Sektörün 2017 yeni yıl zamları, çalışanların ışığını perdeleyen yöneticiler, şirketlerin çalışanları kaçırmamak için yöneticilerini eğitime tabi tuttukları ve de kriz nedeni ile iş akitleri sonlandırılacak olanlara kadar bir takım konularda hayal kurdum ve yazıda yaşanmışları ve gerçekleri bunların yanına koydum. Dilerim ki tüm bu hayaller hakikat olsun.
Evet; yönetim bir bilimdir ve de ölçülebilen metotlar kullanarak mantıksal bir silsile içerisinde mevcut sorunların çözümüne odaklanır. Bu bilginin ışığında PGS ve THY ‘nin bu ara yaptığı uygulamalara bakınca şirket mensuplarının benim halen burnumda olan keskin NANE kokusu ile, limonun ağızda bıraktığı EKŞİ burukluğu ömür boyu hissedecekleri mutlak.
Çalışana sevgi ve saygının olmadığı yerde bağlılık duygusu, bağlılık duygusunun bulunmadığı yerde akıl, aklın olmadığı yerde ise başarı olmaz diyor uzmanlar. Yukarıdaki olgu zincirini sektör şirketlerimiz boyunca uzatıp yerleştirin.
Yazıda yer alan resimdeki yüzsüz insanlara bir sıfat arıyoruz. Çalışanlarları tüm nitelikleri ile yönetim sanatının mantığına sahip olanların çehrelerini bu resimdeki yüzlere samimi sevgi ve saygı duyguları ile yapıştıracaklardır. Ya diğerleri? Onları boş verin. İşyerlerinde gördüğünüz gibi, oldukları gibi kalsınlar. Şahsiyetsiz. Yüzsüz. Tek başına
Evet, bu kelime bir anlamda “Ah” çekmektir. İçinde pişmanlık, üzüntü vardır. Tabii ki kişilerin bu kelimeyi kullanmaya iten uygulamalarının sonuçları kurumların ki ile aynı değildir. Kişi çözümünü kendi bulur. Kurumlarda ise bu pişmanlığın sonuçlarını çalışanların tümü yaşıyor. Yapılan yanlışlıklara pişman olmamak ise ayrı bir karakter, başka bir yapı işi.
Yapılan kötü yanlışlarda ısrarcı olmak aptallık. Hani şirket denince hiç birimiz mangalda kül bırakmayız ve biz müşteri odaklı çalışıyoruz deriz ya. Yazının başındaki sözler bir müşteriye ait. Eğer THY sizler için önemli ise dikkate almalısınız. Maaşlarınızı ülke ve sektör gerçekleri, arz talep dengeleri ve patron belirliyor. Çalışanlardan birileri değil
Tuz mayayı ekşitmeden 10-11 sene ilk halinde tutabiliyorsa Bilal Bey hem THY hem de çalışanları için güzel kurabiyeler yapabilir. Tuzun etkisi bu süre için yetersiz kalıyorsa ekşiyen o mayadan ne kurabiye ne ekmek yapılır. Ekmeği içine banmak için yoğurt bile çalınmaz. Dilerim ki Bilal Beyin öz mayasına ilave ettiği koruyucu tuz onu muhafaza etmiş, korumuş olsun.
Üç başlık var bu hafta. Biri konu “Çalışmakta Ne? Kadın Çocuk Doğurur” Kadın çalışanlara verilen haklar onları işinden ediyor mu, İkincisi “ Sıvı Maddeler & İnsanlar”. Etrafımızda bir türden birçok insan var. Üçüncüsü ise bastırılan FETÖ darbe teşebbüsünden sonra “Kapatılan Askeri Liseler” de ”okuyan öğrenci kardeşlerimizin durumları, iş bulabilme imkânları.
Bu uygulama işsizliği azaltacak diyorlar. Zor. Uygulandığı dış ülkelerde uzun bir süreçten sonra % 2 bir düşüş olmuş. Ama yaşadığımız ülke Türkiye. Her şey bir tarafa işveren işçisine saygılı değil. Yapılanlar ortada. Mahkeme işe iade kararı verse bile haklı olman bir şey değiştirmiyor. 2 maaş + ödemeyle yine dışarıdasın. Son Ümit; birileri seni kiralayabilir?
THY’nin 2015 uçak sayısı 299. Keşke orada kalsaydı. Bu günkü rakam 334. Yaşananların turizme etkisi nedeni ile 2016 yılsonuna kadar teslim edilmesi gereken 5 uçağın alımını THY erteledi. Gökyüzünde ne ay ne yıldız var. Sektör karanlıkta emekliyor. Dileriz ki şirketler ve çalışanlar bu süreci mümkün olan en az hasarla atlatsın. Neler geçti. Elbet buda geçecek.
Pegasus: hizmet sektörünün tasarruf konusunda en etkin yöntem olarak bildiği işçi çıkarma işlemini en kötü formatla uyguluyor. Şirkette moral bozukluğu artarken, kalan çalışanlarda motivasyon ve güven duygusu sıfırlanmış. PEGASUS’ un sağları merakla yarını, öbür günü bekler halde. İnsan kendisi için hayati önemi olan bir şeyi beklerken 24 saat uzun bir süreç.
Hastanelerin hastabakıcı / Hemşire olarak Sağlık Meslek Lisesi /Sağlık Meslek Yüksek Okulu mezunlarını çalıştırma zorunluluğu var. Havacılık İşletme Ruhsatı olan kuruluşlarına da toplam personelinin % ( x ) oranı kadar Sivil Havacılık Lisesi / Sivil Havacılık Yüksek Okulu mezunlarını istihdam etme zorunluluğu getirilmesini beklemek sizce yanlış mı olur?
Bir iki sene ara ile işe girmek için bir şirkete başvuruyorsunuz İkinci müracaatınızda bir de bakıyorsunuz ki yaş ölçütü değişmiş. Şaşırıyorsunuz. Oysaki şirket aynı şirket, iş aynı iş. Meğer torpilli biri o şartlara uygun değilmiş, çaresiz şartları ona uydurmuşlar. Seneye ölçütleri başka birine uydurmazlarsa şansınızı bir daha denersiniz. İyi şanslar olsun.
At izi ile it izi karıştırılıyor sözünden az sonra Cumhurbaşkanımız başlıktaki sözü söyledi. İki ifade de yaşanan sıkıntıyı açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu arada Sn. Cumhurbaşkanımıza bir arzım var. Bizim muhitte suçlamaya ilişkin tahkikat için açığa alınan kimse yok. Önce iş akdi feshediliyor çalışanın. Sonra genel bir açıklama yapılıyor. Bilginiz Ola.
Gençliğimizin en güzel yıllarını Türk Hava Yollarına verdik. THY’ de uzun yıllar bizleri sevgi ve saygı ile kucakladı. Ne olursa olsun şu veya bu nedenle şirketimiz için kötüyü dilemeyi düşünemeyiz. Bizim gönülden beklentimiz THY’nın çalışanları ile birlikte ele ele, daha yükseklere çıkması. Kazasız, belasız. Ve de en azından yakışır bir bilanço ile. İnşallah.
Çeşit çeşit ayrı türde insanlarız ve hepimiz bir arada yaşıyoruz. Yaptığımız hatalar yalnız kendimizi değil, bazen çoğumuzu kötü durumda bırakıyor. “Kişi kusurun bilmek gibi irfan olmaz” derler ya bu irfana da sahip değiliz belli ki. İç içe yaşadığımız delilerimiz var, belki de en az zararı veren onlar. Cahillerimiz var. Hepsinden tehlikeli.Salaklarımız var
Bu tür yazılarda bir sonucu doğuran ana unsur ve birde tali unsurlar vardır. Tali unsurlardaki bir hata ana unsuru kesinlikle tartışılır hale getirmez Yazıda yer alan her konuyu kendi kompartımanında ayrı mütalaa etmek gerekir. Ana unsur konusu tüm açıklığı ve detayları ile ortaya konulabiliyorsa tali unsurlardaki oynamalar sonuç üzerinde etkili olmazlar.
Geçmişte bu zihniyetin isteklerini emir telakki eden THY üst görevlileri o zaman ki tutumlarını izah edebiliyorlar mı (? ) Bunu anlayabilmek imkânsız Bu zihniyet iyice şımarıp bir takım konuları kaşımasa ve de AKP’ den istedikleri 120 Milletvekilli kontenjanı da alabilseydi şimdi ülkenin hali nice olurdu? Fetö kılcal damarlarımıza kadar işlerdi. Allah korudu.
Yöneticinin varlığı kriz sürecindeki uygulamalarıyla görülür. “ Ülke ve şirketin güvenliğine, çıkarına ters düşecek davranışlarla Fetö oluşumunu desteklemek “ işten atılma gerekçesi olarak omuzları çökertecek kadar ağır, taşınması zor bir yük. Tespiti; altın tartarcasına hassas yapmalıydınız. Unutmayın, ayarını bozduğunuz kantar, sizi de yanlış tartar
Tüm duamız “ Türk halkının birlik ve beraberliğinin oluşturulması, insanlar arasındaki ayırımcılığın sonlandırılması ve Türk toplumunun bedelini bir şekilde ödediği “Aldatılma” ve “Kandırılmaların” ağır sonuçlarının farklı bir konuda bir daha yaşatılmaması” için. Dün Milli iradeye sahip çıkan Türk Halkının bu gün ülke yönetiminden bunu bekleme hakkı var
Eski kovboy filmlerinde bu sahneye çok rastlanır. Taş ocağında prangaya vurulmuş mahkûmlar taş kırarken ana görevleri onların firar etmelerini önlemek olan nöbetçiler onların çalışmalarını İzler. Birbiri ile konuşan veya işten kaytaran biri olursa elindeki tüfeğin dipçiği ile mahkûma bir darbe indirir. Onların görevi mahkûmları aralıksız çalıştırmaktır.
Eğer Ülkemizde işsizlik bu boyutta olmasaydı özellikle Güneydoğu’ da gençler muntazam gelir sağladıkları sürekli bir işe sahip olsalardı, terör örgütleri bu denli taraftar toplayabilirler miydi? Ruhsal bozukluklar, sağlıksız tepkiler bir yana, İşsizlik insanları buraya kadar götürüyor işte. Sonunu düşünmeden gidiyor insanlar. İşsizlik işte böyle bir şey.
Bu hafta oturup yazmak içimden gelmedi bir türlü Ne konu geliyor aklıma ne de içimdekileri birbirine bağlayıp klavyede seslendireceğim kelimeler. Bu hafta hepimiz yine kahrolduk.
THY’ dan bir kuş uçtu, sonsuzluğa gitti. Engin Güvercin. Bir dost ifadesi ile tertemiz kimseye zararı olmayan işine âşık güzel bir insandı. Bu konuda haber için yazılan yorumlarda en çok dikkatimi çeken cümle ise “ Kendimiz direk şikâyet edemiyoruz” Güvercin uçtu gitti beyler. Bu da sizleri kendinize getirmez mi? Şikâyetleriniz her ne ise ,hep içinizde mi kalacak?
Tabii ki şirketlerimizi, Türkiye’mizin genel konumundan soyutlamak mümkün değil. Özellikle çalışanı fazla olan ve devlet ağırlığının hissedildiği şirketlerde bu oluşum haliyle daha fazla hissediliyor. Özelleştirme aşamasında Hükümet İktisadi Teşekkülüne ( HİT ) dönüştürülen, Türk Hava Yolları bu tür oluşumları bünyesinde barındıran en çarpıcı örnek.