoksa işyerinde yaptığınız uçuş emniyet konuşmaları ve işlerini göreviniz olduğu için yapıyorsunuz kavramı içselleştirememişsiniz demektir.
Oysa bu tarz işleri yapanların; işine inanmış,konuyu özümsemiş ve hayat tarzları ile işlerinin tutarlı olması beklenir aksi takdirde inanmadan yapılan işler,eğitimler,denetlemeler, Nasrettin Hoca’nın ‘’dostlar alışverişte görsün’’ kıssasına benzer.
*Benim arabamda yangın çıkmaz
*Trafik muayenesi için arkadaşımın ihtiyacı varmış yangın söndürücüyü ona verdim
*Kaç yıllık şoförüm bugüne kadar hiçbirşey olmadı bugün mü olacak ?
Diyen bir havacılık sektörü çalışanı zinhar emniyet ile ilgili işlerden uzak tutulmalıdır.
Konu uçuş emniyeti olunca tüm sektörün zorunlu olarak uymaları gereken kurallar olduğunu ve bunları denetleyen otoriteler olduğunu görürüz.
Peki bu kurallar yeterli mi ? geliştirilecek tarafları var mı ?
Uçuş emniyeti için yapılan çalışmaların yeterli olduğunu ,herşeyin öngörüldüğünü ,tüm tedbirlerin alındığını söylemek mümkün değildir,Havacılık sürekli gelişen,emniyet seviyesini nasıl daha da artırabiliriz sorularına cevap arayan ve arayacak olan bir sektördür.
Bu manada doğru platformlarda ülkemiz / şirketimiz / şahsımız adına katılım saglayıp emniyet çıtasının yükselmesi,tezimizin uygulamada yer bulması için gayret göstermemiz gerekir.
İşte şimdi ben de bu anlamda acil durumlarda yolcuların tahliyesi ile ilgili görüşümü sizlerle paylaşmak istiyorum ; ( konu ,ülke ve şirketlerden bağımsız olup tüm dünya uygulamasını kapsamaktadır )
Buna da yine –müsaadenizle-örnekle başlayayım; Nasrettin Hocanın türbe kapısında kocaman bir kilit olmasına rağmen türbenin her tarafı açıktır,hemen herkesin aklına lahana turşusu ve perhizli atasözümüz gelir.Unutmamak gerekir ki Nasrettin Hocanın esprilerindeki en son maksat insanları güldürmektir.
Nasrettin Hocanın türbesindeki çelişkiyi uçuş emniyet konusuna bağlamak istiyorum, uçuş emniyetini bütün olarak düşünmek ve zincirde zayıf halka bırakmamak gerekiyor yoksa kapı kilitli pencereler açığa benzer bir durum olur…
Uçaklarda kabin memurlarının ilk ve en önemli görevi uçuş emniyetini temin etmektir.Hiç ikram olmayan bir uçuş bile olsa uçakta kabin memuru bulunmak zorundadır.
Kabin memurlarının uçuş emniyeti ile ilgili görevlerinin hepsini bu yazıda değerlendirmek mümkün değil bu yazıda sadece acil durumlarda ki yolcuların tahliyesi konusunu yazacağım.
Yolcuların acil durumlarda genel olarak 90 saniye içinde tahliyesi öngörülmüş olup bunu için zeminde bulunan “path light” ların faal olmamasının “no go item / uçuşa engel arıza “ olmasından tutun kaza ihtimaline karşı gözlerin tahliye anında karanlık ortama uyumu için take off sırasında kabin ışıklarının karartılmasına kadar pek çok ayrıntı vardır.
Bu tahliye için temel görev kabin memurlarına ait olup yolcuların emniyetli bir şekilde ve en kısa sürede uçaktan tahliyesi ni saglamaları gerekir.Normal operasyonda uçakların sadece sol kapıları yolcuların iniş ve binişi için kullanılırken tahliyenin kısa sürede yapılabilmesi için acil durumda sag kapılar ve acil durum çıkış kapıları da kullanılır.( dikkat!! bazı uçakların sag kapıları sol kapılardan daha küçüktür. örnek: B 737 )
Uçak için izin verilen yolcu sayısına göre uçakta bulunması zorunlu olan kabin memuru sayısı acil durumlarda kullanılacak çıkış sayısından azdır.Dar gövdeli bir uçakta ortalama 4 kabin memuru vardır acil durum çıkış sayısı ise ortalama 8’dir. ( 4 kabin kapısı + 4 acil çıkış kapısı -A 321 gibi - veya 4 kanat üstü çıkışı - B 737 gibi- )
Bu durumda her çıkış için kabin memuru yoktur ve yolcuların yardımcı olması beklenir…
İşte hikaye burada başlıyor…
Uçuş öncesi yapılan hepinizin bildiği anons; “…. acil çıkışlarda oturan yolcuların tahliye esnasında diğer yolculara yardımcı olması beklenir bu sorumluluğu üstlenemeyecek yolcularımız lütfen kabin ekibine bildirsin…..”
Merak ediyorum bugüne kadar kaç yolcu bu talepte bulunmuştur ?
Şimdi düşünün lütfen acil durum yaşandı,kaza,kırım,yangın gibi durumlar var koltuğunuz kanat üstü çıkışa yakın tahliyeniz buradan yapılacak ve sizin hayatınız acil durum çıkışını açıp sizi tahliye edecek diğer yolcuya bağlı. ( kabin kapılarına yakın oturan yolcuların tahliyesi ise eğitimli /tecrübeli kabin memurları tarafından yapılacağından bu bölümler tercih nedeni olur mu ? )
Bu yolcunun acil çıkış kapısını açarken nasıl davranacağı,açtıktan sonra uçak yapısından ayrı olan çıkış bölümünü nereye bırakacağı,kapı açılınca slide var mı yok mu varsa ne yöne açılacak, tahliye straplarını kanat üstünde nereye nasıl baglayacak gibi hemen hemen hiçbirşey bilmeme ihtimali oldukça yüksek.
Uçuş emniyet zincirindeki bu zayıf halka nasıl giderilebilir ? ya da bu durum nasıl iyileştirilebilir bunu sizinle paylaşmak ve yorumlar /mailler vasıtasıyla fikirlerinizi ögrenmek isterim.
Çorba da tuz misali benim de küçük bir katkım olması adına bir görüş takdim edeyim;
(ben bu satırları yazarken delta’nın uçağında uçuş sırasında acil çıkışı açmaya çalışan yolcu haberi yayınlandı. http://www.airporthaber.com/hava-almaya-mi-cikacakti--35935h.html )
CCM’de ABP ( able body person ) için öngörülen şartlar baz alınarak Acil çıkış yanında seyahat edecek yolcular için bazı ön şartlar belirlenebilir ( yaş,eğitim vb ) ve bu şartları karşılayan istekli yolcular için rutin eğitimler düzenlenerek bu yolcular acil tahliyeler için bilgilendirilebilir bu yolculara verilecek özel bir tanıtım / indirim kartı ile daha düşük fiyatla ve acil çıkış yanlarında seyahat etmeleri saglanabilir.
Bu yolcular sisteme kayıtlı olacaklarından check in sırasında acil çıkışlara uygun koltuklara atanırlar.
Bu şekile özellikle ögrenciler gibi bazı gruplar düşük ücretle seyahat avantajı yakalarken aynı zamanda uçuş emniyetini de artırmış oluruz.Moda tabiriyle, winnn-winnn.
( pazarlama açısından: acil durum kartlı yolcu ,sadık müşteri olur. Reklam açısından : özellikli havayoluyuz reklamı ,……….. ,)
Yazının başında söylediğimiz gibi tüm bunlar bir kişinin hayatını kurtarabilirse herşeye değer…
Uçak kazaları sonrası acil durum ekiplerindeki görevim nedeniyle bir hayatın ne kadar değerli olduğunu gördüğüm çok acı tecrübelerim oldu. Tüm ilahi kitaplarda yazılan “bir insanı haksız yere öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir “ sözünün manasını anladığımı sanıyorum.
Tüm sektör çalışanlarının bildiği meşhur söz ile bitirelim “ havacılık kuralları kanla yazılmıştır” (warning / hayati tehlike ikazları kırmızı ile belirtilir )
Bir sonraki yazı da ( insan faktörü ) buluşmak üzere,
Saygılarımla.
Av.Erdal GÜLMEZ
Yorumlar Tüm Yorumlar (18)