Bu ülkenin havacılık hafızası, havacılık dönemi, ayrılıkların kavuşmaların, sevinçlerin hüzünlerin şahidi Atatürk Havalimanı ranta gömülmek isteniyor. Bu ülkeyi seven her vatandaşın Atatürk Havalimanı’na sahip çıkması gerektiğini daha yazımın başında belirtmek istiyorum.
Şöyle kötü bir alışkanlığım var. Bir fikrin peşine, bir düşüncenin ardına, bir söz verişin takibine ısrarla devam ederim. Bu durum hayatımın bir parçasıdır. Gazeteciliğimin olmazsa olmazıdır. Övgüden çok olması gereken mesleğimi icra ederim. Belki de bu yüzden kötü birisi olarak görülebilirim.
Bilmem benim gördüğümü görüyor musunuz veya ben hayal mi görüyorum. THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın, pilotlar ile yaptığı özel iftar yemeğinde söylediklerinden önemli mesajlar çıkardım ben. Düşüncelerime katılıp katılmadığınızı yapılacak yorumlardan veya gelecek mail, mesajlardan anlayacağım.
Bütün şirketlerin emekçi çalışanlarından mesajlar alıyorum. Mesajın özü “Bayram İkramiyesi” Motivasyon anlamında önemli. Birinci konu bu, ikincisi ie Rize Havalimanı ve kurulan sistem.
THY’nin planları Rusya, özel sektörün planları Rusya, Rusya’daki yerleşik turizmcilerimizin odağında Rusya. Ve savaşın odağında Rusya. Turizmin beklentisi Rusya. Varsa yoksa Rusya… Bakalım ne olacak?
Bahar geldi. Her yer rengarenk çiçeklerle bezeniyor. Bekliyoruz ki THY’de de çiçekler açsın, umutlar yeşersin. Olur mu, olmaz mı göreceğiz. Lakin süre uzadıkça umutlar da uzadıkça uzuyor. 27 Ocak tarihinde kalplere düşen huzur yerini karamsarlığa bırakacak gibi duruyor.
Bu bir övgü değil, bu bir alkış değil, bu bir tespit yazısıdır. THY Genel Kurulu’ndan bahsedeceğim bu haftaki yazımda. Gördüklerimi, konuştuklarımı, şahit olduklarımı aktarmak istiyorum THY çalışanlarına ve kamuoyuna.
Siz bu satırları okurken THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, hayatının en büyük sınavına hazırlanıyor. Hem de üzerine bırakılan onca yükün, olumsuzluğun hesabını vermek üzere. Bu iş böyle. Birileri yıkar diğeri onarır. Birileri miras bırakır birileri de miras yer…
Son yılların müjdesi diyebilirim. Çok fazla detay bilgilere sahip olmama rağmen ayrıntı vermek istemiyorum ama Mayıs sonu uçmak üzere önemli iki havayolu şirketi anında kuruluyor. Bu ne demek? İstihdam demek, havacılık adına iki önemli adım demek.
Yeni yönetim ile birlikte THY ve iştiraklerinde değişim devam ediyor. İnkar edilemez bir moral geldi diyebilirim. Yönetim anlayışı bu şekilde devam ederse alışılamayan baskıcı idarenin yerini, şirketine aidiyet duyanların devri yeniden gelecek gibi duruyor. İşte biz de tam bunu murad ediyoruz.
Rusya-Ukrayna arasında başlayan savaş milyonlarca insanı etkiledi. Ukrayna ve Rus havacılık şirketleri batma noktasına gelecek-geldi. Bu durumda THY ve Türkiye nasıl bir pozisyon almalıydı? İnsanların seyahat özgürlükleri açısından bize nasıl bir görev düşüyor?
THY’nin yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, THY’ye yeni bir soluk getirdi. Olumlu yansımalar gün geçtikçe ulaşıyor bizlere. Açıkçası bir bahar havası esiyor. Bu da bizi mutlu ediyor.
“Aklın yolu bir” demek işte bu. Hatırlarsanız iki hafta önce yazmış olduğum yazıda “Ahmet Bolat Bunları Yaparsa Devrim Olur” şeklinde kendi düşüncelerimi ifade eden bir yazı yazmıştım. Ve ilk adım geldi. Ahmet Bolat, FETÖ torbasına atılan bir ismi yönetici olarak atadı.
Bakın ne güzel olumlu işler yapılmaya başlandı. Gerginlikler azalmaya başladı. Verilen mesajlar ne kadar rahatlatıcı değil mi? “Liyakat” diyor Ahmet Bolat. Hep aradığımız, özlediğimiz sözler. Ama sözde kalır mı ona bakacağız icraatta.
THY yönetimi değişti. İlker Aycı ardında bir dolu temizlenecek sayfa bıraktı. Bunları yerli yerine oturtmak, THY aidiyetini yeniden inşa etmek Ahmet Bolat’ın yönetim anlayışına ve insafına kalmış durumda. Aşağıda önereceğim kucaklaşmayı gerçekleştirirse tarihi bir devrim yapmış olur.
THY Yönetimi bir günde değişti. Demek ki kraldan çok kralcı olunamıyormuş. İlker Aycı THY Yönetin Kurulu Başkanı olana dek adı sanı öyle çok duyulmuş, başarıdan başarıya koşmuş bir yönetici değildi. Hoş burada da hiçbir başarısı olmadı ve şansıyla kaldığı makamdan tekmelenerek indirildi bir gecede.
Önce TGS’den bahsetmek isterim. Personele “Oh dedirtecek” zam verilmiştir. Ama burada Airporthaber’in daha önce 60-62 oranında zam verilecek haberi ne derece doğru bilgiye sahip olduğumuzun göstergesidir. SHGM’nin nasıl siyasallaştığını da mutlaka anlatacağım.
İki haftadır gündem oldukça çarpıcı. THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’nın Kazakistan’dan kaçışı tam bir rezalet idi. Ardından bir uçağa atlayıp gözünü kırpmadan Kazakistan’da gidiş-gelişi ayıp örtmeyecek acemiceydi.
THY çalışanları kimi memnun kimi memnuniyetsiz. Elbette herkesi memnun etmek mümkün değil. THY A.O ve THY Teknik AŞ zam oranları belli oldu. Şimdi sıra sendikasızlarda. Sendikalıların ekseriyetini memnun edip, sendikasızları maymun edemezsiniz. Onlara da vereceksiniz. Hem de tıpış tıpış.
Bi' rahat nefes alındı sanki. Gönül isterdi ki yüzde yüz zam olsun. Tıpkı sendikanın istediği gibi. Ama el almaya alışınca vermek zor geliyor arkadaşlara. Elbet bu yazıyı eleştiren olacak, elbet düşündüklerime farklı anlamlar yükleyenler olacaktır. Ama iştirakleri de düşünmek şart diye hatırlatmak isterim.
Vakit geldi. Pandemi döneminde personelin hakkına çökerek maddi kaybına yol açan yönetimin, şimdi aldıkları hakları da ahları da ödeme zamanı geldi. Hadi bakalım ak kara belli olsun şimdi. Kendi keyfinden, kendi beyliğinden ödün vermeyenleri görelim şimdi. Pamuk eller cebe…
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı bazı şeyleri alel acele yapmak istiyor. Mesela kargonun bölünerek farklı bir şirket yapılması. Murad ettiği nedir bilinmez ama kırmızı kart yediği belli. Acelesini anlayamadık ama ben acele etmesi gereken şeyleri söyleyeceğim.
Sayısını hatırlamam DHMİ genel müdürlerinin. En çok yiyeninden en çok “inançlıyım” diyenini de gördük çok şükür. Neler yaşadık, gördük hepsi birer anı, birer kitaplık, birer ansiklopedik hatıralar. Lakin ben en sonuncusu hakkında bu hafta yaşadıklarımı anlatacağım.
Son söyleyeceğimi baştan söyledim. Eğer söyledikleriniz gerçekleşmezse, eğer vaat ettiklerinizi yerine getirmezseniz havacılık sektörü sizi nasıl anacak, Onur Air çalışanları sizi nasıl anlatacak! Bunları bir düşünün.