Son zamanlarda işyerlerini karanlığa gömen, çalışanların kabusu haline gelen yönetici isimli yaradılışlardan çok bahseder olduk. Tabii ki yöneticilerin hepsi bu tür değil. “KOYUNUN YALAKASI KASABIN KESKİN BIÇAĞINI ÖVERMİŞ” yazımı ararken sistemimde aşağıdaki metni buldum. Ne zaman kaleme aldığımı hatırlayamadım. O zaman kabusları işte böyle anlatmışım
Beğenmiyorsan git sözü yalnız işçi ve memura mı söyleniyor? Hayır. Yöneticilere de bu sözü işitiyor. Veya ihsas ediliyor. Unvanlar yükseldikçe iş bulmak daha zor. Ben ayrılayım dersen vazgeçeceğin gelir mavi yakalı maaşı değil. Her şeye sessiz kalıp maaşı hak etmek de bir yöntem. Kabullenebilirsen. Zor bir karar. Neresinden tutarsan tut, İki ucu kakalı bir değnek.
THY personeli dışında tüm sektör çalışanları yeni yılda bir zam beklentisi içinde. TGS verileni biliyor. Bazıları ise öğrenecekler. Beklentileri yüksek tutmayın, realiteden kopmayın ki daha sonra sizlere üzüntü olmasın. İsterseniz 20 Mayıs 2013 tarihli “Namaza Meyli Olmayan Ezan Sesini Duymazmış “ başlıklı yazımı hatırlayın. Durumda bir değişiklik yok gibi.
Düğmeye bas çalışsın. Bir daha dokun dursun. Vardiyalı çalıştırma ve hafta sonu çalıştırma serbest. Fazla mesaiye gerek yok. İki vardiya arasında istirahat yok. Senelik izin, hastalık ve mazeret izni yok. Maaş zammı vb. hiç yok. Yöneticiye itiraz, karşı görüş yok. Beklenti sıfır. Yemek verme, yağını, suyunu koy, işe devam. İyi marka bir makine işte böyle çalışır.
Bu değerlendirmeyi çalışma yaşamına monte eden uzmanlar ve ilk uygulayıcıları sistemin acemi, belki de iyi niyetli olmayan yöneticilerin elinde çarpıtılarak personelin aleyhine çalışacak bir sisteme dönüşeceğini ve de zaman içerisinde çalışanların işten uzaklaştırılmasını kolaylaştırıcı bir değerlendirme olarak kullanılabileceğini düşünmemişlerdi.
Asgari ücretle bile çalışıyor olsak aylık 1300 TL’ lik gelirin, 0’ dan 1300 kere büyük olduğunu aklımızdan çıkartmamak gerekir. İş yerinizden mutlu olmayabilirsiniz. Ama şunu hep aklımızda tutmamız gerekir ki, şu an için en iyi iş, daha iyisini bulana kadar bu gün sahip olduğunuz iştir. Ve de bu günkü yaşam şartları ona asılmanızı öngörüyor.
Bu hafta “ 1 - İşçi çıkartma ve yan ödemelerin buharlaştırma işlemi planlanıyor. 2- Kar krize dönüştü. Süreç Yöneticiler için imtihandı. 3- Sinir yapmayın, Kızmayın. Bu gün konu Temel Bey değil, Sizsiniz ” başlıklarını taşıyan bu üç konu ile sizlere sesleniyorum. Yan ödemeler ile ilgili olarak danıştığım uzmanın görüşünü ( 1 ) no.lu başlık altında bulabilirsiniz.
2016’nın ilk Airporthaber yazısında iki konu mevcut. Biri. “ TÜRK HAVA YOLLARINDA DEĞİŞİM TEMELDEN BAŞLARSA ”. Bu yazıdaki Temel Hangi Temel dersiniz? Bina Temelimi yoksa THY Genel Müdürü Sn. Temel Kotil mi? Diğeri ise; ASGARİ ÜCRET ARTIMI DİĞER MAAŞLARA DOMİNO ETKİSİ YAPAR MI? Bu konuda asgari ücret artımının tüm maaş sistemine muhtemel etkilerini inceliyoruz
K. Matsushita:” 100 çalışanınız varsa sistemde en önde yer alırsınız. Onlara bağırsanız bile sizi takip ederler. Grup 1000 kişiye çıkarsa önde değil, ortada bir yerde olmalısınız. İş yeri 10000 kişiye ulaşınca huşu içinde arkada kalır ve onlara teşekkür edersiniz” Diyor. Aynen bizimkiler gibi. Onlar da her fırsatta çalışanlarına sevgi ve saygılar ( ? ) sunuyorlar.
Çalışanların işten ayrılışını ( ? ) iyi olmuş, zaten şöyleydi, böyleydi diyerek desteklerken şirketinizin yönetimini ne denli aşağıladığınızın farkında mısınız? Beş koyunu gütmekten aciz bir “Çoban’ın” sistemdeki varlığına 22 sene sonra mı uyandı şirketiniz. Yöneticileriniz bunu anlamayacak kadar gabi’mi? Kaş yapayım derken göz çıkartmak işte böyle bir şey.
Sektörde sıklıkla yaşanan genele yakın bir konuyu, aniden ( ? ) görevinden istifa ile ( ? ) emekliliğini isteyen ( ? ) Çelebi Antalya Başmüdürü BATTAL ÇOBAN Beyin son dönemdeki iş yaşamı üzerinden kaleme aldım. Yazıdaki anlatımı bir şekilde BATTAL Beyin konusu ile ilişkilendirmek sektördeki benzeri uygulamaların nedenlerini biraz da olsa ortaya koyar diye düşündüm
Bizim sektörde bu böyle. Eskiler “ Dışı kalaylı, içi vay vay’lı derlerdi işte o hesap. Pırıl pırıl göze batan bir düzen. Bu düzene, yalnız görünürde olan göz boyayıcı bir kurumsallık hakim. Yönetim tarzı mı? Aynen, Kızılderili Kabilesi misali. Bazı uygulamalarda ( IK ) onlar bile daha tutarlı. Evet istisnalar dışında “ Kurumsal Kabileler Topluluğu” bizim sektör.
Başbakanımız yalnız THY’ da değil, ülkemiz kurumları bazında devletin kısmen veya tümü ile içinde bulunduğu iş yaşamının genelinde bu eksiklikleri görmüş olacak ki, konuları hem yeni hükümet programına almışlar hem de sunumlarında belirtmişler. Hükümetin geçen dönemde yerine getirdiği konuların yeni hükümet programına alınmasının mantığı olmaz değil mi?
Bu toplantıdaki konumuz 2016 yılındaki maaş zamları. Tabii ki bu toplantıdan bir karar çıkmayacaktır. Fikri olanları dışlayıp bir iki görüşme daha yaparız hali ile. Nafile toplantılarımız sürerken, bir de bakarız ki, İnsan Kaynakları işi bitirmiş. Spor yapmanın sağlığa bir zararı yok. Biz devam edelim. Toplanalım. Konuşalım. Tartışalım. Maksat; spor olsun.
Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler ve kendi niteliklerini abartma eğilimindedirler. Kaldı ki bu tür gerçekten nitelikli olan insanların özelliklerini görüp anlamaktan acizdirler. Bu tarzın nitelikleri belli bir eğitimle artırılırsa kendi durumlarının, farkına varmaya başlarlar. Bu eğitimi vereceklere ise Allah acısın
HEPİMİZ MÜSLÜMANIZ. BUNU NEDEN İFADE EDİYORSUN, KONU İLE NE İLGİSİ VAR DİYECEKSİNİZ? HELE AŞAĞIDA YAZILANLARI BİR OKUYUN. OSMANLININ PADİŞAHLARI BAKIN ÜLKEDEKİ GAYRİMÜSLİMLER’E NASIL DAVRANMIŞLAR. BİLMEM BU SİZLERE BİR ŞEY ANLATIYOR MU? ARZU EDERSENİZ BAŞKA ÖRNEKLERDE VEREBİLİRİM. EVET; O DÖNEMDE DEĞİL MÜSLÜMANLAR ARASINDA, MÜSLÜMANLAR İLE GAYRİMÜSLİMLER ARASINDA BİLE AYRIŞIMCILIK YOKMUŞ. BAŞTAKİLER HERKESE KARŞI ADALETLİ DAVRANIYORLARMIŞ. HERKES BİR VE BERABERMİŞ. SN. AYCI’NIN DUYURUSUNDA BELİRTTİKLERİ ÜZERE. BUNLAR DA SİZE BİR ŞEY SÖYLEMİYORSA, YAPACAK BİR ŞEY KALMIYOR. ALLAH'A HAVALE.
Ne yaptım biliyor musunuz? Aşağıdaki maddeleri yakından tanıdığım üç şirketin hangisi için ne kadar geçerli olduğunu düşündüm ve not aldım. Bu üç şirkette çalışan birer kişiye de görüş sordum. Sonucu görünce de bu konuyu sizlerle paylaşma kararım kesinleşti. Sonuç iyi mi diye soracak olursanız, sormayın. Sizde deneyin ve görün. Ve de kendiniz karar verin.
THY yöneticisi tüm çalışanlarına eşit uzaklıkta durabilmesi halinde tarafsız olur. Yönetici çalışanlara nasıl eşit uzaklıkta durur? Onları siyasi görüş, dini inanış ve ideolojik açıdan değerlendirmez ve liyakat, iş bilgisi, işi yapılış şekillerini tercih kriterlerinde ön planına alması durumunda. Kurumda tarafsızlık ve eşit davranış olgusundan bahsedilebilir.
Herkesin bildiği bir şey var ki; o da bizim sektörde hizmet kalitesini düşünen kimsenin olmadığı. Yok ki; Urfalı Hacı Mehmet Ustanın söylediği gibi ” Akıllı bir yön izlensin ve de alternatifler arasında akıllı seçim yapılsın.” Sonuçta Kebapçı Hacı Mehmet kadar olamıyoruz desem, dünyanın en modern sistemlerinin işletmecilerini bünyesinde barındıran Sektör’e ayıp mı olur?
Şirketlerde yapılan çok önemli toplantıların sonuçlarını öğrenmek isteriz zaman zaman. Merak bu ya. Gel gelelim Yukarılardan çıt çıkmaz. . Aslında öğrenmememizin sebebi gizlilik falan değildir. Genelde toplantılardan sonuç çıkmaz da ondan. Peki alınması gereken karar? Bir kişi o kararı verir. Uysa da, uymasa da böyle. İsterseniz uymadı deyin. Deyin de görün.
Evet; mantık bu senaryonun TÜRK HAVA YOLLARI tarafından yazıldığını söylüyor. Düşünülen budur. Başrolde ise haliyle HAVA İŞ bulunmaktadır. TGS ve PEGASUS ise bu oyunun figüranlardır. BU KONUDA YANILMIŞ OLMAKTAN BÜYÜK SEVİNÇ DUYACAĞIM. VE DE TABİİ Kİ TÜM OKURLARIN HUZURUNDA THY’ DEN VE SN. TATLIBAL VE YÖNETİMİNDEN ÖZÜR DİLEYECEĞİM.
İş ve ekonomi mecmuaları yönetimsel konularda çok öğretici konuları işliyorlar. Normal konularının akışında şirket patron ve yöneticileri ile yaptıkları görüşmelerden de çalışanların birçok şey kapmaları ve ufuklarını genişletmeleri mümkün.
Bazı şirketler çalışanlarını bir türlü mutlu edemezken, diğerlerinde insanlar daha azı ile çok daha mutlu olabiliyor. Demek ki; çalışanların memnuniyetsizliğinin temelinde isteklerinin karşılanmaması değil, beklentilerin iyi yönetilmemesi ve çalışana eşit davranılmaması yatıyor. Bunu halen anlayamayan patron ve üst yöneticilere hayret ediyorum.
Bu yazıda altı değişik konumuz var. Bizim yürekli yöneticilerimizi tanımayan bir Amerikalı “Yöneticisiz Yönetim” sistemini geliştirdi. Bize uyar mı dersiniz? THY Hamdi Topçu ve Kotil Beyler Lego ile birlikte yine misafirimiz.Suriyeli minik AYLAN’a insanlık borcunu kim ödeyecek? Gönülden alkışlar Beşiktaşlı Quaresma için. İşverenlerin yükümlülükleri.