Bundan yedi sene önce bir yazı yazmıştım. Tanıtım görseli üstte. O zamanlardaki durumu Eğer’ lerin altındaki açıklamalar anlatıyor. Aradan koca seneler geçti. 2020’ de değişiklik var mı? Bu günlerde hiç bir yönetici çalışanlarının sevgisini aramıyor artık Sevginin olmadığı yerde akıl aramayın diye bir söz var ya, önemli olan bu. Sevgi olmasın da ya akıl da yoksa?
Bazı toplumlarda insanlar, başkalarının düşünceleri ne olursa olsun kendi fikirlerini hiç zorlanmadan ifade etme alışkanlığına sahiptirler. O toplumlarda bir insanın kendi düşüncelerini ifade etmesi, karşısındakinin düşüncesini kabul etmemesi saygısızlık olarak addedilmediği gibi insanın, kendi fikrini savunması, yüceltilen bir davranıştır.
Sendika yöneticilerinin, üyelerinin çıkarları doğrultusunda bir siyasi düşünceye uygun hareket etmelerini yadırgamayız. Ancak işverenin kurum personelini gruplara ayrılmasına, sendika üyeleri içerisinde imtiyazlı bir sınıf yaratmasına, genel hak ve hukuk mefhumunun yok farz edilerek kazanılmış hakların kaybedilmesine sessiz kalmamak kaydı ile ( 2015 )
Parlamenterimiz TAV’ a ödeme yapılması neden düşünülüyor yerine, Sayıştay raporuna atıf yaparak bu ödemeyi yapmazsanız bundan sonra benzeri konularda yerli veya özellikle yabancı yatırımcı bulmayı nasıl düşünebiliyorsunuz ( ? ) Diye sorması gerekmez mi? Mantık budur? Evet; ama bizdeki siyaset anlayışı da budur. Bu tür bariz hatalar ümitlerimizi karartıyor.
Devekuşu kafasını kuma gömüp etraftan görünmediğini zannedermiş. İstediğiniz kadar VPN’nin arkasına saklanın. Sizi ise herkes net bir şekilde görüyor ve de bu yetmezmiş gibi de çok iyi anlıyor. Evet; beyler, Zeka ve beceri ne yapacağını ve onu nasıl yapacağını bilmek, erdem ise onu adaba uygun bir şekilde yapmaktır. Sizler bu üç kalite unsurundan da mahrumsunuz.
Kriz dönemlerinde işten çıkartmaların en son çare olarak düşünülmesi gerekir. İnsan sayısı üzerinden azaltma yaparak tasarrufa gitmek, hızlı, kolay, ucuz ve dolayısıyla da yanlış bir çözüm. Şirketlerimizden küçük küçük haberler geliyor. İşten çıkartmalar ile ilgili. Bu çözüm kurumun daha sonra, karşılaşacağı büyük sorunların temelini oluşturacak. Yazık.
Kötü uygulamalar yapmayı planlı hale getiren insanların yönetimsel çirkinliğin doruğunda olduğuna ilişkin örnekler gördük. Kötülükle beslenen bir insan, bu huyundan vazgeçer mi? Çok zor, Ekmek ile oynamayı, ayırımcılığı, yakınlarını kollamayı iş edinen bu çirkin zihniyet değişmez. Dün ne ise, bu günde o. Allahın tokadını yiyene kadar da hep aynı kalacaklar.
BM’nin Dünya Mutluluk Raporu, dünyadaki en mutlu ülkelerin, en zengin ekonomiler değil güçlü sosyal devlet ve kurumsal desteği bulunan ülkeler olduğunu ortaya koydu. Bu rapora göre mutluluğun en belirleyici kıstasları, demokrasi, özgürlük, güven, sosyal güvence, iş ortamı ve iş şartları. Ana konumuz çalışma saatleri Başka bir deyişle iş ortamı ve iş şartları.
Yolcu; THY’nin bu konuda sunacağı bilgiye inanmadığı takdirde Boeing 737 MAX tipi uçaklara rağbet etmeyecektir. Bu nedenle Türk kamuoyunu bu uçakların kusursuzluğuna ikna etmekten başka çözüm bulunmuyor. Tabii ki; öncelikle THY pilot, mühendisi teknisyen ve diğerlerinin ikna olmaları kaydı ile. İç müşterilerin kafasındaki olumsuzlukları gidermek gerek.
Yöneticileriniz dün neyse bu gün de o. Milim fark yok. Tevekkeli YK. Bşk’ı göreve atandığı zaman “ bu bir nöbet değişimidir “ demişti. Kapılar arkasında söylenen ancak kimsenin üstlenmediği bu söz“ THY’ de 2003 öncesi işe girmiş olan kimse kalmayacak” halen hatırlarda. Talimat gibi. Galiba yine uygulayacaklar. Teşvikle olmaz ise işletmesel gereklilik hilesi ile
Borçlarla ilgili konular 6098 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinde karşılık bulur. Ancak bu kanunda kişilerin “Manevi Borçları” ilgili hiç bir kayıt olmadığı gibi bu tür borçların ödenme şekilleri başka bir mevzuatta da bulunmuyor. Bu borçların tediye şeklini kendisini alacaklı zannedenlerle ( ? ) borçlu olduklarını düşünenlerin kişilikleri belirliyor gibi.
Ben inanıyorum ki, yaptığımız tercihler yaşadığımız / yaşayacağımız hayatı belirler. İyi bir insan olmak veya olmamak bizim elimizde. Ben yaşamım boyunca kimseye beddua etmedim. Dönüp dolaşıp başına gelir derdi babaannem. “Niyetiniz kaderiniz olsun” Bu benim İyi niyetli insanlar için ettiğim bir dua, kötü niyetliler için ise edebileceğim en ağır bedduadır.
Keşke, Boeıng 737 MAX’ ler THY’ye bu denli zarar vermeseydi. Bu gün THY giderlerinin istihdamla ilgili kısmından tasarruf sağlamak amacı ile personeli emekliliğe davet etmek dışında başka uygulamalar düşünebilseydi, diğer çalışanları tedirgin etmeden. THY’nin tepeleri başarıyı yönetmenin onu yakalamaktan zor olduğunun bilincinde olabilseydi. Keşke.
Bu yazıyı okuduktan sonra yorum yazmayı görev addeden bir THY’li çıkar ortaya. Yorumunu aslanlar gibi vurur kafama. “ İlker Aycı Bey THY Yönetim Kuruluna atandı. Sonra Başkan oldu. Sivil Havacılıktan anlıyor muydu? Hayır. O otelciliğe de alışır aynen ikrama alıştığı gibi ” desin. Koruma güdüsü budur işte. “Akıllı düşman aptal dosttan iyidir “ derler ya. Doğru Söz
Ticari bir anlaşmanın kritiğini yaparken ortakların siyasi görüşlerini yaptığımız değerlendirmenin ana kıstası olarak ön plana almak gibi kötü bir huyumuz var. IGA Akaryakıt A.Ş’ nin ortaklarına bakıp fikir yürütüyoruz. Gördüğümüz örnekler bizi buna itiyor gibi. Siyaseti bu tür konuların çıkış noktasının ilk sırasına koyma alışkanlığından kurtulmalıyız.
THY’ye tepeden, Başkan olarak girdi. Nasıl mı oldu bu iş? Şu anda nerede çalışıyorsa onun tepesindeki beyefendiye sorun. Girişini de çıkışını da o bilir. THY yaşamı öncesi birlikte çalışıyorlardı. THY’ de beraberdiler, şimdi de aynı çatı altında yine birlikte çalışıyorlar. Eski dostlar anlayacağınız. Halen düşünürüm de bulamam. Acaba THY’ de kim kimi kullandı?
Düşündüklerinizi söylemek iyidir ancak söyleyeceklerinizi düşündükten sonra ifade etmek daha iyidir. İş yaşamında anı kurtarmak için düşünmeden yapacağınız konuşmalardan cevaplamanız hayli zor olan sualler üretilebilir. Düşünmeden konuşmak insanın gözden düşmesi için en kısa ve emin yol olup, sakın kendinizi konuştuktan sonra düşünmeye mahkûm etmeyin.
İç denetim: hizmet sunumunu etkileyen yanlış, verimsiz uygulamalar nedeni ile oluşan aksaklıkları belirlerken kurum içi muhtemel yolsuzlukları en aza indirebilmek için her seviyedeki kurum personelinin faaliyetlerini değerlendirmek amacı ile yapılan bir çalışmadır. Denetim sistemi neden paralize edilir ki? Bu sualin cevabı yukarıdaki 3 satırın içinde
Koskoca fil zücaciye dükkânın içinde dönüp dururken etrafında ne varsa +kıracaktır. Evet muhtemeldir ki fil de bu şangur şungur sesler son bulsun ve bu durumdan kurtulsun istiyordur. Ama ne çare ki zücaciye dükkânında çuval ile un satılmıyor. Her yer kırılacak eşya dolu. Sağa dönse tabak, sola dönse bardak, sürahi. Konumuz şu ki; fili bu dükkâna bile bile kim soktu?
Yolculara bu tür davranışta bulunan havayolları; onlara uçamadıkları süre içindeki harcamalarına ilaveten, yolcu başına, iç hatlarda 100, dış hatlarda ise 400 EUR ödemeyi göze almışlardır. Ancak konuya bu açıdan yaklaşmamaları, yer hizmetlerini geliştirerek yolcuların havalimanındaki yaşamlarını ve seyahatlerinin ilk adımını kolaylaştırmaları gerek
Sektörümüzde “ öncü şirket “ unvanını kendine yakıştıran kuruluşlarda personel devir hızı hayli yüksekti. Şimdi, işsizliğin personel devir hızını frenlediği mutlak. Kendi arzusu ile işten ayrılanların büyük ölçüde azalmış olması da gayet tabii. Daha iyisini bulup sözleşme imzalayana kadar en iyi işin sahip olduğunuz iş olduğu da kabulü zorunlu olan bir gerçek
İnsan kaçamaz hiç geçmişinden. Yaşam boyu geçmişi kovalar onu. Yaş ilerleyince daha çok düşünülür eskiler, zira hayat muhasebesi yapma zamanıdır. Geride pişmanlıklar da, iyi ki yapmışım dedirten davranışlar da vardır. Doğrular kişiyi mutlu ederken yanlışların sızısı derinden hissedilir içte. İşte o sızıya vicdan azabı denir. Taşınması zor ağır bir yüktür.
Geçmişte, El-Al, JFK Tel Aviv uçuşunda bir yolcudan aldığı virüsün etkisi ile hastalanan bir kabin memuru yaşamını yitirmiş. EL Al durumu hemen İsrail sağlık otoritelerine bildirmiş ve bunun üzerine bakanlık o uçuşta bulunup enfekte olan ( ateşlenen ) ekip ve yolcuları sağlık merkezine çağırıp kontrolden geçirmiş. Bu insan hayatına verilen önemin göstergesi.
Başta Mustafa Kemal Atatürk ve diğer Milli Mücadele liderleri söz konusu olan vatansa” hiçbir ayrıntıyı “ teferruat “ saymadılar. Kılı kırk yardılar. Günümüzde bu söz olur olmaz her kes tarafından her konuya adapte edilerek kullanılıyor. Evet; bu söz Atatürk’e ait değil. Ve de bu sözün Atamızın ayrıntılara dikkat etme özelliği ile de bağdaşmadığı açık ve kesin.
29 Nisan 2013 günü AirportHaber sitesinde yazmaya başladım. Bu güne kadar aralıksız yazılarımla sizlere seslendim. Bazı yazılarım beğenildi, bazı yazılarım ise tepki gördü. Yapabileceğim bir şey yoktu zira ben her zaman kendi doğrularımı anlatmayı ve yazmayı yeğledim.