Bu haftayı ayıplarla dolu geçirdim. Turizmde, havacılıkta, yolda, otoparkta, hastanede, etkinliklerde ve birçok yerde… Gelin bunlara hep beraber bir bakalım. Ama önce Hava Trafik Kontrolörlerimizin günü kutlu olsun… Bu hafta onlardan da bahsedeceğiz çünkü onlara da yapılan büyük bir ayıp var.
Öncelikle Türkiye gündemine oturan hastanelerden başlayalım. Benim de hizmet almaya çalıştığım bir hastane kapatıldı. Hizmeti almaya çalıştım dedim çünkü hizmet dışında kobay gibi kullanmaya kalktılar. Sömürü… Para sömürüsü… Kimileri dinle kandırmaya kalkar kimileri de böyle tıbben.
Aslına bakacak olursanız bu olaylar yıllar öncesine dayanır. Özel bir hastanede doktor olmak isterseniz iyi ücret verirlerdi. Ama karşılığında saçma sapan testler yaptırtırlardı Hipokrat yemini etmiş doktorlara… Sağlığımızla oynadılar zaten bunu biliyorum da bebeklere dokunmak nedir? Buna aslında “Ayıp” kelimesi çok hafif kalıyor ama malumunuz site sürekli kontrol altında…
Gelelim turizme… Turizm de iyi bir sezon geçti sayılır. Ancak gözlemlediğim kadarıyla turizm ve otelcilik mezunları çok yakında iş bulamayacak duruma düşecek. Hatta okullardan istenen zorunlu stajlarını yapacak yer bile bulamayabilirler. Neden mi? Mülteciler yüzünden… Arkadaş her yerde onlar çalışıyor. Bir de almışlar ellerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını… Ayıp değil mi bu ülke vatandaşına?
Yine turizmde Türk Vatandaşlarımız kıt kanaat biriktirdikleri parayla tatile çıkmaya çalışıyor. Ama sistem öyle bir bozuk ki, bizim Ahmet’in yanındaki Hans, Ahmet’in ödediğinin üçte birine tatil yapıyor. Ekstra uçak bileti de bedavaya geliyor. Bu ayıp değil mi Türk Vatandaşına?
Havacılıkta da bu iş böyle. Birçok defa yazdık biz de. Avrupa’nın bir noktasından gelip Amerika’ya gidecek yolcu, İstanbul’dan aynı uçağa binerek Amerika’ya gidecek yolcudan daha az para ödüyor. Vaktim olsa Yunanistan’a gider oradan binerim. Yakıt parasıyla bile daha ucuza gelir. Bir de üstüne mil kazanırız. AYIP!
Yine havacılıktaki bir başka ayıbımız da Milli Bayrak Taşıyıcımız Türk Hava Yolları ve İştiraki SunExpress ile ilgili. SunExpress geçtiğimiz günlerde bir etkinlik düzenledi. Bu etkinliğe bazı basın mensuplarını ve sosyal medyada içerik üretenleri çağırmışlar. Bazılarını da çağırmamışlar. Bu ayrımı yapacak cüreti nereden buluyorsunuz? Biraz feyz almak isterseniz İstanbul’un Anadolu yakasına bir göz atın! Ayıp ettiniz!
Milli gururumuz Türk Hava Yolları’na gelince… Hoş onlar da ayrımcılığı dibine kadar yapıyorlar ama bu konuya değinmeyeceğim. Alıştık artık! Ancak uçaklarımız şöyle iyi, servislerimiz böyle lezzetli, koltuklarımız şöyle rahat deyip, ekonomiden bozma business koltuklarla uçurup tavuk ikramı yapmak nedir? Alkolü iç hatlarda çeşitli bahanelerle kaldırdınız. Bu bahaneler ortadan kalktığına göre neden halen servis edilmiyor?
Arkadaş, menüyü de kime hazırlattırıyorsunuz bilemiyorum. Google translate ile mi çevriliyor? Çeviriler düzensiz, büyük küçük harf uyumsuz… Bu da ayrı bir ayıp!
Şimdi yine algı yaptığımı söyleyenler olabilir. O sebeple izninizle tarih, kuyruk ve uçuş numarası paylaşayım: 20 Ekim TK2529 – TC-JRB . Bu ayıp da size yeter sanırım.
Bir başka ayıp da Gelir İdaresine… Skeçlere bile konu oldunuz. Yurt dışı çıkış harcı… Yurda giriş harcını da mı düşündünüz yoksa? Varsa yoksa vatandaşa yüklenin tabi. Hadi yükleniyorsunuz bari otomatlarınız çalışsın. İstanbul Havalimanı’nda otomat otomat gezdim. Çalışmıyor. Ayıp değil mi? Gerçi aynı ayıbı da eski çıkış harç pulunu değiştirtmemek için de yapmıştınız. Bir sürü çalışanınız İGA’deki ofislerindeyken, terminal dışına çıkıp, metroya binip kargo tarafına gidecekmişiz yeni harç pulunu değişim için! AYIP!
Hem sırtımıza biniyorlar hem de daha çok tur attırıyorlar… Bıktık!
Bir başka ayıp da ne yazık ki vatandaşlarımıza. Bazı kendini bilmezler hastane yollarını kapatarak düğün konvoyu yapıyor. Bazıları, havalimanı otoparkını babasının evinin otoparkı sanıyor. Buyurun bir fotoğraf. Ayıp değil mi yola park ediyorsunuz?Millet nasıl çıkacak hiç düşünüyor musunuz? Haa İGA ne yapabilir bilmiyorum. İllaki bir yaptırımı olmalı. Bir ceza sistemi oluşturulmalı. Otopark demişken, İGA’ya da bir öneri. Otopark kartları bazı sebeplerden ötürü çalışmıyor. Bunlar yerine İSPARK’takiler gibi sert bir kart kullanılsa daha iyi olur gibi…
GELELİM BİZİM DHMİ’ye…
DHMİ Eski Genel Müdürü Hüseyin Keskin’in X sosyal medya hesabını hatırlayacağınız üzere çokça eleştirmiştim. Bir baktık, çiçeği burnunda DHMİ’nin yeni Genel Müdürü Enes Çakmak da X hesabı açmış. İşin ilginç yanı O da kullanıcı adında DHMİ’yi kullanmış. Ne diyeyim bilemedim…
Gerçi sosyal medyada yaşayan tipler düşünsün onu da. Gerçek hayat devam ediyor.
Dünya Hava Trafik Kontrolörleri Günü’nde bu yazıyı yazıyorum. Birçok şirket kendilerini kutladı. DHMİ Genel Müdürü de kutlama mesajını X platformu üzerinden paylaştı. Ancak bana kalırsa çok soğuktu.
Kulağıma gelen bazı şeyler var. Memurluktan, işçi sınıfına, hak ettiklerinden tayin durumlarına kadar bir şeyler kurcalanıyormuş. Hatta bana iki hafta verin bu işi çözerim diyenler bile varmış ortalıkta…
Bu işin çözümü net. 2x2 kadar net. Bu insanların hak ettikleri verilecek! Başka bir çözümü yok! Ellerinde İAÇ silahı da bırakmam da diyorsanız, bu adımın da çoktan karşılığı var.
Herkesi kendi gibi görmek insanın yapacağı en büyük hatadır. El elden, beyin de beyinden üstündür.
Artık zamanı geldi. Hava trafik kontrolörlerimize yaptığınız ayıplar kâfi. Gelin artık şu işi çözün!
Serdar Başağaoğlu
Yorumlar Tüm Yorumlar (21)