Yıllar önce bir yarışma programıydı “Bir Kelime Bir İşlem”. Orijinal adı countdown olan yarışma TRT ekranlarında 1983 yılında yayınlanmaya başladı. Çocukluktan gençlik yıllarıma kadar her Pazar elimde kâğıt kalem, yarışmanın başlamasını beklerdim. Hem düşündürür hem de pratik yaptırırdı. Ne günlerdi… Ancak gün geçtikçe bu tür programların yerini abuk sabuk şeyler aldı.
Hayat matematiktir aslında der dururum. Her şeyin bir sebep sonuç ilişkisi vardır. Her olayın bir denklemi, bazen de bir bilinmezi…
Günümüzde matematikçiyim diye geçinen ve profesör unvanı bile almış bir zat sanıyorum bazı denklemleri halen çözememiş olacak ki “Kemal’in Zulmü” diyen birinin videolarını beğeniyor. Ayıp! Sen, bu vatan için hayatını ortaya koymuş, Türk milletinin varlığı ile onur ve tüm dünyanın da saygı duyduğu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde makam mevki sahibi olmuşsun. Hiç mi utanmıyorsun!
Allah bilir adını da değiştirmek istersin!
Neyse, böyleleri elbette çıkıyor. Gelelim havacılık sektörümüze… Aviation Connect 2024 İstanbul’da gerçekleştirildi. Havaş, Denge, Çelebi ve TGS gibi şirketlerimiz ilgi odağıydı. 29 Ekim’e özel bir de kutlama yapıldı. Emeği geçen herkesi tebrik ederim.
Fuarda yenilikçi ürünler göze çarptı. Örneğin internete ya da bataryaya sahip olmayan kargo takip cihazları yapılmış. Kinetik enerjiyle uydu bağlantısı kuruyor cihaz. Push back’ler için simülatörler, kargolar için soğutucu mekanizmalar… Teknoloji geliştikçe, düşünen beyinler üretiyor.
Tabiki düşünen beyinleri de bu türlü etkinliklerde yeni ürünlerle tanıştırmak gerekiyor. Geleceğimiz gençlerimiz. Buradan açık çağrımdır. Üniversitelerin havacılık bölümü öğrencilerini bu türlü etkinliklere davet edin. Şahsen elimden geldiğince bazı okullara yardımcı oluyorum. Yol masraflarından yiyeceklerine kadar her şeyi karşılamaya çalışıyor, etkinliklerinde sponsorları oluyorum. Lütfen aynı hassasiyeti koca koca şirketlerimiz de göstersin.
Yine fuara dönecek olursak, konuşmacılar arasında Mehmet Nane de yer aldı. Öyle güzel bir noktaya değindi ki, herkes ilk başta çok şaşırdı ama sonradan ne kadar akıllıca bir söylem olduğunu kabul etti. Mehmet Nane, biz low cost olarak business class da satıyoruz dedi.
Konuşmasının devamında Business class hizmetinin bedelini peşin olarak almadıklarını, yolcunun isteği doğrultusunda koltuk seçimlerinin yapılabileceğini, şampanyadan suşiye kadar her türlü yiyecek ve içeceğin tercih edilebileceğini, bagaj haklarının seçilebileceğini ifade etti. Hem de her şeyiyle normal business class biletten daha uyguna geliyor.
Haklı mı? Yerden göğe kadar hak verdim. Hatırlayacağınız üzere geçen haftalarda örnek olarak uçuş numarası ve tarihini de paylaşmıştım. Bodrum uçağında business class alıyorsunuz, ekonomiden bozma business class koltuklarda tavuk yiyorsunuz. Hem de halen sınırlı içecek ikramıyla.
Bu sebeple Pegasus’un bu politikası bana kalırsa çok daha iyi. Yolcu business class’tan ne bekliyorsa onu satın alıyor. Şansına ne çıkacak diye beklemiyor.
VIP SORUNU
Balıkesir Milletvekillerinden Turhan Çömez, meclis konuşmasında “THY’nin Dubai seferlerini mercek altına alın, altın kaçakçılarını yakalayın” demişti. Sonrasında bir baktık VIP bölümünde bazı tedbirler. X-ray kullanımları vs.
Bu problemi sanıyorum Gümrükler Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Ticaret Bakanımız Ömer Bolat ve kardeşi Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat çözmüştür. Çünkü biri THY’nin başında diğeri de gümrüklerden sorumlu.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu işi çözenleri kutlarım. Ülkenin ekonomisine zarar vererek kendi ceplerini düşünen hainlere de söyleyecek şey bulamıyorum. Allah gözünüzü doyursun!
Umarım ülkemize zarar veren altın kaçakçılarına göz açtırılmamaya devam edilir.
10 KASIM
Kasım ayı geldiğinde bir hüzün basar içimizi. O’nu kaybettiğimiz aydır. Gün geçtikçe önemini daha iyi anlıyoruz. Düşüncelerinin, hedeflerinin ne kadar yerinde olduğunu tekrar tekrar görüyoruz.
Pegasus 10 Kasım’da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü Selanik’te doğduğu evde anacak. Ben de her zaman olduğu gibi Anıtkabir’de O’nun huzurunda olacağım.
Yıllar önce İlker Aycı ve Temel Kotil’le bir 10 Kasım günü Atamızı ziyaret ettikten sonra Ankara dönüşünde uçakta karşılaşmıştık. Belki tarih tekerrür eder, bu sefer de Ahmet Bolat ve Bilal Ekşi’yle karşılaşırız.
Belli mi olur…
Çıkartacağınız sonuçlar tam, bulacağınız kelimeler anlamlı olsun…
Hepinize güzel bir hafta dilerim.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar