Havacılık tazminatı üzerinden başlayan gerilim karşılıklı restleşme ile devam edecek gibi görünüyor. Hava trafik kontrolörleri hak arayışı içinde. Bize gelen bilgiler ışığında bunları yazıyoruz, olası olumsuzlukları yaşamamak için ilgilileri uyarmaya çalışıyoruz.
Atatürk Havalimanı sıkışıklığı şirket yöneticilerini gelecek için karar vermeye zorluyor. İşte Atlasjet ilk hamleyi yaptı. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Bodrum ve Dalaman seferlerine başlıyor. Sadece Atlasjet ile kalır mı bilinmez ama Atatürk Havalimanı’nın doyduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu Atlasjet’in bu hamlesiyle.
Bu başlığı ben söylemiyorum. İçeriğini yazdığımda tüyler ürperten sözler olarak göreceksiniz. Bir kontrolörün ağzından dökülen sözler bunlar. Devamında da şöyle diyor "Bu yaz Atatürk Havalimanı'ndan ne uçağa binerim ne de uçakla İstanbul'a gelirim"...
Geçen hafta yazmış olduğum “Bu yaz çok çetin geçecek” yazı DHMİ bünyesinde çok yankı buldu. Amaç personeli birbirine düşürmek olmasa bile bazı yorumcuların yorumlarından da anlaşılacağı gibi birimler arası bir sürtüşme olduğu gerçeği ile karşılaştık. Bir başka gerçeği daha ortaya çıkardı bu yazı. Kontrolörler sadece havacılık tazminatı peşinde değiller. Onlar resmen DHMİ tarihi açısınd
Türk Hava Yolları için pilotların grev yapması ne kadar kabus ise hava trafik kontrolörlerinin iş yavaşlatması da havacılık sektörü için çok büyük tehlikedir. Bu tehlikenin sinyalleri yavaş yavaş alınmaya başlandı bile. İşte o yüzden diyorum ki “Bu yaz çok çetin geçecek”
Havacılık tazminatı hem Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın hem de DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal’ın en bü
Sorsanız hemen herkes biliyorum der. Unutkan bir toplum ve günü yaşayan bir toplum olduğumuz için bazı gerçekleri hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum. 2000’li yılların başında sivil havacılık sektörümüz iç açıcı bir durumda değildi. Bu ahkam kestiğimiz, yönlendirmeye çalıştığımız, yerden yere vurduğumuz en acımasız eleştirilerimizi sıraladığımız Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, o
Değerli Dostlar, Hayatımın neredeyse tamamını harcadığım havacılık sektörüm. Geçen hafta yüksek tansiyona bağlı kalp sorunu yaşadım. Öncelikle kısa bir süre tedavim dolayısıyla yazamayacağım için çok üzgünüm.
Şu anda dinleniyorum ve önümüzdeki günlerde sorunumla ilgili gerekli müdahaleler yapılacak.
Hasta olduğum duyulur duyulmaz hastaneye koşan tüm dostlarıma sonsuz teşekkürlerimi ifade etmek i
Sivil havacılığımız alev alev yanıyor. Ankara’da Türk Hava Yolları Teknik AŞ’ye ait hangarda başlayan kıvılcım başta İstanbul olmak üzere Antalya’ya da sıçradı. EASA, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün akreditasyonunu resmi olarak iptal etmese bile, EASA'nın yaptığı uygulamalardan fiili olarak bunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Ocak 2008’de büyük uğraşlar sonucunda elde edilen EASA yetkileri bugün
Baştan söyleyeyim Türk Hava Yolları, Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne karşı küskünlük içine girebilir. DHMİ, THY’nin elini rahatlatacak adımı bir türlü atamadı. İşler uzadıkça uzuyor. THY, DHMİ’nin yavaş davranması ve bürokratik engeller sebebiyle köşeye sıkışmış durumda.
Nisan ayında Çorlu Havaalanı, bakım ve onarım sebebiyle en iyimser bakışla üç ay kapanacak. Türk Hava Yolları’nın
Pegasus Havayolları Ali Sabancı tarafından satın alındığında 17 uçaklık bir filoya sahipti şirket. Bugün baktığımızda İzAir ile birlikte 45 uçağı var. Yüzde yüzün üzerinde bir artış var. Acaba Pegasus Havayolları birileri tarafından kollandı da mı bu kadar bir büyüme gerçekleştirdi?
Bu soruyu neden sorduğumu hasbelkader havacılığı uzaktan yakından takip edenler anlayacaktır. Son on gündür AtlasJet Havayolları aleyhinde bilin&cc
Hiç kimse memnun değil. Ne mağdurlar ne de mağdur ettiği iddia edilenler. Isparta kazasının bitmeyen spekülasyonlarına bir yenisi daha eklendi. Yeni bilirkişi raporu evlere şenlik. Kimler, nasıl olarak bu raporun içinde, görüyoruz ve göreceğiz. O 'kimler' her kim olursa olsun artık hakimin de kanaat oluşturmada zorlanacağı kesin. Umarım en hayırlı kararı verir.
Yazıya başlamadan başlığımı neden böyle attığımı hemen söyleyeyim. Çok yakından t
Bir ayrılış ve çok geçmeden bir ayrılış daha. Onur Havayolları tarihinde hiç olmadığı kadar çalkantılı bir dönem yaşanıyor. Önce Genel Müdür Şahabettin Bolukçu ve arkasından Erkan Sayın.
Bir şirkette vazgeçilmezler vardır. Ama “Hiç kimse vazgeçilmez değildir” diye de bir gerçek var. İşte yıllardır vazgeçilmeyen Şahabettin Bolukçu görevinden kim bilir hangi nedenlerle vazge&cced
Şu sendikal görüşmelerde artık eski heyecanların olmadığını düşünüyorum. Gerçi “Ah neydi o eski günler” diyecek kimse de kalmamıştır THY’de. Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin en eski şahitleri belki beş parmağın beşini de geçecek kadar değildir THY’de. Zira hemen hepsi emekli oldular. Bu TİS görüşmelerinin en kıdemlisi de Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin olabilir. Ayçin ise sendikal kişiliği
Malum geçen hafta İstanbul kara kışın kabusunu yaşadı. Bu kabustan bende nasibimi aldım. Sabahın erken saatlerinde, İstanbul’a yağan karın tipi şekline dönüştüğü anda sıcacık yatağımdan kalkıp Florya’da resim çekme hevesine kapılırsam soluğu hastanede alırım. Öyle de oldu ve ben üşütme sonucu hastalanırken, Atatürk Havalimanı’nda yüzlerce yolcuyu da TGS hastalandırdı.
“Olağanüstü durumlarda böyle
Ne güzel günlerdi değil mi? Geçen hafta SAGA ile ilgili haberler çıkınca şöyle bir geçmişe bakıp ne tür haberleri yayınlamışız diye AirportHaber’in arşivine göz attım. Güzel haberlerin yanında üzücü haberlere de yer vermişiz.
Şimdi şöyle kısaca bir hatırlayalım SAGA için neler yazmışız;
SAGA iki uçağını kiraladı, İflas uçaklarını SAGA aldı, SAGA yarım düzine oldu, Saga Airlines’ın
Bir süredir Türkiye’deki pilotlar arasında en önemli sohbet konusu, yabancı dil meselesi... Aslında bu mesele çok yeni sayılmaz ancak Danimarka basınında, Türkiye’deki pilotların İngilizce bilgisinin yetersiz olduğunu ve bunun da uçuş emniyeti açısından risk oluşturduğunun yazılmasından sonra herkes konuyu daha bir ciddiye almaya ve üzerinde durmaya başladı.
O yüzden özellikle Türk Hava Yolları’ndaki pilotların dur
Binali Yıldırım’ın yeniden Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı koltuğuna oturmasının ardından kendisine bağlı kuruluşlarda köklü kadro değişikliğine gideceğini düşünüyordum. Bunun işaretlerini de görmüştüm. Tüm bürokratların havuzda olduğunu bildiğimizden dolayı vakit geçirmeden birçok yöneticiyi değiştirmesi en doğal hakkı diye makul görmeliyiz.
Havacılık alanında görüş beyan ettiğimize gö
Şahabettin Bolukçu bu sektörün duayenlerinden biri. Bulunduğu mevkiinin en eskisi idi. Geçen hafta Onur Havayolları’ndan yapılan açıklama ile görevini şirketin büyük ortağı Cankut Bagana’ya devrettiğini öğrendik. Bu gidiş hayra alamet değil.
Kendisini 1996 yılında tanıdım. O zamanlar Kanal 6 televizyonuna VIP adında Türkiye’nin ilk havacılık programını yapıyordum. Halkla İlişkiler Sorumlusu Mine Tan nezaretinde Onur Ai
Tüm havacılık sektörümüze ve havacılık aşığı insanların 2012 yılı umduğundan daha iyi geçsin dileğiyle başlıyorum bu haftaki yazıma. Her gün yeni bir kaosla yaşadığımız ülkemizde havacılığımız adına kaoslar yaşanmasın ve arzu ettiğimiz yükselişi bu yıl fazlasıyla sürdürelim.
2011 yılının pek parlak geçtiğini söyleyemem. Umutların 2012 yılına devredildiğini düşünerek bu sektörün takipçisi olarak hayal et
Havacılık sektörü ne kadar çırpınırsa çırpınsın, ne kadar çok yatırım yapma gayreti içinde olura olsun eski gelenekler yerini çağdaş düşünce anlayışına bırakmadığı sürece, pratik çözüme uygun yönetici olmadığı sürece gelişme sürecimize her zaman bir pranga vurulacaktır.
Hatırlarsanız Uludağ’da yapılan Hava Taksi Çalıştayı ile ilgili bir yazı yazmıştım. Bu çalıştaya gelecek olan Siv
Orada, burada ahkam kesenleri eleştiriyorum. Ben eleştirdikçe, eleştiriyi hazmedemeyenlerin hedefi haline geliyorum. Oysa söylediklerim süreç içinde gerçekleşiyor. Yazılarımda doğrudan isim vererek, kurum adı vererek eleştirmeyi daha etik bulurum. Okurlarımın kum deryasında iğne aramasına gönlüm elvermez. "Kim için söyledi, ne demek istedi" gibi sorularla onları meşgul etmem.
İşte bu yazı da öyle bir yazı olacak. Ya
Nereden başlasak ki? Her ne kadar aile isimleri ile filosunu genişletiyor ve uçak kanatlarında verilen pozlarla popülaritenin artacağı düşünülse bile havayolu işletmeciliğinin en küçük bir ihmali götürmeyeceği bilinen bir gerçektir.
Pegasus Havayolları ve yönetimin zikzaklar çizmesi dikkatle izlenmeye başladı.
Son yakın geçiş olayından başlayalım isterseniz. Bizim elimizdeki mevcut bilgi pilotun kulenin talima
Boşuna söylememişler “Havacılıkta milyoner olmak istiyorsan milyarder girmek zorundasın” diye. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı son yolcu hakları yönetmeliği değişikliğinden malumatınız olmuştur. Çok ama çok zor hale geliyor havayolu işletmeciliği. DHMİ’den, SHGM’den, yakıttan, slottan düşen her taş havayolu şirketlerinin başına düşüyor.
Minumum 100 Avro maksimum 600 Avro… Bu ra
Hafta sonu Uludağ'da düzenlenen Hava Taksi Çalıştayını, havacılığımız adına sektörü, sektörün sorunlarını dinleyerek çözme adına olumlu girişim olarak değerlendiriyorum. Ama öyle rezaletler yaşandı ki "Bu mu havacılığımız" denecek şekildeydi.
Bu rezaleti dile getirmeden önce olumlu düşünceleri aktarmakta fayda görüyorum.
AirportHaber olarak Hava Taksi Çalıştayını izlemek üzere Uludağ'a git
Her şey senin başının altından çıktı. Şimdi çıkıp İzmirlilerin karşısında günah çıkartmaya kalkışma. Bugüne gelişi, Ali Sabancı ile iki gün otel odalarına kapanıp İzAir’i pazarlarken düşünecektin. Kızını 12 milyar maaşla hiç havacılıktan anlamadığı halde İzAir’in başına genel koordinatör yaparken düşünecektin. Şimdi ağlama zamanı değil. Kendin ektin kendin biçtin ey Ekrem Demirtaş. İzAir’i Ali Sabancı ka