THY Tepe yöneticilerine düşman olduğumu düşünüyormuş çalışanlar? Nedeni ortada. 2003 yılının üst yöneticileri, THY’ na aldıkları personeli şirketin eski çalışanlarını düşman bilecek şekilde programladılar. Hepsi bu. Siyasi görüş farkı düşmanlık yaratır mı? Bunu düşünmek bile cahillik. Bu insanlar ruhen kötüler. Allah tümünü tez elden bildiği gibi yapsın
Kanunun yaşı bir yana, Ulaştırma Ana Planı ve bunun her bir alt sektörüne ilişki sektör ana planların olmayışı sistemi en başta plansızlığa, bütçe düzensizliğine vb maruz bırakmış. Beş yıllık kalkınma planlarında öngörülen ulaştırma hedef ve politikaları da dikkate alınmamış, bunu yerine yıllık ve politik ağırlıklı uygulamalar gerçekleştirilmiş.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu durumda; yapılacak tek bir dozluk reklamdan sağlanacak faydanın aynen bir hastaya eksik dozda verilen ilacın onu sağlığına kavuşturmayacağı örneği ile çakıştığı ve tüm reklamcıların ve tanıtımdan anlayanların üzerinde fikir birliğinde olacaklarına şüphe duymak mümkün değil. Eminim ki “Bizim Çocuklar” bunu da düşünmüşlerdir.
Evet, çalışanlar “ Bizim çocuklar.” Hava-İş yönetimi de Bizim Çocuklardan oluşuyor. Anlaşmak tabii ki kolay oldu. Bizim Çocukların tümü kurtarıldı. THY Yönetimi de bizim çocukların torpillerine dert (?) anlatmaktan kurtuldu. Anlaşmayı İmzalarken bizim çocuklarımı yoksa kendilerini mi, daha fazla düşündüler acaba? Her ikisini de desek? Amaç sulh olmak ise?
Bu anlatımda Çetin bazı yöneticileri temsil etsin. Poposu yırtık pantolon da onun olsun ve bu şekilde şirketiniz yöneticileri anlatımdaki çirkinliklerden tenzih edilsin. Peki; pantolonun arkasındaki yama ne ola ki? Yama Çetindeki bilgisizliği, cahilliği, torpilli olmayı ve ruh çirkinliğini örten, pantolon kumaşının cins ve rengi ile uyumsuz bir bez parçası.
Aranızda bu yazdıklarımı” işveren yanlısı beyanlar “ olarak yorumlayacak klavye üstadı bir takım kişilerin bulunduğunu biliyorum. Bana sinirlenip efelenmeden ve APH yorum köşesine incilerinizi dökmeden önce yazının o kısmını evde eşlerinize bir okuyun. Bakın size ne söyleyecekler? Her ay aldığınız aylık, en düşük maaş, sıfır gelirden çok daha iyi değil.
Bu durumda yapılan / yapılacak olan kadro ayarlaması ile konusunda THY yönetimine izafe edilecek bir hata söz konusu değil. Hata varsa, o da daha önce bu denli uçağın ve personelin alımını, ticaretin olmaz ise olmaz kuralı “ihtiyatlı davranmayı” dikkate almadan salt büyüme ile ilişkilendirerek karar veren ve şirketi ve çalışanı böyle bir riske sokan kişilerde.
Bu tür yazılar yazan kimse en fazla ne ister? Çok kimse tarafından okunmak ve de yazısının beğenilmesini tabii ki. Sizlerin hangi tür yazıları okuduğunuza ilişkin yeterli bilgim olmasına ve bu yazının rağbet görmeyeceğini bilmeme rağmen sizlerle paylaşayım istedim. Neden mi?
Bu yazıda dört adet konu başlığı var. “Çelebi yine ne yapmış - Ne güzel bir işyerinde çalışmışız - İşyerleri bu gün neden bu halde - İlan edilen işsizlik oranı ve kriz kurbanları “ Bizim şirketi neden yazmıyorsun diyenlere mail adresimi gönderip bilgi verin diyorum. Çıt yok. O şirketlerin çalışanlarından hiç ses çıkmıyor. Belki de gidişattan memnundurlar kim bilir?
Sektörün 2017 yeni yıl zamları, çalışanların ışığını perdeleyen yöneticiler, şirketlerin çalışanları kaçırmamak için yöneticilerini eğitime tabi tuttukları ve de kriz nedeni ile iş akitleri sonlandırılacak olanlara kadar bir takım konularda hayal kurdum ve yazıda yaşanmışları ve gerçekleri bunların yanına koydum. Dilerim ki tüm bu hayaller hakikat olsun.
Evet; yönetim bir bilimdir ve de ölçülebilen metotlar kullanarak mantıksal bir silsile içerisinde mevcut sorunların çözümüne odaklanır. Bu bilginin ışığında PGS ve THY ‘nin bu ara yaptığı uygulamalara bakınca şirket mensuplarının benim halen burnumda olan keskin NANE kokusu ile, limonun ağızda bıraktığı EKŞİ burukluğu ömür boyu hissedecekleri mutlak.
Çalışana sevgi ve saygının olmadığı yerde bağlılık duygusu, bağlılık duygusunun bulunmadığı yerde akıl, aklın olmadığı yerde ise başarı olmaz diyor uzmanlar. Yukarıdaki olgu zincirini sektör şirketlerimiz boyunca uzatıp yerleştirin.
Yazıda yer alan resimdeki yüzsüz insanlara bir sıfat arıyoruz. Çalışanlarları tüm nitelikleri ile yönetim sanatının mantığına sahip olanların çehrelerini bu resimdeki yüzlere samimi sevgi ve saygı duyguları ile yapıştıracaklardır. Ya diğerleri? Onları boş verin. İşyerlerinde gördüğünüz gibi, oldukları gibi kalsınlar. Şahsiyetsiz. Yüzsüz. Tek başına
Evet, bu kelime bir anlamda “Ah” çekmektir. İçinde pişmanlık, üzüntü vardır. Tabii ki kişilerin bu kelimeyi kullanmaya iten uygulamalarının sonuçları kurumların ki ile aynı değildir. Kişi çözümünü kendi bulur. Kurumlarda ise bu pişmanlığın sonuçlarını çalışanların tümü yaşıyor. Yapılan yanlışlıklara pişman olmamak ise ayrı bir karakter, başka bir yapı işi.
Yapılan kötü yanlışlarda ısrarcı olmak aptallık. Hani şirket denince hiç birimiz mangalda kül bırakmayız ve biz müşteri odaklı çalışıyoruz deriz ya. Yazının başındaki sözler bir müşteriye ait. Eğer THY sizler için önemli ise dikkate almalısınız. Maaşlarınızı ülke ve sektör gerçekleri, arz talep dengeleri ve patron belirliyor. Çalışanlardan birileri değil
Tuz mayayı ekşitmeden 10-11 sene ilk halinde tutabiliyorsa Bilal Bey hem THY hem de çalışanları için güzel kurabiyeler yapabilir. Tuzun etkisi bu süre için yetersiz kalıyorsa ekşiyen o mayadan ne kurabiye ne ekmek yapılır. Ekmeği içine banmak için yoğurt bile çalınmaz. Dilerim ki Bilal Beyin öz mayasına ilave ettiği koruyucu tuz onu muhafaza etmiş, korumuş olsun.
Üç başlık var bu hafta. Biri konu “Çalışmakta Ne? Kadın Çocuk Doğurur” Kadın çalışanlara verilen haklar onları işinden ediyor mu, İkincisi “ Sıvı Maddeler & İnsanlar”. Etrafımızda bir türden birçok insan var. Üçüncüsü ise bastırılan FETÖ darbe teşebbüsünden sonra “Kapatılan Askeri Liseler” de ”okuyan öğrenci kardeşlerimizin durumları, iş bulabilme imkânları.
Bu uygulama işsizliği azaltacak diyorlar. Zor. Uygulandığı dış ülkelerde uzun bir süreçten sonra % 2 bir düşüş olmuş. Ama yaşadığımız ülke Türkiye. Her şey bir tarafa işveren işçisine saygılı değil. Yapılanlar ortada. Mahkeme işe iade kararı verse bile haklı olman bir şey değiştirmiyor. 2 maaş + ödemeyle yine dışarıdasın. Son Ümit; birileri seni kiralayabilir?
THY’nin 2015 uçak sayısı 299. Keşke orada kalsaydı. Bu günkü rakam 334. Yaşananların turizme etkisi nedeni ile 2016 yılsonuna kadar teslim edilmesi gereken 5 uçağın alımını THY erteledi. Gökyüzünde ne ay ne yıldız var. Sektör karanlıkta emekliyor. Dileriz ki şirketler ve çalışanlar bu süreci mümkün olan en az hasarla atlatsın. Neler geçti. Elbet buda geçecek.
Pegasus: hizmet sektörünün tasarruf konusunda en etkin yöntem olarak bildiği işçi çıkarma işlemini en kötü formatla uyguluyor. Şirkette moral bozukluğu artarken, kalan çalışanlarda motivasyon ve güven duygusu sıfırlanmış. PEGASUS’ un sağları merakla yarını, öbür günü bekler halde. İnsan kendisi için hayati önemi olan bir şeyi beklerken 24 saat uzun bir süreç.
Hastanelerin hastabakıcı / Hemşire olarak Sağlık Meslek Lisesi /Sağlık Meslek Yüksek Okulu mezunlarını çalıştırma zorunluluğu var. Havacılık İşletme Ruhsatı olan kuruluşlarına da toplam personelinin % ( x ) oranı kadar Sivil Havacılık Lisesi / Sivil Havacılık Yüksek Okulu mezunlarını istihdam etme zorunluluğu getirilmesini beklemek sizce yanlış mı olur?
Bir iki sene ara ile işe girmek için bir şirkete başvuruyorsunuz İkinci müracaatınızda bir de bakıyorsunuz ki yaş ölçütü değişmiş. Şaşırıyorsunuz. Oysaki şirket aynı şirket, iş aynı iş. Meğer torpilli biri o şartlara uygun değilmiş, çaresiz şartları ona uydurmuşlar. Seneye ölçütleri başka birine uydurmazlarsa şansınızı bir daha denersiniz. İyi şanslar olsun.
At izi ile it izi karıştırılıyor sözünden az sonra Cumhurbaşkanımız başlıktaki sözü söyledi. İki ifade de yaşanan sıkıntıyı açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu arada Sn. Cumhurbaşkanımıza bir arzım var. Bizim muhitte suçlamaya ilişkin tahkikat için açığa alınan kimse yok. Önce iş akdi feshediliyor çalışanın. Sonra genel bir açıklama yapılıyor. Bilginiz Ola.
Gençliğimizin en güzel yıllarını Türk Hava Yollarına verdik. THY’ de uzun yıllar bizleri sevgi ve saygı ile kucakladı. Ne olursa olsun şu veya bu nedenle şirketimiz için kötüyü dilemeyi düşünemeyiz. Bizim gönülden beklentimiz THY’nın çalışanları ile birlikte ele ele, daha yükseklere çıkması. Kazasız, belasız. Ve de en azından yakışır bir bilanço ile. İnşallah.
Çeşit çeşit ayrı türde insanlarız ve hepimiz bir arada yaşıyoruz. Yaptığımız hatalar yalnız kendimizi değil, bazen çoğumuzu kötü durumda bırakıyor. “Kişi kusurun bilmek gibi irfan olmaz” derler ya bu irfana da sahip değiliz belli ki. İç içe yaşadığımız delilerimiz var, belki de en az zararı veren onlar. Cahillerimiz var. Hepsinden tehlikeli.Salaklarımız var