Eskiden ne güzel kutlanırdı yerli malı haftası. Yurdumuzun yetiştirdiği ürünleri resmederdik şapkalara, çıkardık sahneye anlatırdık Bursa şeftalisini, Kastamonu sarımsağını, Adana kapuzunu, Isparta kirazını, Amasya elmasını, Osmaniye fıstığını… Hey gidi günler hey…
Kendi kendine yeten nadir ülkelerdendik. Fazlasını yurt dışına satarak gelir elde ederdik. Portakalla fabrika kazandık. Domatesle, biberle geliştik… Ya şimdi? Bırakın kendi kendimize yetmeyi, dışarıya bağımlı hale geldik. Kendi yetiştirdiğimiz ürünlerde sık sık aflatoksin ve okratoksin bulunuyor. Zehirleniyoruz. Halk sağlığımız tehlikede…
Saman ithal ediyoruz, soğan, bulgur, yağ, bulgur, pirinç… Nasıl bir yerli malı haftasındayız? Uyanın artık şu kış uykusundan. En son Türkiye'den İtalya ve İsveç'e gönderilen tonlarca kuru incirde sağlığa zararlı boyutta aflatoksin ve okratoksin bulundu. Geri gönderildi. Ne oldu bu incirler? Biri çıkıp açıklasın.
Yerli mallarından artık anlayacağımız başka tür bir mal olmasa gerek. Lütfen biraz dikkat kesilin. Bana bir şey olmaz demeyin, dönüp bakın etrafınıza ne kadar çok kanser vakamız var.
Gelelim Suriye meselesine…
Ekranlardaki saçma sapan yorumları ibretle izliyorum. Suriye, Türkiye için büyük bir mesele haline gelebilir. Bunu neden kimse görmüyor? Esad rejimi çöktü, İsrail anında hava saldırıları düzenledi. Ne malum İsrail’in ABD yardımıyla Suriye’ye girmeyeceği? Garantisi var mı? Nasıl bir düzen oluşacak ki Suriye’de sınır güvenliğimiz emniyetli olsun? Yıllar önce Amerikan basınında çıkmadı bu sıralama? Irak, Suriye, İran ve Türkiye denilmedi mi? Yahu haritamızı bölmediler mi? Umarım yanılırım. Ama bana kalırsa ileride büyük bir sorunla karşılaşacağız. Ne demiş atalarımız Ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yüzü…
Bedelli Askerlik
Irak, İran, Suriye bir yandan karışık. Sözde müttefikler etrafımızda üs üstüne üs kuruyor. Müttefik dediklerimiz parasını ödediğimiz uçaklarımızı vermediği gibi paraya da çöktüler. Bu mu müttefiklik? Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur derler ya aynen öyle. Ama bu durumda bile bedelli askerlik uygulamasına devam edilmesi çok anlamsız. Sınırlarımız yangın yeri. Askerliğini banka şubesinde yapanlarla mı savaş durumunda vatan savunması yapacağız. Artık bedelini verirler yerlerine adam gönderirler.
Bu coğrafyadaki günümüz şartlara göre bırakın bedelli askerliği, tez zamanda askerlik süresinin uzatılması gerekir. Seferberlik tatbikatları yapılmalı. Yarın geç olabilir.
Askerlik ayrıca insana sorumluluk, görev bilinci, üste saygı, itaat, yardımlaşma, birlikte hareket etme, zaman kavramı, bilinç ve vatan sevgisi gibi değerler de katar. Bakın çevrenize bedelli askerlik yapanların kaçında bunlardan var?
MEBAA Show
Geçtiğimiz hafta Dubai’de gerçekleştirilen MEBAA Show’a katıldım. Türk şirketlerden katılım oldukça düşüktü. Türkiye’den katılım sağlayan Genel Havacılık A.Ş. ise fuarın en gözdeleri arasında yer aldı.
Dubai Havalimanı ise her zamanki gibi yolcularına olağanüstü bir deneyim sunmaya devam ediyor. Her yer tertemiz, güvenlikler, gümrük memurları saygılı, herhangi bir aksaklık yaşamadan ilerliyorsunuz.
Emirates havayollarının özel yolcu salonunu da ziyaret ettim. Hakikaten yolcularına olağan üstü bir deneyim sunuyor. Personel gayet ilgili, saygılı ve yardımsever. Her yer pırıl pırıl. Özel yolcu salonunun içinde bölümlere ayrılmış başka salonlar da var. Kim neye ulaşmak isterse şak önünde.
Emirates uçaklarına gelecek olursak. Yolcuyu karşılamadan tutun, anonslara, ikramlardan tutun, kabin atmosferine, relax setlerden uçak içi duty free alışverişine kadar her şey çok çeşitli, kaliteli ve muazzam.
Umarım bir gün bizde de aynı hizmetler yolculara sunulur. Örnek almak isteyenler buyursun test etsinler…
Zihniyet
Bizdeki zihniyet değişmediği sürece hiçbir yere varamayız. Yine Emirates’ten bir örnek vereyim. Kabin memuru olmak isteyen biri Türk Hava Yolları’na başvurmuş. İngilizcesi, diksiyonu, tavırları olağanüstü. Ama gel gelelim Türk Hava Yolları bu arkadaşımızı almamış. O da tüm aşamaları geçerek Emirates’e başlamış. Bakıyoruz Türk Hava Yolları’na İngilizce’den bi haber kişiler var. Yolcuyla ve kokpitle hort zort konuşmalar… Bu seçimleri nasıl yapıyorsunuz?
Ayrıca geçtiğimiz gün Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Abdülkadir Özcan’ın yaşadıklarını hakikaten merak ediyorum. O insan nasıl oldu da bu kadar sinirlenebildi. Gerçi Türk Hava Yolları Basın Müşaviri Yahya Üstün şak diye teşhisi koydu. Alkolün etkisiyle dedi. Evet alkolün etkisiyle söylemler ya da hareketler değişebilir. Ama bu insan ilk defa da alkol almıyor, ilk defa da uçmuyor. Bence kara listeye almadan önce O’nun ne yaşadığı ve neye bu kadar sinirlendiği sorulmalıydı.
Gümrük Muhafaza
Gümrük muhafaza memurlarına elbette saygım sonsuz. Yazılarımı takip ettiklerini de biliyorum. Lakin anlamadığım bir nokta var. Kime göre neye göre yolcuların valizlerini kontrol ediyorsunuz? Duty free poşetlerinden kimin nerden geldiğini ve ona göre hareket ettiğinizi biliyorum. Ama nasıl bir ayrım yapıyorsunuz da saatlerce yoldan gelmiş insanlara tekrar tekrar valiz indirip kaldırtıyorsunuz.
Örneğin benimle aynı uçakta olan bir sanatçı vardı. Valizinde de bir sürü tütün mamulü vardı. Durduruldu mu? Hayır. Ünlü veya siyasi olunca neden bir şey yapılmıyor?
Yazdıklarımız bildiklerimizin yanında bir hiç. Ama gün geldiğinde bildiklerimizin tamamını da yazarız.
Herkese iyi bir hafta dilerim.
Serdar Başağaoğlu
[email protected]
Yorumlar