Sizi bilmem ama ben sosyal medyayı takip etmeyi bıraktım. Ülke genelinde yaşanan tecavüzleri, kadınlara şiddeti, cinayetleri, magandaları ve ahmakça açıklamalarda bulunan ve bu açıklamalara alkış tutanları görmekten usandım. Ülke olarak acilen fabrika ayarlarına dönmemiz gerekiyor. Bunun da ilk adımı hiç kuşkusuz cehaletin önüne geçmektir.
Çünkü cahil insanlar doğruları yalnızca kendilerinin bildiğini düşünür. Karşıt görüşe asla tahammülleri yoktur. Duymaktan öyle rahatsız olurlar ki, o anda agresifleşip saldırganlaşırlar. Kusursuz olduklarını düşünürler. Kibarlığı zayıflık olarak görürler.
Empatiden uzak, anlayışsızlardır. Hayata adeta at gözlüğü ile bakarlar. Ne kadar bilgisizlerse o kadar güvenleri yüksektir. Bilgi onlar için hiçbir şeydir. Kendi bildiklerinden şaşmazlar. En iyisini her zaman onlar bilir. Körü körüne inanırlar. İstediğiniz kadar bir şeyleri ispatlamaya çalışın yine anlamazlar. Hiçbir konuda uzman olmamasına rağmen kendisini her koltuğa layık görürler.
Bugün ak dediğine yarın kara derler. Ama ben hiç ak demedim diye de söylenirler. Menfaatleri her şeyden önce gelir. Şuursuzdurlar. Az düşünüp çok konuşurlar. Kendilerine dayatılanları size dayatmaya kalkarlar. Pohpohlanmayı, parlatılmayı severler. Beleşi, avantayı severler. Özgüvenleri tavandır.
Üstlerine karşı el pençe divan dururlar, astlarına karşı zalimdirler. Başarısız olduklarını asla kabul etmezler. Yanlış tercihler sonucunda yine de yanlışını görmezler. Aslında korkaktırlar, güçlüden yana olarak kalabalıktan güç alırlar.
Eminim çevrenizde bu tür insanlar gün geçtikçe artıyordur. İşte bu sebeple cehaletle savaşı kaybetmememiz lazım. Hepimizin sağlığı, emniyeti ve huzuru için!
Mesela askerliğini bile banka şubesinde yapan bazı arkadaşlar Türkiye’nin askeri gücü hakkında televizyonlarda ahkam kesiyor. Bir de akademisyen titriyle çıkıyorlar. Arkadaş, hayatında bir kez bile kışladan içeri girmemişsin, piyade tüfeğini eline almamışsın ondan sonra da çıkıp bizim S-400’lerimiz var güvendeyiz diyorsun. Algı mı yapmaya çalışıyorsunuz yoksa hakikaten zırcahil misiniz?
S-400’ümüz var ama kaç tane füzemiz var onu sorgulamıyorsunuz. 192 adet füzemiz var. Evet yalnızca 192 S-400 füzesi. Ne bunlar? Uzun menzilli hava savunma sistemi. Yeterli mi? Elbette değil. Çünkü bu hava savunma sistemleri balistik füzelere karşı etkili değil! Özelliği zaten seyir füzeleri için tasarlanmasıydı. Hepiniz İran – İsrail gerilimini takip ediyorsunuzdur. İran ne yaptı? Tek seferde 180 füze birden ateşledi. Varın hesabını siz yapın.
Bu sebeple daha önce de bas bas bağırdım. Şu savunma sanayimizi güçlendirelim. F-35’ten çıkarıldık, bir an önce bir hal çare bulalım. KAAN’la yola devam edilecekse gece gündüz çalışalım. Müttefik sandıklarımızın niyetini halen anlamayanlarımız mı var acaba diye kara kara düşünüyorum.
ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, TUSAŞ, BAYKAR, BMC, STM, FNSS gibi şirketlerimiz göz bebeğimiz. Türlü söylemlerle bu şirketleri karalamaya çalışmayın. Yarın düşman kapımıza dayandığında da artık neyi karalarsınız bilemem!
PERSONELE ŞİDDET
Her geçen gün şiddet olaylarına bir yenisi ekleniyor. Özellikle kabin memurlarımız ve yer hizmetleri çalışanlarımız cahillerle uğraşmaya çalışıyor. Durum zaman zaman şiddete de dönüşüyor. Bu gibi şahısların kara listeye alındığı belirtilse de bence daha büyük yaptırımları olmalı. Ceza caydırıcı nitelikte olmalı. Ancak merak ettiğim bir konu da İçişleri Bakanlığı tarafından 2020 yılında duyurulan “HAVA POLİSİ” durumu.
Bakanlıktan yapılan açıklamada uçaklarda "hava polisi" dönemi başlıyor denilmişti.
En az iki polis yolcu olarak seyahat edecekti.
Ve ayrıca; “Hava polisleri, kanunsuz şekilde, şiddet veya şiddete başvurma tehdidi ile uçaktaki bir veya birden fazla şahsın uçuş halindeki bir uçağın faaliyetini engellediği, uçağın kontrolünü ele geçirmeye teşebbüs ettiği veya kontrolü altına aldığı durumlarda uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla uçağın kontrolünü yetkili kaptan pilota geri vermek, ayrıca kokpit, mürettebat, yolcu can güvenliğini sağlamak ve yasa dışı müdahale eylemlerini önlemek için orantılı olarak uygun koruyucu güvenlik tedbirleri almakla sorumlu olacak.
Sivil kıyafetle görev yapacak hava polisleri, söz konusu tehditlere yönelik makul şüphe olması halinde kokpiti koruyacak. Kuralsız yolculara ve potansiyel tehlike arz eden yolculara görev tanımında belirtilen durumlar oluşmadığı sürece müdahale etmeyecek.
Hava polisleri uçuş sonunda göreviyle ilgili hususlar hakkında görev sonu dönüş raporu hazırlayacak. Hazırlanan raporlar ilgili birimlerdeki yetkili amire sunularak arşivlerde saklanacak.” denilmişti.
Peki saldırılar oluyor, polisimiz nerede?
Cahil insanların bir huyu da unutmaktır. Bizler unutmayız!
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar