Latince “Visio” sözcüğünden alıntı olan Fransızca “Vision”, Türkçemize “vizyon” şeklinde girmiş. Türk Dil Kurumu’na göre “Görünüm, ülkü, sağgörü, gösterim” gibi anlamları olsa da son zamanlarda en çok “İleri Görüş” anlamıyla karşımıza çıkıyor.
Liyakat sahibi bir yöneticinin, şirket yapısına, ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu şartlara, ekonomik duruma, yapılabilirlik seviyesine göre bir hedef koyması ve gerekiyorsa risk alarak hedefleri doğrultusunda ilerlemesi gerekir ki; işte o zaman o kişi için vizyon sahibi diyebilelim.
Tüm dünyada pandemi süresince rekor üzerine rekor kıran Turkish Cargo’yu satmayı düşün, yeni uçaklar için sipariş verip pilot ve kabin memuru sayısını düşünme, ondan sonrada vizyon sahibiyim de… Olacak iş mi? Şu anda Türk Hava Yolları’nda yaşanan huzursuzluğun ana nedenlerinden biri bana kalırsa İlker Aycı’nın atmadığı adımlardır.
Milli bayrak taşıyıcıdaki huzursuzluğun bir diğer nedeni ise pek tabi ki şu andaki alt kadro. Uçuştan sorumlu genel müdür yardımcısı Mehmet Kadayifçiler, geçtiğimiz gün personele bir mesaj göndererek çalışanlardan pandemi sonrasının en hızlı yükseleni olan markalarının parlak geleceğine inanmalarını istedi. Peki hedef ne?
Vizyon sahibi kişiler gerek şirket içerisinde ve gerekse diğer mecralarda, Türk Hava Yolları’nın pandemi sonrasında filosunu ikiye katlayabileceğini ve bu dönemin eğitimlerle değerlendirmesi gerektiğini tekrar tekrar belirtti. Düşünsenize filo 800 uçaklı, uçuş ekipleri iki katına çıkmış… Ne yapıldı?
Millilikten her defasında bahseden sayın yönetici hem Atlas Global’den ve Onur Air’den ayrılmış tecrübeli Türk pilotları istihdama kazandırmış olurdu hem de yeni alınacakların eğitimlerini tamamlamış olurdu. Ama nerde?
Yüksek sezonun sonuna geldiğimiz şu dönemde ilan açsanız ne olur açmasanız ne olur? Ancak önümüzdeki yıl için bir faydası olur belki. O süreç zarfında da rakip Avrupalı ve körfezdeki şirketler zaten toparlanmış olur. Atamadığınız her adım şirketin geleceğine bir çelme. Hal böyleyken de personelin parlak geleceğe inanacaklarını pek düşünmüyorum.
Son günlerde sıklıkla gündeme gelen yorgunluk problemi hakkında sanıyorum bazı noktalar yanlış anlaşılabiliyor. Bu sebeple geçmişte farklı çalıştaylar yapan TALPA’dan bu yönde bir çalışma yapmasını, yetkililere, yöneticilerin açıklayamadığı hususları bu sayede iletmesini dilerim.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar Tüm Yorumlar (41)