Zaman zaman kendi kendinize “Gel de söyleme, gel de yazma” diye içten içe konuşursunuz. Bazen söylemek istediğinizi söyleyemezsiniz. “Her doğru her zaman her yerde konuşulmamalı” dersiniz. Bir başka deyişle “Dilimin ucuna kadar geldi ama söyleyemedim” dersiniz kendi kendinize. Ama dayanılacak gibi değil. Söylemem lazım, konuşmam lazım. Aksi taktirde beni ben yapan anlayışımı kaybetmiş olurum. Kendime saygım biter. Benim arkadaşlarımla paylaştığım bir husus var
Geçen hafta yoğun işlerimin arasında bir günlük Antalya ziyareti yaptım. Bu ziyaretin amacı Antalya Havalimanları işletmecisi ICF’in 9 milyonuncu yolcusunu karşılama töreni idi. Antalya’ya ayak basar basmaz karşımızda Antalya Havalimanı Mülki İdare Amiri Antalya Vali Yardımcısı Hayrettin Balcıoğlu ile karşılaştık.Hiç mübalağasız söylemek gerekirse Hayrettin Balcıoğlu, bir vali gibi değil bir nefer gibi çalışıyor. Antalya Havalimanı’nın 2008 yılında ağırladığı 9 milyonuncu yolcu
Yine yazacağım ve yine tepki alacağım. Ama ben çekinmedim, çekinmeyeceğim. Doğru bildiğimi yazmaya, söylemeye devam edeceğim. Konumuzun baş aktörü Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin olacak. “THY çalışanlarının haklarını koruyorum” diyen Ayçin neden bir anda parlayıp bir anda sönüveriyor.
Şimdi nedenlerini açmaya çalışacağım.
Önce birkaç örnek verelim. THY’nin bilet satış bürolarının kapatılacağını AirportHaber olarak neredeyse bir yıl önce yazmamıza rağmen Atilay Ay
Havacılık sektöründe sarsıntılar devam ediyor. İnter Havayolları’nın bir anda operasyonlarını durdurarak havacılık sektöründen çekilmesinin ardından Best Air’de yaşanan kriz gün yüzüne çıktı. İnter Havayolları yetkilileri “Sektörden çekildik ama tüm personelimizin ödemelerini yaptık” açıklamasını yaparken, Best Havayolları’dan maaş alamayan teknisyenlerin başkaldırması artık bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyor.
Havacılık sektörünün en sessiz fakat en deneyimli
Tarih 30 Kasım 2007. Saatler 01.50 civarındaydı yanlış hatırlamıyorsam. Telefon bu saatlerde aranmazdı. Acı acı çalarken bir şeylerin kötü habercisiyim diyordu adeta. Keşke o telefon çalmasaydı ve keşke o haberi almasaydım.
Telefonun öbür ucunda bulunan Antalya’dan bir dostum AtlasJet Havayolları adına uçan World Focus Havayolları’na ait uçağın Isparta’da düştüğünü söylüyordu. Bu yazıyı kaleme aldığım gün de ne tesadüftür ki yine bir 30 Kasım günü. Buradan bir kez daha söy
Yıllardır süregelmiş alışkanlık yerini bir türlü gerçek yaşama döndüremedi. İnsanın içini hasetlik bürümüş ise bu hasetlik düşmanlığa kadar götürebilir. Hasetliğin ardında kesinlikle kıskançlık yada fikir fakirliği vardır.
Cumartesi günü AirportHaber’de yayınlanan bir haber, medyanın “mal bulmuş mağribi”(sanki çok iyi bir şey bulmuş) gibi saldırmasına neden oldu. Haber şuydu. Turkuaz Havayolları’nın filosuna getirdiği uçaklarla ilgili Türk örf ve adetlerine göre kurba
Türk sivil havacılığının gizli kalmış tüm bilgi ve belgeleri birer birer ortaya çıkıyor. Bu itiraflar havacılığımız adına yüz kızartıcı vesika olarak THY’nin üzerine yapışacak en ciddi belge olarak gözler önüne serilmiş oldu. Geçen hafta Airport TV’de sunmuş olduğum Sorun Cevaplasın Programı’nın konuğu Türkiye’nin gözbebeği İstanbul Havayolları’nın eski Genel Müdürü Safi Ergin idi.
Safi Ergin’in yaptığı açıklamalar tüyler ürpertici cinsten idi. Bir çöküşün
Nereden çıktı bu başlık demeyin sakın. Vallahi benden çıkmadı. Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali Sabancı’nın sözlerinin içinden çıktı. Dünyayı saran ekonomik krize atfen yaptığı sivri açıklamaları ile havacılık sektörünün tepkisini çeken Ali Sabancı, son açıklaması ile bugüne kadar söylemiş olduğu sözlerden çark etmiş oldu.Öncelikle Ali Sabancı’nın son açıklamalarına gelmeden 4 ay önceye giderek hafızalarımızı tazeleyelim. Tarih 19 Temmuz 2008. Ali Sabancı, Star Ga
AirportHaber’de geçen haftanın son gününde “THY’nin inanılmaz skandalı” şeklinde bir haber yayınlandı. Haberin özü şuydu. Türk Hava Yolları iki yılda bir yenilenen İşletme Ruhsatı’nı (AOC) çıkartırken inanılmazı gerçekleştiriyor ve bunu yaparken de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nü zor durumda bırakıyordu.Yazının ilerleyen bölümlerinde neden SHGM’nin zor durumda bırakıldığının analizini yapmaya çalışacağım.Türk Hava Yolları 3 ay önce Uçuş Emniyet ve Kal
Büyük kurum olunca yaptığınız her şey göze batıyor. Eğer art niyetiniz varsa mutlaka yapmış olduğunuz tüm çalışmaların bir yere çekilebileceğini düşüneceksiniz. Son örnek buna açık bir delildir. THY sürekli tartışılıyor. Reha Muhtar’ın köşesine taşıdığı olay büyüyerek devam ediyor. Devam edecek gibi de duruyor. Vatan, Hürriyet, Posta, Milliyet, Radikal, Referans ve Cumhuriyet gazetelerinin THY uçaklarında olmadığı belirtiliyor Reha Muhtar’ın yazısında. Gerçekte böyle bir durum söz ko
Değerli okurlar, havacılık sektörü gönül işidir, sevgi işidir, sahiplenme işidir. Zorluğunu, kolaylığını yaşamayı bilme işidir. Bütün bunların yanında iletişim işidir, diyalog işidir, karşındakileri anlama ve kendini anlatma işidir. Ekip işidir, para işidir.Geçtiğimiz hafta tüm havacılık ve turizm sektörü adına önemli bir günü birlikte paylaştık. Ama bir kişi eksikti. Kimdi o? Ali Sabancı. Alkışlıyorum kendisini.Neden alkışlıyorum? Bu kadar kibirli olduğu için, bu kadar kendini beğenmişliği için
Türk Havayolları yönetimi cesur adımlar atıyor. Hata yapanı anında cezalandırıyor. Bu tavır şirket disiplini açısından değerlendirildiğinde yerinde kararlar olarak göze çarpıyor.
Son kararları gözden geçirdiğimizde, bu kararların; THY’nin disiplinsiz tavırlara, uçuş emniyetini tehlikeye sokacak eylemlere taviz vermeyeceğinin göstergesi olarak değerlendiriyorum.
THY’nin Nijerya seferini yapan ve daha sonra yolunu kaybettiği için Togo’nun Lome Havalimanına inen uçağın hab
Tarih 11 Şubat 2008. AirportHaber “THY’nin Müthiş Planı” başlığı adı altında bir haber yayınlıyor. Haber’de Call Center’in özelleştirileceği belirtiliyor. Bu karar henüz kesinleşmiş değil. Sadece düşünce aşamasında.
Bu haberimizden sonra Türk Havayolları Call Center hizmetlerini Erzurum, Eskişehir ve Erzurum’da kurulacak olan merkezlerde özel sektörden hizmet alma yolu ile gerçekleştireceğini açıklıyor. AirportHaber’in THY’deki gizli planı açık
Türk Havayolları çalışanlarından şu sıralarda sık sık telefon ve mail almaya başladım. Tüm telefonlarda ve maillerde yaşanılan endişeli bekleyişin tedirginliği var. Peki, çalışanlar neden tedirginler?
Türk Havayolları şirket içinden şirket çıkarmaya devam ediyor. THY Teknik ile devam eden şirket içinden şirket çıkarma operasyonunun devam edeceği ifade ediliyor. İkram hizmetlerini kendi bünyesinde bulundurmak isteyen THY, Turkish Do&Co adında bir oluşuma giderek %50 ortaklıkla ikram hizme
Antalya merkezli dört şirketten ikisi sorunlu. İnter Havayolları geçmişe dayanan bir sorunun peşini bırakacak gibi görünmüyor. Sorunun hikayesini az sonra anlatacağım ama, sezon ortasında İnter’in Corendon’a haciz koydurması havacılığımız açısından düşündürücü bir davranış idi.
Şimdi konuyu anlamak için geçmişe dönerek, İnter Havayolları ile Corendon Havayolları arasında yaşanan bu polemiğin sebebini anlatmak istiyorum. Yaklaşık iki buçuk yılı aşkın bir süre önce İnter Havayollar
Şu sektörde herkesi anladım ama Pegasus Havayolları yönetimini anlayamadım. Pegasus Havayolları yönetimini anlayamamışken şirketi savunmaya kalkanları da anlayamadım.
Neden böyle diyorum acaba?
İsterseniz filmi geri sarıp şöyle bir gezintiye çıkalım. 10 Ekim 2005’te yazdığım bir yazıda o günlerde Swis Otel’de Pegasus Havayolları’nın yaptığı tanıtımı masaya yatırmıştım. Sabancı Ailesi’nin bir ferdi olan Ali Sabancı tarafından satın alınan şirketin iletişiminin sadece Ali
Havacılık sektöründe önemli gelişmeler bekliyorum. My Technic müşteri almaya başladı. THY yeni açılımlarını açıkladı. MNG Teknik ve Onur Air yeni bir sinerji yaratma peşinde.
MNG Havayolları yeni şirket aldı. Kuzu Havayolları hem yabancı ortaklığa gidiyor, hem yeni uçakları filosuna katıyor. AtlasJet Havayolları yeni uçaklar getiriyor. İki uçak anlaşması daha yaptı Saudi Havayolları ile. Kış operasyonları için şirketler planlar yapıyor. Saga Havayolları’nın da yeni bir sürpriz yapacağı
Değerli AirportHaber okurları ve bu köşenin mümtaz takipçileri. Amaç ve hedeflerini koyan her girişimcinin inandığı yolda neler başardığını biraz sonra sizlerle paylaşıp, hazırladığımız muhteşem ürünü beğeninize sunmaktan onur duyacağım.
Ama neler yaptığımızı açıklamadan önce sizleri biraz tarihe götürmek istiyorum.
Ben neyim, ben neler yaptım ve ben neler yapmak için neleri feda ettim kısaca açıklamak istiyorum.
1991 yılında Günaydın Gazetesi’nde merkez muhabiri iken, havalima
Türk Havayolları İstanbul-Nijerya seferini yapan uçağı arızalanınca bir başka ülkedeki bir başka havalimanına inişinin ardından kahramanlık şarkıları söylenmeye başlandı. Şimdi korkunç bir iddiayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu uçak Atatürk Havalimanı’ndan kalkış yapmadan arızalı idi. Pilotun bu arızayı teknik birime bildirmeden havalandığı ifade ediliyor. Bu iddianın doğruluğu elbet tartışılır. Ispat etmekte oldukça zor. Hatta imkânsız. THY “arıza yoktu” derse yok demekt
Değerli okurlar, geçen hafta Türk Havayolları personelinin hiç beklemediğimiz bir davranışına şahit olduk. Açıkçası hem şaşırdım hem de alkışladım. Neden mi? İşte nedeni…
AirportHaber sektörü öyle yakından takip ediyor ki, nerede ne olsa anında haberdar oluyoruz. Bu durum bizim sektöre verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak boynumuzda asılan en güzel şeref madalyası olarak duruyor.
Sektörel yayıncılığımızın gereği her türlü bilgi akışı da okuyucularımız tarafından bizlerle paylaşı
Şu son haftalarda bazı şeyleri hayretler içerisinde izliyorum. Önceki hafta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında gensoru önergesi verdirenler avuçlarını ovuşturup beklerken ortaya çıkan sonuçla hüsrana uğramayı hazmedemediklerini görüyorum.
Bu hazımsızlığın intikamını Ak Parti’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nden çıkartırız mantığı ile pusuya yatanlar Adaletin vurduğu şamarla sersem olurken şunu düşünemiyorlardı. “Demokrasilerde halkın getirdiklerini yine halkın gö
Değerli okurlar, geçtiğimiz haftanın en önemli konusu havacılığa altın devir yaşatan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında CHP tarafından verilen gensoru önergesi idi. Hemen belirtelim gensoru reddedildi. Ancak ben gensoru önergesinin neden ve nasıl hazırlandığı ile ilgili bilgilerimi paylaşacağım.
Kaza üzerinden yaklaşık bir buçuk sene geçti. Bir buçuk senenin ardından verilen bu gensoru önergesinin neden bu kadar süre sonra açılması sağlıklı düşünenlerin kafasında soru işaretleri doğur
Yoğun iş temposunun verdiği yorgunluk canıma tak etmişti ki kendimi bir anda Bodrum’un Bitez Koy’unda buluverdim. Bu eşsiz doğa harikası yerde her şeyden uzakta kafamı dinleme hayalleri kurarken bu hayalimin sadece hayal olarak kalacağını bir kez daha anlamış oldum.
Havacılık sektöründe yaşanan ani gelişmelerin, ortaya çıkan kara tabloların içimdeki pozitif düşünceyi yenmesine fırsat vermeyeceğimi haykırdım kendi kendime. Biz havacılık ile özdeşleşmişiz; gecemiz gündüzümüz, suyum
Geçen yıl uzun bir süre Onur Havayolları’nın Pegasus Havayolları tarafından satın alınacağını konuştuk.
“Alındı alınacak, satıldı satılacak” derken hayalle başlayan satış görüşmeleri hüsranla sonuçlandı pazarlık masasında.
Kimine göre Ali Sabancı uçak kazasından sonra filosunda daha çok MD bulunan Onur Air’in MD imajından korkarak satın alma işinden vazgeçti, kimine göre ise şirketin sahibi Cankut Bagana’nın son anda belirlenen rakam üzerine 10 milyon dolar
Aslında sadece ama sadece kendi işimi yapmak, başka kişilerin ne yaptığı ile ilgilenmemek gibi bir düşünceye sahibim. Ancak köpeksiz köy bulup köteksiz gezenlere hadlerini bildirmenin de zamanı geldiğini düşünüp affınıza sığınarak bu hafta olması gerekeni yine olduğu gibi yazdım.
Bir zat var. Bu kendini bilmez zat hayatını insan satarak birilerinin sırtına basarak kazanmaya çalıştı bugüne kadar. Birazdan yazacaklarımı iyi okumanızı tavsiye ediyorum.
Yıl 1997
Ben havacılık adına ilk h
