Türk Hava Yolları’nı parçalamak için yeni bir oluşumun ayak seslerini duymaya başladık. Bu düşünce başarılı olur mu olmaz mı ileride hep birlikte şahit olacağız ama biz şimdiden böyle bir girişimin düşünsel anlamda harekete geçtiğini söyleyebiliriz.
İki haftadır üst üste yazdığım TAI yazılarından sonra sel gibi bilgiler akmaya başladı. Biliyorsunuz TAI’nin cirosu 1 milyar 200 milyon dolara çıkmıştı. Eski yönetim de 400 milyon dolar parayı kasada kâr olarak Temel Kotil yönetimine bırakmıştı. Gelen bilgiler iç açıcı değil. Kasa tam takır boşaldı.
Temel Kotil’in TAI genel müdürü olmasının ardından kadrolaşma ama ne için kadrolaşma olduğu meçhul durumu kamuoyu ile paylaşmak üzere yaptığım araştırmalar endişelerimi ve korkularımı hat safhaya çıkardı. Önümde bir yönetici tablosu var ve bu tabloda 55 yöneticinin üzeri kırmızı kalemle çarpılanmış durumda.
Temel Kotil’in TAI’ye genel müdür olmasının ardından ne gibi gelişmeler olacak diye takip ederken, beklediğim tarzda yapılanma başladı. Derin ve bir o kadar da “paralel yapılanma mı oluyor” endişesine kapıldığım kadrolaşmanın yapıldığını gözlemliyoruz.
Ölüm... Dünya telaşesinin sona erdiği ebedi hayatın başladığı an. THY Uçuş Eğitim Başkanı Sedat Şekerci "ölmüş" şeklinde mesaj aldığımda inanın "başımdan kaynar sular döküldü" ibaresi hafif kaldı ve bir imamın "yaşlılar gider sıra sıra gençler gider ara sıra" sözleri aklıma geldi.
Havacılık adına yazdıklarımızın, önerdiklerimizin hayat bulması elbette bizleri mutlu ediyor ve ne kadar doğru tespitler yaptığımızı kanıtlıyor. İki havalimanımız için öneride bulunmuştum ve önerilerimiz sıralamıştım. Haklı çıktım ve önerilerim tam da istediğimiz gibi uygulamaya konuldu.
“Yüreğim ağzıma” geldi tabiri tam da Atatürk Havalimanı’nda yaşanan talihsiz kaza ile örtüşüyor. “Öldürmeyen Allah öldürmez” deyimi de ne kadar doğru bir tabir bir kez daha şahit olduk. Şükürler olsun ki cana gelmedi mala geldi.
Geçen hafta havacılık sektörü oldukça hareketli geçti. Umut verici bu gelişmeleri ayrı ayrı yorumlamak istiyorum. THY'de, DHMİ'de ve Sivrihisar'da gerçekleşen bu gelişmeler gelecek adına sevindirici. Ama çok derin ve pis kokular da gelmiyor değil. Tüylerimi diken diken eden şeyler duyuyorum. Umarım sadece dedikodudur.
Önceliği THY'deki talihsizliklere ayırmak istiyorum. Bir hafta içinde iki acıklı durum yaşadık. Hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olan bu durum insanları düşünmeye zorlar mı bilemem ama ben her daim onu düşünüp onunla yatıp onunla kalkarım.
Biliyorsunuz ki yıllardır bu satırlardan sizlerin sorunları ile hemhal olmaya çalışıyorum. Zaman zaman hoşunuza gitmeyen yazılarım da oluyor. Biliniz ki, doğru bildiğim şeylerden asla taviz vermiyorum. Geçen hafta sendika seçimleri konusuna değindiğim bir yazı yayımladım. Çokça sinkaf içeren yorumlara maruz kaldım. Kimlerden geldiğini de çok iyi biliyorum.
Türk Hava Yolları kabin memurlarına zorla muvafakatname imzatıldığına dair gelen bilgiler üzerine söyleyecek o kadar çok söz var ama önceliği şu Hava İş seçimlerine ayırmak istiyorum.
Zor iki yılın ardından gerek turizm ve gerekse havacılık sektörümüzde kısmen de olsa nefes aldık. Lakin istenilen düzeye henüz gelinmedi. Sezon bitiyor ve kara kara düşünme zamanı geldi. Kış sezonu nasıl atlatılacak?
Hep söyleriz ya “işi ehline verin” diye. İşte ehline verilmeyen bir örnek. Sabiha Gökçen Havalimanı Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından değil de Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yaptırılıp HEAŞ adlı alt şirket tarafından idare diliyor. Daha doğrusu edilemiyor.
Geçen hafta resmen dumura uğradım. Geçtiğimiz haftalarda Alaatin Çınar'ın FETÖ'den dolayı kamu ile ilişiğinin kesilmesinin ardından Çanakkale Havalimanı Müdürü Metin Bölücek'in tutuklanması şok etti desem yerindedir.
Bak hele şu Turkish Do&Co'nun yaptığına. Resmen rezalet ve resmen insafsızlık. İşgüzarlık dizboyu. İnsana kıymet, çalışanın hakkına saygı hak getire. Ölü pazarı, köle pazarı şeklinde bir zihniyet hakim olmaya başladı. Yazacaklarımın daha fazlasını, hak ediyorlar ama maalesef terbiyemiz el vermiyor.
Tam da bu zamanlar idi. Tarih 24 Temmuz 2016’yı gösterdiğinde THY’den 211 kişi bir anda kapı dışarı edilmişti. THY’nin iş akitlerini feshettiği 211 kişi için gerekçe tam olarak FETÖ olmasa bile hepsinin boynuna bir yafta gibi asıldı hainin adı.
AirportHaber ile bir kez daha gurur duydum. Yazdığımız haberler, ısrarla karşı çıktığımız her bireyin altından mutlaka bir olmuzluk çıkıyor. Lakin anlamlandıramadığım ve sürekli eleştirdiğim yükselmelerin altından FETÖ çıkarken, yükseltenlerin yükseklere tırmanmalarına da anlam veremiyorum.
Değerli okurlarım; geçen hafta "Yazmı "YORUM" başlıklı yazımdan sonra okurlarımdan inanılmaz bir baskı geldi. Bu gurur bana yeter, bu destek en büyük zenginlik. Başımdan geçenleri ileri tarihlerde açıklayacağım, lakin biraz zaman geçmesi lazım ki ne demek istediğimi daha iyi anlayasınız.
Değerli okurlar önemli bir karara imza atmış durumdayım. Sizlerden çok ama çok özür diliyorum. Sebebini elbet bir gün açıklayacağım ve o vakit nasıl bir ortam içinde sizlerin sesi olmaya çalıştığımızı çok daha iyi anlayacaksınız.
Değerli okurlar öncelikle Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Geçen hafta yazmış olduğum ‘THY’nin AB’si’ başlıklı yazımdan sonra o yöneticiden hiç beklemediğim bir itiraf geldi. İtirafın içeriği ‘O kişi benim’ şeklinde kendini ifşa etmekten başka bir şey olmadı.
THY geçen hafta iki kez ertelenen genel kurulu yaptı. Hissedar olarak katıldığım genel kurulla ilgili gözlemlerimi aktarmadan önce şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Yönetim kurulu üyeliğine getirilen Orhan Birdal'ın doğru bir karar olduğunu düşünmüyorum.
Bu yazımla birlikte üç haftadır Pegasus ve Ali Sabancı ile ilgili paylaşımlarım oluyor. Nadir Kabaş ile ilgili yürütülen hukuk sürecinin getirdiği bu noktada Ali Sabancı da öyle doneler veriyor ki yazmamak aptallık olur.
Farkında mısınız bilmiyorum ama Pegasus Havayolları ile ilgili baş döndürücü şekilde bir trafik işliyor. Her ne kadar yazdığımız yazılardan dolayı Pegasus düşmanlığı beslediğimiz söylense de zaman bizi haklı çıkaracak ve göreceksiniz ki Pegasus eski Pegasus olmayacak ya da kalmayacak.
Pegasus Havayolları eski genel müdür yardımcısı Nadir Kabaş'ın FETÖ operasyonları kapsamında tutuklanmasına şaşırmadım. Gazetelerde veya siyasilerin sözlerinden de anlaşıldığı gibi çok sayıda kripto yani gizli FETÖ'cüler var. Sıra Ali Sabancı'ya gelir mi diye düşünüyorum.
Türk Hava Yolları'nın genel müdürleri arasında popülizmden uzak tek kişinin Bilal Ekşi olduğunu söyleyebilirim. Bu kurum için iyi mi kötü mü bilemeyeceğim ama birazdan sıralayacağım sebeplerden dolayı Bilal Ekşi'nin popülist olması halinde ne olacağını, popülizmden uzak olmasından dolayı neler olduğunu da anlatmaya çalışacağım.