İyi ilişkilerin kişilerin birbirine duydukları büyük güven ile birbirlerine olan ihtiyacın en fazlalaştığı zaman yaşandığı ortada. Birine muhtaç oldukları zaman, en kötü yaradılışların bile dünyanın en iyi insanına dönüştüklerini hiç görmediniz mi? Oysaki iş yaşamının değişmez kuralıdır bu. Makamda olduğunuz sürece önemlisiniz. Ayrılınca her şey biter.
Yalnızlık insanın en temel korkularının başında gelir ve bu nedenle insanlar topluluğa uymayı güvenli bulurlar. Bunun dışında her insan karar vermekte zorluk çektiği durumlarda herkesin yaptığını yapmaya yönelir. Ekseriyetin düşüncesi doğru olmasa bile insanlar topluluğa uymaya eğilimlidir. Düşünmek zor bir sanattır. Bu nedenle çoğunluk sürüyü takip eder
Ekip oluşturma ve geliştirme seminerlerimizde katılımcılara “Ekibinizden veya kurumunuzdan kaç kişinin ipiyle kuyuya inersiniz?” sorusunu yöneltiyoruz. Bugüne kadar “tüm ekibimle veya tüm çalışma arkadaşlarımın ipiyle kuyuya inerim” diyen kimseye rastlamadık. Şunu açıkça gözlemliyoruz kurumlar içinde herkes herkese tam olarak güvenmiyor. Acar Baltaş
Bir Yöneticinin yapabileceği en büyük kötülük; insanları gerçekleştiremeyeceğini bildiği bir umudun içine hapsederek onlara ümit vermektir. Ve de maalesef bunu yapan çok yönetici var İnsanları aldatmak güldürmekten daha kolay, belki de bunun için çalışanların yüzü hiç gülmüyor. Zira sürekli aldatılıyorlar. Gülme taklidi yapanlar ise sizi aldatıyor.
Para, sanıldığının aksine, insanı değiştirmez; içindeki gerçek kişiliği ortaya çıkarır. Kişinin gizli zaafları varsa, bunlar para kazandıktan sonra açığa çıkar. Para ile görünümünüzü düzeltebilir şık olursunuz. Ama bu insan olduğunuz anlamına gelmez. Yine de para için birbirimizi yeriz. İnsan eğer insansa sonradan kazandığı güç ve servet kişiliğini bozmaz
İşyeri yöneticileri hata yaptığında, zamanla bu çalışanlara da yansır ve onlar daha büyük hatalar da yapabilirler ve baştaki dürüst olursa emrindekiler yanlış hareket edemez derler. Bunlar hep eski sözler. Şimdikiler, alkış ve tezahüratları ile yöneticilere ve imamlara ne yapacaklarını şaşırtır, onların atasözündeki işlev sırasını bile değiştirebilirler
Mevcut şartlarda kendini koruyup kollayacak yeterliliklerden yoksun kimseler, uğradıkları haksızlıklara karşı, anında bir savunma ya da tepki geliştirmekte zorlanırlar. Fakat ilahi düzenin ve toplumsal adaletin, nihayetinde mazlum olanın hakkını teslim edeceğine ya da yaşattığı acıyı zulmetmiş olan kişiden çıkaracağına mutlak. Nane bey’e duyurulur.
Yönetici, iş yerinin ve çalışanların her türlü konusundan, iş gücünü elde tutmaya kadar olan tüm basamaklardan ve dolayısı ile çalışanların hayatında önemli bir rol oynar. Tepe yönetici, kurumu nasıl yöneteceğini liderliğin ne olduğuna ilişkin klişelere dayanarak öğrenir. O zaman fark neden? Tabii ki kişilerin klişeleri uygulama şeklinden. Burası açık ve net
İçinde konduğu kabın şeklini süratle alan "düşünebilen” varlık, bir şekilden başka bir şekle süratle dönüşebilen, düşünme güdüsüne sahip tek canlı, iletkenliği kavanozun içine konulan maddelere ve maddeyi koyan şahsa göre değişen, ona uygun hareket etmeyi beceren, iletkenliğini ayarlarken aynı anda düşünebilen tek varlık? İNSAN. Prensipler mi demiştiniz?
Kendi çizginizde koşarken, yan şeritteki yarışmacı ile kendinizi kıyaslamaktan vazgeçin. Diğer yandaki de var, arkadaki de. Bu durumda yarışı bitirmek zor. Mükemmelliğin, belirli bir ölçüsü var mı? Bilmiyorum. Onu yükselten veya alçaltan şey yapılan kıyaslamalardır derler ama düşünün ki nehir üzerinde büyük görünen bir gemi, deniz üzerindeyken küçüktür.
Rauf ne diyor? Birbirlerine yakınlıkları bakımından bahse konu kavramları sıraladığımızda; kötülük, pişmanlık, vicdan, iyilik, aptallık olarak dizebiliriz. Tüm sıralamalar düzlem değil daire olarak düşünülmelidir ve dizini dairesel olarak tanımladığınızda kötülükle aptallık yan yana durur. Durulması gereken en rasyonel aralık ise vicdan ile iyiliktir
İnsanları işlerine yaradığı sürece el üstünde tutup yaramadıklarında ise yerin dibine sokanlar var. Aynı insanlar bir süre sonra yaşamdaki menfaatçi insanlardan bıktıklarını söyleyip duruyorlar. Biz insanlar nasıl bu kadar kör ve duygusuz olabiliyoruz? Hakikatlerden kendimizi bu denli uzak tutarken aynı türle ilişkilerimizi halen nasıl sürdürebiliyoruz?
Evet, çoğumuz bizi zaman zaman zorluğa ve mutsuzluğa sürükleyen zorlu bir hayat yaşıyoruz. Bizi mutsuz edenler bize nasıl davrandılar, İnsanca ve dürüstlükle mi? Hayır. Öyle mi mukabele edelim. Hayır. İçimden gelmeyerek bize yakışmaz diyorum. Onlara İlm-i siyasete uygun davranmanın bir sakıncası olmasa gerek Ben sizin hesabınıza bunu kendime yakıştırıyorum
Nane beyin sendikaya bakış açısına göre kalesinde artık düşman var. En tehlikeli düşman ise kalenin içinde olandır. Konuyu başarıya taşıyacak alt yapıyı o hazırlar. Kendisine GM unvanı bağışlanmış olan bu yönetici konulara önündeki pencereden bakarken manzaranın kötülüğünden şikâyet eden bir kişi. PGS’ nin daha güzeli görebilmesi için yeni bir çift göz şart.
İnsanlar konuya aynı pencereden bakamıyorlarsa, alınan sonuçların da farklı değerlendirilmesi kaçınılmaz. Yaşadığımız aynen budur. Söz söylemek irfan ister, anlamak ise insan. Şükür İnsanız ama yine de anlayamıyoruz. Zorluyoruz kendimizi. Geneli kapsamayan, kişilere özgü uygulamaların izahı ne kadar insani olsa da mantık ve vicdan süzgecimize takılıyor
Kin ve Öfke kontrolünün amacı: saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin kendisine ve çevresine zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade becerisi kazanması. Kardeşlerimizde saldıranlık şiddet, çevreye zarar vermek yok. Yalnız duygularını kendilerine, davalarına fayda sağlamayacak tarzda ifade ediyorlar, Bu tarz da haklılıklarını anlatmıyor.
AİR İNDİA AYCIDAN VAZGEÇER Mİ (?): PERFORMANS YETERSİZLİĞİ, İŞLETMESEL GEREKLİLİK, VERİMSİZLİK, AİR İNDİA’ NIN GÜVENLİK VE ÇIKARINA TERS DÜŞECEK HER TÜRLÜ MUHTEMEL DAVRANIŞLAR KAPSAMINDA EKİP KURMA ÇALIŞMALARI AŞAMASINDA FETÖ’NÜN AİR İNDİA’DA YAPILANMASINA MÜZAHİR OLMA İHTİMALİ (?) AYCI BUYSA VAZGEÇERLER. O, BU NEDENLERDEN ÖTÜRÜ 211 KİŞİDEN VAZGEÇMEDİ Mİ?
İnandığım tüm değerler bana der ki, haklı dahi olsan bir insanı ezme ama haksızlığın hiçbir türlüsüne karşın susma ya da sessiz kalma. İşte ben tüm bu inandığım bu değerler uğruna kişilere haksızlık yapan insan görünümlü canlılara karşı çıkıyorum. Bir insan bir insanı anlamak için elbette aynı haksızlığa uğramak ya da aynı sorunlarla mücadele etmek zorunda değil.
Dört çeşit beklenti var. 1- Beklenti vardır ve gerçekleşir. 2- Beklenti yoktur Nötr kalır. 3-Beklenti vardır gerçekleşmez. 4-Beklenti yoktur ama bir mucize ile mutlu olursunuz. Siz mucize beklemeyin. Tepedeki dürüst ve adil ise alttakiler ona mecbur uyacaktır. Alt yapı tamam ve sağlamdır. Yalnız bu sağlanabilse bile beklentilerin büyük bir kısmı gerçek olur.
Yönetimlerin devamlılığı şart. THY’ de aynı siyasi parti döneminde sahne alan yönetimler birbirinin devamıdır. Bu sözü yanlış anlamamak gerekir. Devamlılık halefin doğru uygulamalarını sürdürmekle sınırlı olmalıdır. Giden yönetimin hatalarını sürdürmek, bağlı olunan sisteme, kuruma ve çalışanlarına ihanettir. Prof. Bolat ihanete niyetli değil gibi.
Bir ülkenin uygarlığının gerçek ölçüsü ne nüfusun çokluğu ne kentlerin büyüklüğü ile binaların yüksekliği, ne de üretimin bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir. Bazılarına bakarsınız egolarından arınınca geriye hiçbir şey kalmayacak gibi zayıf görünürler. Fakir biri, sahip olduğu tek şey para dersiniz kendi kendinize.
Reklam yolu ile insanları yanıltmak neden suç? Kanunlar neden var? Demek ki bunu yapanlar var. İyi tanıtım, etkili reklam bir an için göze batmak değil akılda kalmak. Akıl ise her şeyi olduğu gibi doğru görmek. Söz konusu ölçümün sonuçlarına bakınca değerlendirme kuruluşlarının bu konuda birlikte çalışmalarının gerektiği açık. Hedef, tek liste, tek sonuç.
Ehliyetleri ile yüksek makam kazananlara gıpta ederim. Kazandıkları makamdan dolayı değil, ehliyetlerinden dolayı demiş bir düşünür.
Baktım da bu yöneticinin hangi ehliyetine gıpta edeceğimi çözemedim. Yalanlarına, İnsanları amatörce işten atmasına, yoksa kötü orkestra şefliğine mi?
En iyisi belki bize de bir makam bahşeder diyerek patronuna gıpta etmek.
Yaptığınız yanlışlardan sonra yapmadığınız şeylerden dolayı, yaptıklarınızdan daha fazla pişman olacaksınız. Farkında değilsiniz, Uçak kalktı. Koşuyor pistte. Kopun artık bu şirketten. Kendinizi hatalarınızın sonuçlarını yaşamaktan kurtarın. Çalışanları da kendinizden. Siz THY’ nin yaşadığı bir pişmanlıksınız. Filmi geri sarıp seyredin. Hatırlayın